Cumhuriyetin ilanından sonra memleketimizde kadınlarım hakkında onlarca kitap, makale yazılmış, bir o kadar da söyleşi yapılmıştır. Atatürk, Osmanlı dönemindeki nüfus sayımında bile sayılmayan kadınlara, Avrupa ülkelerinin çoğundan önce hukuki ve siyasal haklarını vermiştir.
Değişen ne olmuştur?
Bence tartışılır.
Günümüz kadınının bir kısmı erkeğin arkasında kalmış, ezilmiş, aşağılanmış, dövülmüş, yaralanmış ve öldürülmüş.
Kadınlarımızın bir kısmı da iyi bir eğitim aldıktan sonra siyasette, bilimde, edebiyatta ve güzel sanatların hemen her dalında öne çıkmışlardır. Kısacası erkekten aşağı kalmak bir yana onların çok üstünde başarılara ulaşmışlardır.
İnsanlığın ilk çağlarına baktığımızda Anadolu Tanrısı olarak, Ana Tanrıça Kybele’yi görürüz. Dünya’da ve Türk tarihinde devleti yöneten krallardan, çarlardan ve padişahlardan çok daha önde gelen kadınlar görürüz.
Bütün bunlara rağmen, günümüzde onları aşağılayan deyimleri ve türküleri görmek insanı üzüyor. Yeri gelmişken bu kadını aşağılayan sözlerden bazılarını üzülerek alıntılamak isterim:
“Kadın erkeğin şeytanıdır.”
“ Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar.”
“Avratı eri saklar, peyniri deri saklar.”
“Ağustos’tan sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez.”
“ Al atın iyisini yiyeceği bir yem, al avradın giyeceği bir don.”
“ Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.”
“ Tarlayı düz al, kadını kız al.”
“ Kızını dövmeyen dizini döver.”
“ Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur.”
Kadını aşağılayan bu sözlerin yanı sıra bir de ona benzer şarkı ve türküler vardır. Medeni Kanunda ve evlenme akdinde geçen karı (!) sözüne ne demeli?
Nedense oradaki karı sözcüğüne kimse itiraz etmiyor.
Kadın haklarını savunan İstanbul Sözleşmesinden meclis kararı olmadan çıkılmasının üzerinde durulmalıdır. Anayasa Mahkemesine götürülen bu kararın bozulması sevinilecek bir olaydır. Kadınlar toplanarak buna tepki gösterdilerse de sonuç aldıklarını söylemek biraz zor.
Ne acıdır ki toplumda hemen her gün yaşanan kadın cinayetlerini, kadının dövülmesini, aşağılanmasını yalnızca basına yansıdığı kadarı ile biliyoruz. Kuşku yok ki toplumun bilmediği daha pek çok, buna benzer olayın olduğunu düşünüyorum.
Ya toplumdaki bazı kişilerin kadının beyniyle, eğitimiyle, sanatıyla, bilgisiyle değil de bedeni ile ilgilenmesine ne demeli?
Bilemem…
Yakın tarihlerde kadını aşağılayanları görmüştük. Örneğin kadın kahkaha atmaz, hamile kadın sokağa çıkmaz gibisinden sözler söyleyenleri. Bütün bunların yanı sıra anasının dizinden tahrik olanları, küçücük kızına ört kızım bacaklarını diyen babaları da duymuştuk.
Bütün bunların altında cinsel açlık yatmıyor mu?
Gençliğinde kız arkadaş edinememiş, flört etmemiş, bunalım içerisinde olanların bu sapık sözlerinin altında yatan duyguları neden kaynaklanıyor?
Kıskançlık mı, yoksa haset mi?
Anneler ve sevgililer günlerinin kutlandığı günlerde bazıları analarının da bir kadın olduğunu düşünüyorlar mı?
Tokyo Olimpiyatlarında ve Avrupa Voleybol şampiyonasında filenin sultanlarını seyrederken Türk kadınıyla gurur duymuştuk. Kadın futbol müsabakalarında da kadınların sporun bu dalında da erkeklerden aşağı kalmadığını görüyoruz.
Bence bu karmaşık veya sapık duygularla bocalayanlara en güzel yanıtı kısa süre önce yine kadınlarımız verdi. Dünya Boks Şampiyonasında kızlarımız beş altın iki gümüş madalya ile zirvede yer aldı. Olimpiyat Şampiyonu Busenaz Sürmeneli başta olmak üzere Hatice Akbaş, Buse Naz Çakıroğlu, Ayşe Çağırır ve Şennur Demir altın madalyayı alarak Milli Marşımızı beş kez dinletirken ay yıldızlı bayrağı da göndere çektirdi. Sema Çalışkan ile Elif Güneri de az farkla altını kaçırıp gümüşte kaldılar. Daha önce kadın basketbol, voleybol tekvando ve güreşte kadınlarımızın aldığı madalyalarda az değildir. Bence onların aldığı her madalya kadınları aşağılayanların yüzüne vurulmuş bir tokat gibidir.
Futboldan başka haberlere önem vermeyen spor basınında, uluslararası müsabakalarda başarılar kazanan kadınlara çok az yer verilmesine söyleyecek söz bulamıyorum.
Bizim memleketimizde spor denilince akla öncelikle futbol geliyor. En ciddi gazetelerin spor sayfalarına bakın baştan aşağı futbol, futbolcu haberleri ve büyük kulüplerin seçimleri öne çıkarılıyor. Falan yabancı futbolcu geliyor, filancayla görüşmeler yapılıyor haberleri ve ardından boy boy resimler…
Kadınlarımız bu madalyalarla, bazı kendini bilmezlerin “Müslüman kadın başkalarına burnunu ucunu göstermez”, “Baldır bacak ortaya çıkıyorlar”. “Hiç olmazsa başlarını örtselerdi”, “Kadın gülmez “sözlerine ve daha nice çirkin söylemlerine yanıt verdiler.
Kadını aşağılayan bazı akılsızların onların bilim, siyaset, kültür ve eğitim düzeyine erişemedikleri bir gerçek. Belki de o yüzden kadını aşağılamaya çalışıyorlar.
Annelerimiz, büyükannelerimiz, eşlerimiz, sevgililerimiz, kız kardeşlerimiz, kız çocuklarımız, iyi ki varsınız…