Yoksulluk öyle bir vurdu ki halkımızı, fiyatlar el yakar, can yakar oldu. Çarşı-pazar ateş pahası. Bundan en çok etkilenen de çocuklarımız oldu. Haberlerden öğreniyoruz ki çoğu aç giriyor sınıflara.
Geçen hafta Kaşınhanı’nda ki tarım işçilerinin kampında idim. Urfa’dan bahar aylarında gelen bu insanlar, son güze kadar tarlalarda çalışıp nafakalarını çıkarmaya uğraşırlar. Kasım ayının sonlarına gelmemize rağmen hala memleketlerine dönmemiş aileler vardı. Konuğu olduğum bir ailenin çayını içerken bir yandan sohbet ettik. Ailenin eli iş tutanları tarlaya karalahana bozmaya gitmişler. Lahana işi bitince döneceklermiş Urfa’ya. Okul çağında çocuklar vardı kampta. Okullar aylar önce açılmasına rağmen onlar uzak kalmış okullarından. Urfa’ya dönünce gideceklermiş okula. Hayal, yedinci sınıfa gidiyor ve okumayı çok seviyormuş. Büyükler tarlada çalışırken o da küçük kardeşine bakıyormuş.
Böyle onlarca kamp var Çumra ve Konya ovasında. Kamplardaki bütün çocuklar aynı kaderi paylaşıyorlar.
Aynı sıkıntıyı göçer yörük çocukları da çekiyor. En az üç ayları okul dışında geçiyor. Kışlakta yakın akrabası olanlar onların yanına gönderiyor çocuklarını ya da imkanı olanlar çocukları yurtlara yerleştiriyorlar. Bu da ayrı bir sıkıntı konusu, yurtların çoğu dincilerin elinde olduğu için çocuklar güvenli ellerde olamıyorlar.
Bunları konuştuğumuz ana/babalar çaresizlik içinde kıvranıyorlar.
Önceki