21. Yüzyılın ilk çeyreğinde dünyanın birçok bölgesinde çatışmalar yaşanmaktadır. Bugün buna hep birlikte tanıklık ediyoruz. Dikkat ettiyseniz Rusya – Ukrayna savaşı başladığında dünyanın birçok yerinde insanlar bu savaşa tepki verdi. Şu an savaşın ikinci yılındayız ve her gün insanlar ölmeye devam ediyor. İlk baştaki tepkilerden ise artık eser yok. İnsanlar, ne kadar acımasız olursa olsun uzayan tüm savaşları kanıksamıştır. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Savaşa alışan insanlar bir süre sonra kendi rutin hayatlarına geri dönmüştür.
Savaş ikinci yılına girerken birçok önemli gelişmeyi de beraberinde getiriyor. Şubat ayında iki önemli gelişme yaşandı. Savaşla ilgili ilk gelişme Avdiivka şehrinin düşmesi oldu. İkinci gelişme ise Alexei Navalny’in öldürülmesidir. Ukrayna açısından Avdiivka’nın düşmesi önemli bir kayıptı. Ukrayna Donetsk bölgesini on yıl boyunca bu şehirden vurdu. Stratejik açıdan önemli bir şehirdi Avdiivka ancak Ukrayna bu şehri kaybetti. Geçtiğimiz günlerde özellikle İsrail-Gazze savaşında Ukrayna yalnız bırakıldı. O sıralar ‘Sıra Kimde’ diye bir yazı yazmıştım. Zelensky hala Amerika’dan yardım bekliyor. Diyelim ki yardımlar yeniden başladı; bu sadece Ukrayna’ya zaman kazandırır ancak sonucu değiştirmez. Çünkü bugünden söyleyeyim, bu seçimde Biden kaybedecek. O zaman Zelensky ne yapacak?
ABD Lideri Biden ve Ukrayna Lideri Zelensky, Avdiivka’nın kaybı hakkında acil bir görüşme gerçekleştirdiler kendilerince suçluyu buldular. Biden bu kayıp hakkında Cumhuriyetçileri suçladı ve tekrardan Ukrayna yardımını onaylamaya çağırdı. Peki, bu durum Cumhuriyetçilerin umurunda mı? ABD sınırları kevgire dönmüş durumda ve tahmini olarak söylemek gerekirse yılda 5-6 milyon insan bu ülke topraklarına giriyor. Cumhuriyetçiler ise bu konuda acil önlem istiyor. ‘Teksas valisi “ABD başkanı Biden, Putin’den ülkesinin çıkarları doğrultusunda çalışmayı öğrenmeli” diyerek tarihte görülmemiş bir açıklama yaptı. Hiçbir zaman Amerikalı bir siyasetçiye Rus bir siyasetçi örnek gösterilmemiştir. Gelinen noktada kamuoyunun önünde yaşadıklarımız azımsanacak şeyler değil.
Avdiivka meselesine tekrardan dönecek olursak, Rusya Savunma Bakanı Sergey Shoigu, Putin’e Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin güçlü savunma merkezi Avdiivka şehrinin Tuğgeneral Andrei Mordvichev komutasındaki Merkez Birlik Grubu tarafından tamamen kontrol altına alındığı hakkında bilgi vermiştir: “31.075 metrekarelik alan düşmandan kurtarıldı. Avdiivka için son yirmi dört saatte yapılan savaşlarda düşman kayıpları 1.500’den fazla. Rus birliklerinin sürekli ateşi altındaki alandan sadece Ukraynalı militanların bireysel dağınık grupları silahlarını ve askeri teçhizatlarını bırakarak Avdiivka’dan aceleyle ayrılmayı başardı. Avdiivka’nın kurtarılması, cephe hattının Donetsk’ten uzaklaştırılmasını mümkün kıldı. Böylece suçlu Kiev rejiminin terör saldırılarına karşı Donetsk’e önemli ölçüde korunma sağlandı.” Rapor aynen bu şekilde verildi.
İki yıldır aralıksız takip ettiğim bu savaş hakkında şunu söyleyebilirim ki Avdiivka’nın düşmesi Ukrayna için stratejik öneme sahip bir şehrin daha kaybedilişi anlamına gelmektedir. Avrupa Birliği’nden gelecek yardımlarla Ukrayna yeni bir taarruz girişimine başlatması imkânsız gözüküyor. ABD yardımları devam etmez ise Ukrayna birlikleri savunmada kalmaya devam edecektir. Ukrayna bölgesinin haritasını günlerdir inceliyorum. Rus birliklerinin Robotyne bölgesine saldıracaklarını düşünüyorum. Eğer burası Rusların eline geçerse Avdiivka, Mariupol ve Donetsk tamamen güvence altına alınmış olur. Zelensky’nin yaz taarruzunda hedefine koymuş olduğu Kırım’a ulaşmanın hayali bile kurulamaz. Burada sert çarpışmalar olacağından eminim.
Ukrayna’nın önünde iki büyük sorun var; birincisi ciddi anlamda asker açığı, ikincisi ise mühimmat eksikliği. Görevden alınan eski Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Valerii Zaluzhnyi’nin raporu ciddiye alınmadı. Oysa raporda her şey detaylı anlatıldı ama popülizmin daha revaşta olduğu bir dönem yaşıyoruz. Zelensky’nin Ukrayna ordusuna liderlik etmesi için seçtiği General Oleksandr Syrsky, Avdiivka’dan çekilme emrini geç vermiştir. Zamanında verilmeyen bu emir ortalama 1500 askerin boş yere ölmesine neden oldu. 110. Mekanize ve Azov’dan çok sayıda Ukrayna askeri kuşatmada esir düştü veya öldü. Zor zamanlarda zor kararlar almak kolay değil elbet. Bana göre General Oleksandr Syrsky ilk sınavını veremedi ve binlerce insanı göz göre göre ölüme terk etti.
Günbegün takip ettiğim bu savaş hakkında yazmaya devam edeceğim. Cephe hattı ile ilgili son olarak şunu söylemek istiyorum: Ruslar, Kırım’ı ele geçirerek çok önemli bir avantaj elde ettiler. Ana hedef Ukrayna’yı Oskil nehrinin diğer yakasına atıp Odessa ele geçirilirse Ukrayna’nın Karadeniz bağlantısı tamamen kesilecektir. Bu NATO’nun alacağı en büyük darbe olacaktır. Rus askeri kademesi bunu tartışıyor olabilir mi?
Cephe hattıyla ilgili söyleyeceklerimi bitirdikten sonra bir başka gelişmeye geçmek istiyorum. Şubat ayının en önemli gelişmesi Alexei Navalny’inin öldürülmesidir. Cephede binlerce Rus ve diğer etnik kökenden insanlar öldüğü bir dönemde kimse Navalny’nin ölümüne büyük tepki veremez. 20 Ağustos 2020’de Rus muhalefet figürü Aleksi Navalny, Novichok sinir gazıyla zehirlendi ve durumu ciddi. Tomsk’tan Moskova’ya yaptığı uçuş sırasında hastalanan Navalny acil iniş yaptıktan sonra Omsk’taki bir hastaneye koma halinde götürüldü. İki gün sonra Almanya’nın Berlin kentindeki Charite Hastanesine tahliye edildi. Sinir gazının kullanıldığı Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne bağlı (OPVCW) sertifikalı beş laboratuvar tarafından doğrulandı. 7 Eylül’de doktorlar Navalny’yi komadan çıkardıklarını ve durumunun iyileştiğini duyurdular. Navalny 22 Eylül 2020’de hastaneden taburcu edildi. OPCW Navalny’nin kanında, idrarında, deri örneklerinde ve su şişesinde Novichok grubuna ait bir kolinesteraz inhibitörünün bulunduğu söylendi. Aynı zamanda OPCW raporu, Navalny’nin Kimyasal Silahlar Sözleşmesinin kontrollü kimyasallar listesinde yer almayan yeni bir tür Novichok ile zehirlendiğini açıkladı.
Putin’e muhalif Aleksy Navalny zehirlendikten sonra Almanya’nın başkenti Berlin’de tedavi gördü. Daha sonra 17 Ağustos 2021’de başkent Moskova’ya dönüşünde havaalanında tutuklanmıştı.
Putin önce Yevgeny Prigozhin’i ortadan kaldırdı sonra batı yanlısı Navalny’i. Ne tesadüftür ki Putin bu ölümün kendisi için sorun olacağını düşünmüyor. Tesadüflere her zaman inanılan Rusya’da 17 Mart 2024 tarihinde devlet başkanını belirlemek için yapılacak seçim öncesi önemli bir muhalif lider öldürüldü.
Bütün muhaliflere seçimde başarılar diliyorum. Kremlin karar alırken asla duygusallığa yer vermez. Açık ara bir gerçektir ki Putin pragmatist bir liderdir.
Tekrar söylemekte fayda vardır, Navalny eceliyle ölmedi, öldürüldü, yok edildi, ortadan kaldırıldı. Putin önüne çıkan bütün engelleri yok ederek ilerleyen bir liderdir. Tarihe tanıklık ettiğimiz bir dönemde daha neler yaşayacağız ve neler göreceğiz kim bilir.
Şunu da belirtmeliyim ki bu savaş Ukrayna-Rusya savaşı değildir. Bu savaş NATO-Rusya savaşıdır. Ve Rusya açısından bir var olma savaşıdır.
Rusya-Ukrayna savaşı devam ettiği bu dönemde yeni gelişmeleri aklın, tarihin savaş biliminin ve gerçekliğin ışığında aktarmaya devam edeceğim.