Ülke yanıyor mu?

Abdurrahman Ohtaroğlu
233 views

Ülke yanıyor mu?
Ülke yakılıyor mu?
Ülkeyi yönetenlerin PKK’yı Kürtlerin temsilcisi olarak ilan ettiği bu günlerde bu yangınlar bilerek söndürülmüyor mu?

Kamu emekçilerine, emekliye, asgari ücrete sefalet parası dayatılırken aynı anda her yer yanıyor.

Ülkenin yasaları herkese eşit haklar tanırken, herkes yasalar karşısında eşit denilirken, bütün yoksullar aynı şiddette sömürülürken, herkesin demokrasisi kısılırken, herkesin laikliği hükümetçe yok edilirken PKK’ya Kürtleri temsil yetkisi tanınıyor.

Ülkenin bütün yoksulları emperyal kapitalist şirketlerin sınırsız talanına açılırken PKK’ya Kürtleri temsil yetkisi veriliyor.
Üstelik Kürtlerin oyuyla seçilen AKP’li, DEM’li, MHP’li, CHP’li, İYİ Partili, YRP’li, HÜDAPAR’lı milletvekilleri Meclis’te varken…
Ülkenin yasalarına göre seçilmiş bu milletvekillerini bir kenara atıp, ABD ve emperyal sermayenin sadık müttefiki PKK’nın kurucusunun, Kandil Dağı’ndaki örgüt elemanlarının tehditleriyle, yol göstermeleriyle “Kürt sorunu” çözümüne, “terörsüz Türkiye” saçmalıklarıyla kalkışmak nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Bu bir akıl tutulmasıdır.

Çünkü bu, ülkenin paramparça edilmesine yol açacak ilk adımdır.

Nasıl mı?
Ülkeyi yönetenlerin ağızlarını açtığında ülkeyi tarif etmek için saydıkları bütün etnisite, mezhep ve inançlara kendilerine kendilerini ayrı olarak temsil hakkı tanınmasına kapı aralar.
Yani her etnisiteyi, her mezhebi ayrı siyasal yapılara dönüştürmeye kapı açar. Bu, tarikatlara ve emperyal kapitalist sistemin yaratacağı yeni ayrımlara da siyasal temsilci atamayı öngörür.
Evet, PKK’yı Kürtlerin temsilcisi kabul etmek, Kürtleri PKK’nın hükümranlığına mahkum etmektir.

PKK gibi sadece emperyal güçlerin iyi bir müttefiki olmaktan başka özelliği olmayan bir örgütü Kürtlerin hamiliğine atamak hakkı kimsede olamaz.
Zaten bu sadık müttefikliği nedeniyle bugün PKK var ve ABD’nin aynı sadık müttefiki olan hükümetin de PKK’yı Kürtlerin hamisi yapma çabası bu yüzden. Emir ABD’den geliyor.

Bu yıl ödediğimiz her 5 lira verginin 1 lirası emperyal yabancı bankerlere faiz olarak ödeniyor ve PKK, Kürtlerin hamisi, temsilcisi yapılmaya çalışılıyor.

Bugün yeryüzündeki adı Cumhuriyet olan demokrasilerdeki despotik, paranoyak hükümet krizlerinin asıl nedeni temsili sistemle alakalıdır.
İnsanlar 4 ya da 5 yılda bir, etkilerinin neredeyse sıfır olduğu siyasi partilere “beni sen temsil et” diye oy veriyor.
Ve temsil yetkisi verdikleri, yetkiyi verenlerin aleyhinde çalışıyor ve yeni bir seçime kadar insanların seçtiklerine müdahale hakkı olmuyor.
Evet, temsil yetkisiyle kabaca bunu söylemeye çalışıyorum:

Beni ancak benim temsil etme hakkım vardır.

Eğer temsil yetkisini verdiğim zararıma çalışıyorsa hemen azledebilemeliyim.

Azledebiliyor muyum?
Hayır.

Emperyal kapitalist tekeller ve son iktidar biçimleri, yeryüzünde güçlü ulusal devletler istemiyor.
Parçalanmış, birbirleriyle kavgalı etnisiteler temelinde, mezhepler temelinde, daha ileride kabileler temelinde bölünmüş, küçük, kolay yönetilen, kolay sömürülebilen, ortak geleceği karartılmış amorf devletçikler istiyor.

Ülkede Kürtlerin dertleri nedeniyle –ki bu dertler, kaygılar bu ülkedeki bütün hepimizin ortak kaygılarıdır– PKK’yı temsilci yapma ve onu devletin karşısına oturtma saçmalığıyla çözülemez.

Bunu yapmak, bu devleti emperyal kapitalist sermayenin soytarısı yapmaktır.

Bu, hiç kimseye bir yarar sağlayamaz.

PKK, bu ülkedeki soygunun, özgürlüklerin kısıtlanmasının, Kürtlerin daha çok baskı altında olmasının, emperyal sermayenin bu ülkeyi daha kolay soymasının önünün açılmasına yardımcı olmuştur.
Elbette ki bu ülkedeki herkes, despot paranoyak hükümetleri seçerek bu yolu sonuna kadar açmıştır.

PKK’nın muhatap alınması şöyle dursun,
PKK’nın bu ülkeye olsa olsa bir özür borcu vardır.
Bu kirli çatışmalarda ölenlere bir özür borcu vardır.
Ortadoğu’da ABD’ye müttefiklik yaptığı için bir özür borcu vardır.

Bu bölgenin istikrarsızlaşmasında ciddi bir rol oynadığı için bu topraklara bir özür borcu vardır.

Abdurrahman Ohtaroglu