Kürt Sorununun Çözüm Yolları Nedir, Hangi Öznelere Bağlıdır, Üçüncü Bir ittifak HDP Öncülüğünde Örülebilir Mi?

Nazım Tokşen
1.523 views

Emeğin Serüveni Dergisi Adına: Nazım Tokşen

HDP uzun zamandan beri birçok bileşen tarafından dışlanmış durumdadır. Türkiye iki kutubun seçim yarışına şahit olmaktadır. Ya cumhur ittifakı ya da millet ittifakına sıkıştırılmaya çalışılan bir dönemde Türkiyenin 3. büyük partisi olan HDP’nin Konya İl Örgütü üyeleri ile Kürt sorununu, ittifaklar meselesini, Türkiye demokratikleşirse HDP için nelerin değişeceğini, güncel konjenktürde Kürt sorununu çözecek öznelerin neler olduğuna dair sorularımızı yönelttik. HDP’nin genç isimlerine de “bir genç neden HDP’li olsun”‘ sorusunu sorduk.

Sürekli ötelenen, görmezden gelinen bir halkın en önemli meselesini çözümsüz bırakan bir siyasal yapı ile karşı karşıyayız. Kürtler yüzyıllardan beri acı çeken bir toplumdur ama acı çekerken de direnen mücadele eden ve vazgeçmeyen bir halktır. Bu halk, Demirci Kawa’nın, Zalim Dahhak’ka baş kaldırdığı günden beri krallara, padişahlara ve diktatörlere boyun eğmeyen, onların karşısına dikilen ve hakkını almak için mücadeleyi büyüten yürekli bir halktır.

Konya İl Eş Başkanı Songül Çetin

Newroz’un tarihinden kısaca bahseder misiniz?

Cevap: Newroz Kürt Mitolojisinde Zalim Dahhak’ın Demirci Kawa tarafından öldürüldüğü ve toplumsal olarak barışın, adaletin kazanıldığı gün olarak bin yıllardır Kürt Coğrafyasında ve de Mezopotamya da coşku ile kutlanan bir bayramdır. Tabiki bu klasik anlamda bir bayram kutlaması değil bir direnme günüdür.

HDP neden Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyor?

 HDP kuruluş şekliyle bir demokratik oluşumdur. Türkiye’de Kürtler de Türkler de Aleviler de Sünniler de kadın da erkek de çocuk da hayvanlar ve doğa da bir şekilde baskı, şiddet ve de ötekileştirme altındadır. Kürtler bir millet olarak hak taleplerinin örneğin; Anadil de eğitim, kayyumlarla gasp edilen iradelerinin peşindedir.

HDP seçimlerde nasıl bir yol izleyecek, üçüncü bir ittifak HDP öncülüğünde örülebilir mi?


HDP zaten bir ittifak ve bileşen partisidir. Daha önceki seçimlerede ittifaklarla girmiştir. Bundan kaynaklı yine bir demokrasi ittifakı ile Türkiye’deki ve Kürdistan’daki parti, STK’larla birlikte seçimlere gidecek ve kendi Cumhurbaşkanı adayını çıkaracaktır. Seçim ikinci tura kalırsa tabii ki Cumhur ve Millet ittifakı adaylarından birini desteklemek zorunda kalırsa, bu destek HDP’nin demokrasi bildirgesinde açıkladığı şekilde ön şartlarını ve isteklerini uygulama ve kabul etme gücüne sahip tarafla tabii ki bir ittifaka desteğe gidebilir.

Türkiye demokratikleşirse Kürt sorunu çözülür mü?


Kürt sorunu çözülürse Türkiye demokratikleşir. Türkiye’deki siyasi ve ekonomik krizin ana sebebi Kürt sorununa yaklaşımdır. Ortada somut bir Kürt sorunu vardır. Fakat devlet ve iktidarın bu somut soruna yaklaşımı soyuttur.

Güncel konjonktür’de Kürt sorununu çözecek özneler nelerdir?


Kürt sorunu sadece Türkiye’nin Doğu ve de Güneydoğusunun sorunu değildir. Dörde bölünüp dört ülkeye dağıtılmış bir coğrafyanın sorunudur. Ama tabii biz Türkiye cephesinden olayı ele alırsak çözümün esas öznesi İmralı’dır. Abdullah Öcalan daha önce ki açıklamalarında belirttiği gibi Türkiye’deki Kürt Sorununu çözerim demişti. Ki bunun örneği çözüm süreci döneminde görülmüştür. Bu sorun TBMM’deki tüm partiler, iktidar, devlet, İmralı ve demokrasi ve Kürt sorununun çözülmesini isteyen tüm kesimlerle çözülür

HDP’nin bir sosyalizm iddiasi yok, önceliği demokrasinin gelişmesi olmasına rağmen neden sol unsurlarla ittifak yapıyor?


HDP’ nin sol iddiası yok demek HDP’ nin sol bir parti olmadığı anlamına gelmez. HDP radikal demokrasiyi savunan ve bunun için mücadele veren bir ittifak partisidir. Belki son zamanlar da Sol Partiler diye tabir ettiğimiz partilerle bir üçüncü yol olan demokrasi ittifakı için görüşmeler yapıyor görünüyor olabilir. Fakat aynı zaman da Kürt Partileri ile de bu ittifak için diyalog halindedir. Daha önce de belirttik, HDP bir ittifak ve bileşen partisidir. Yani bir çatı partisidir. Gerçekten Kürt sorununun çözülmesini isteyen Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyen tüm parti ve kesimlerle diyalog halindedir. Radikal demokrasiyi savunmak demek sosyalizmi ana literatür ile savunmak değil Radikal demokrasi ile hayata geçirmektir.

AKP seçimi kaybederse HDP açısından neler değişecek?

Bizim için önemli olan hangi partinin seçimi kazanıp kazanmayacağı değildir. Bizim için önemli olan Türkiye’deki Kürt ve demokrasi sorununun varlığıdır. Bugün Cumhur İttifakı Türkiye’deki demokratikleşmenin ana nedeni olarak görülebilir. Yarın Millet İttifakının Türkiye’deki sorunlara yaklaşım tarzının nasıl olacağı bilinmez. Bizler HDP olarak demokrasi bildirgemizde Türkiye’nin demokratikleşmesi için ana hedeflerimizi belirledik. O yüzden HDP olarak gerçekten bu ana hedeflere birlikte gidebileceğimiz bir seçim kazananı olmasını istiyoruz.

Son olarak temel duruşumuz ve ittifak düşüncemiz Demokratik Türkiye’yi ön gören bir çizgidir. Halkların eşit haklara sahip olarak yaşamalarını esas alır. Sömürülenlerin, ezilenlerin tarihsel bloğu olarak herkesin ve her kesimin dâhil olduğu bir demokrasi ittifakının inşasıdır. Barış, özgürlük, eşitlik, adalet ve demokrasinin kazanılabilmesi için Faşizme karşı demokrasiden yana olan tüm kesimlerle yan yana yürüyoruz. Bu Newroz Ateşi’nin Türkiye ve Kürdistan halklarının geleceğine özgürlük, demokrasi, barış, adalet ve eşitlik getirmesini diliyoruz. Ve mutlaka kazanacağımızı söylüyoruz .

Konya HDP PM Üyesi Hakim Gölmez

Newrozun tarihinden kısaca bahseder misiniz?

Newroz, Zalim Kral Dahhak’ın Kürt gençleri üzerindeki baski ve zulmü üzerine yaşanan bir olay ve buna karşi hepimizin bildiği gibi Demirci Kawa’nın bir gün birkaç arkadaşiyla tasarlamış olduğu bir planla, eline aldığı çekiçle kan emici Dahhak’ın kafasını ezmesi ve Newroz ateşini yakmasıdır. O ateşi de o günden bugüne yakıyoruz. Hatta kendi çocukluğumdan şöyle bir şey aktarayım; Cumhuriyetin ilk yıllarında biz bileklerimize yeşil, sarı, kırmızı bantlardan yapılmış bileklikler takarkan bize kimi bölge güçlerini devreye sokarak Newroz’un 21 Martta baharın gelişini kutlamak olduğunu söylerlerdi. Fakat şimdi tarihe bakarken bunun böyle olmadığını ve Kürtlerin bir direnişi sonucunda elde edilmiş bir kazanım olduğunu görüyoruz. Ha şunu da belirteyim! Kürtler,sosyalistler ve devrimciler olarak Newroz kazanımlarını savunup daha da yüceltmeye devam edeceğiz.

HDP Neden Türkiyenin demokratikleşmesini istiyor ?

Kürt halkına yönelik baskılar doksanlı yıllarda bir çok faili meçhul cinayetin olması, köylerin boşaltılması, binlerce insana sorgusuz sualsiz müebbet cezaları çarpılması yani 90’lara kadar Kürtlerin soykırımdan geçirilmesi sürecinde,96 susurluk kazası ile beraber ortaya çıkan derin devletin mafya devlet siyaseti ortaya çıkarması ile birlikte hem ülkede hem dünyada kimi somut gelişmeler ortaya çıktı. Tabi sistem bir gerileme süreci yaşadı. Sistem de kendisini toparlamak için bugün mevcut olan AKP sistemini kurdu ve AKP de İslami söylem üzerinden özellikle Kürtlerin bu muhafazakar kısmını etkileyerek sözüm ona İslamiyeti öne çıkararak barbar kıyımcı ve talancı bu sistemi devam ettirmeye çalıştı. İşte buna karşı da biz yıllardır mücadele veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz. HDP bu ülkede bu sisteme karşı demokrasi mücadelesi vermek istiyor çünkü demokrasinin olmadığı yerde ne adalet ne hukuk ne eşitlik ne de ekonomik refah olur. Bu yüzden de HDP olarak bu ülkenin demokratikleşmesini esas alıyoruz ve Kürt sorununun da bu şekilde çözülebileceğini inanıyoruz.Ama şunu da belirteyim Kürt sorunu çözülmeden de tam olarak bir demokrasi olamaz, yani bu iki sorun birbirine paralel şekilde ilerlemektedir.

HDP, seçimlerde nasıl bir yol izleyecek üçüncü ittifak HDP öncülüğünde kurulabilir mi?

20 yıldır talancı, hırsız bir iktidar yönetti bu ülkeyi ve hala yönetmeye aday tabi ve hala %30‘larda Küçük ortağı ile beraber ise yüzde 40’lar da bir oy oranına sahip gözüküyor. Siyaseti küçük,kirli, pis işleri hileleri kullanarak sarayda kalmak için elinden geleni yapıyor. Biliyoruz ki daha önceki yıllarda da yine bu yolları kullanarak yine Kürtleri katlederek ayakta kalmaya çalıştı. Ondan sonra da çözüm adına İktidarını savunmaya çalıştı ama görüyoruz ki artık dış siyasetteki tıkanıklıklar, ekonomideki sıkıntılar nedeniyle bir daha geleceğini düşünmüyoruz. HDP’nin iktidara gelip gelmeyeceğinden öte biz HDP olarak önümüzdeki seçime ilişkin muhalefetin tek adayla çıkmasına önem verdik. Son gelişmelere bakarsak hatta pazarlık toplantısına bakarsak, sosyal demokrat görünse de söylemde ve pratikte hiç öyle olmadığını görmüş olduk. Bu gelişmeler bizi doğrusu endişelendiriyor. Özellikle İyi Partinin HDP’ye karşı olan söylemleri ve yaklaşımları etik değil, ahlaki hiç değil. Bunların çözüme ilişkin olarak bir arada olduğunu düşünemiyoruz doğrusu. Açıkçası yeni bir iktidar adayı olarak katliamcı, talancı bir partiyi durdurmak cesaret işidir.
İyi Partinin biz HDP’yi tanımıyoruz söylemleri bir çözüm ve iktidar hedeflerinin olmadığını gösteriyor .HDP zaten kuruluş amacı ,vizyonu ve bileşenleriyle bir demokrasi çözüm ve iktidar için bir üçüncü yol, bir üçüncü ittifaktır. Bizim şu anki hedefimiz partimize yeni bileşenler ekleyerek gücümüze güç katıp halkımızın ne Cumhur ne de Millet ittifakına muhtaç olmadığını göstermektir.

Güncel konjonktür’de Kürt sorununu çözecek özneler nelerdir?

Biz HDP olarak tek başımıza bunu çözebileceğimizi düşünmüyoruz ama bunun adına mücadele veriyoruz. Kaç defa eş başkanlarımız vekillerimiz tutuklandı ve bileşenlerimiz hakkında soruşturma açıldı.
Buna karşı Millet İttifakı gibi diğer partilerin açıklamalarına baktığımızda evet CHP’nin bazı sola yakın söylemleri var bunlara değerde biçiyoruz fakat yeterli bulmuyoruz.Sadece şunu diyebiliriz ki her türlü çözüme odaklı demokratik zeminde yapılacak olan görüşmelere açığız ama önümüzdeki sürecin ne olacağını bilmiyoruz. Uluslararası dengelerde neler değişeceğini hep beraber göreceğiz.

HDP’nin bir sosyalizm iddiasi yok, önceliği demokrasinin gelişmesi olmasına rağmen neden sol unsurlarla ittifak yapıyor?

Her zaman dediğimiz gibi bizim amacımız halkını çaresiz olmadığını göstermek. Bu yüzden de HDP’nin bileşenlerini güçlendirmek.Ayrıca bizi her ne kadar sağ liberal göstermeye çalışsalar da şu kesindir ki; Mahirlerin, Denizlerin bayrağını biz taşıyoruz ve her yazımızda her düşüncemizde de Kürtlerin özgürlüğüne giden yolun bu bayrağı taşımaktan, bu bayrağı yüceltmekten geçtiğini biliyoruz. Bugün bu bayrağı bedel ödeyerek taşımaya devam ediyoruz ve yüceltmek için elimizden geleni yapmaya da devam edeceğiz.

HDP olarak kapımız bizi anlayan herkese açık bunu belirteyim ve bu arkadaşlarımızla da yürümekte bir sakınca görmüyoruz .Kürt sorununun çözülmesi ile birlikte bu ülkede herkesin kendini özgürce ifade edebileceği bir sistemi kuracağız; devrimcinin, solcunun, sosyalistin, Çerkes’in, Arabın yani herkesin kendini özgürce ifade etmesi için çalışıyoruz ve bunun için mücadele veriyoruz. Eleştirilere de açığız onu da söyleyeyim.

AKP seçimi kaybederse HDP açısından neler değişecek ?

HDPden daha çok bu ülke ne kazanacak ne kaybedecek ona bakmak gerekiyor.Yani her zaman dediğimiz gibi AKP zaten doksanlı yıllara kadar süren derin devlet mafya siyaset ilişkisinin o Kürt katliamlarının sürmesi için hazırlanan bir proje. Mehmet Ağar, Tansu Çiller gibi derin devlet isimlerinin bir devamı olarak Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu, Devlet Bahçeli ve Hulusi Akar görünmektedir.
AKP’ye bakarsak ne kadar devrimci ne kadar Kürt gerçek Müslüman veya devlete muhalif demokrat insan varsa onlara zulüm ettiğini görebiliriz. Zaten iktidarları talan ve hırsızlık üzerine kurulu yani bu iktidarın gidişi tüm ülkenin tüm toprakların kârınadır.

Biz HDP olarak da uzun zamandır bu saldırgan tutuma karşı mücadele veriyoruz. Buna karşı çok bedeller ödedik ve bu yüzden de bir çok kazanımımız olacak elbette ve AKP zaten önümüzdeki seçimde gidici bu çok belli. Anketlerde de böyle gözüküyor. Ama yine şunu da belli edelim her zaman dediğimiz gibi AKP gittikten sonra bu kutuplaşma, derece sistemi devam ettirecek olan CHP veya İyi Partiyse biz onlara karşı da yine mücadelemizi vereceğiz. Bizim karşı olduğumuz ne sadece AKP’dir ne de bir başka partidir. Bizim mücadelemiz bu kutuplaştırıcı bu saldırgan, bu talancı, yıkımcı, hırsız düzene karşıdır.

Son olarak ne söylemek istersiniz ?

Bu talancı, yıkımcı sistemi yıkıp yerine demokratik bir düzeni kurmak istiyorsak bunu sadece birlik olarak yapabiliriz. Elbette birbirimizin eksik yönlerini belirteceğiz ama bunu sadece eksikliği belirtmek için değil eksik yönleri nasıl tamamlayacağız demek için yapacağız.Bu ülkede demokratik zemini nasıl sağlayacağız, nasıl ilerleyeceğiz, nasıl birliği beraberliği, barışı sağlayacağız bunu konuşmamız gerekir. Eğer bunları yaparsak bu güzelim ülkeyi özgürleştirebileceğimize inanıyoruz.

HDP Konya İl Örgütü Gençliğinden: Dengir

Sizce bir genç neden HDP’li olsun ?

Biz gençlik olarak HDP saflarında olmalıyız. Eğitimimizin çökmüş karanlığından çıkmak, Türkiye halklarına karşı ayrımcı kitapçıklardan kurtulmak, eşit olmayan sınav sistemine, iktidarın yücelttiği, muhalefetin iktidarı pekiştirdiği, aydınlıktan uzak köhne eğitim düzenine son vermek için HDP’ den başka çare var mı? Her yıl milyonlarca öğrencinin girdiği stres dolu sınavlardan sonra, milli eğitim ile başlayıp sonrasında üniversitelerde darbe kalıntısı vesayetçi sistemin mirası YÖK gibi bir engelle karşılaşması acıdır. Gençliğin fikrine ket vuruluyor olmasından hiç bahsetmiyorum. Henüz lise sıralarında evrim gibi aydınlanmacı bir konunun müfredattan çıkarılarak yerine daha gerici, bilimden uzaklaşmış ayrımcı, ayrıştırmacı ve ırkçı bir müfredatın verilmesinden bahsetmiyorum. Eğitim düzeninin sinifsallaşmasi, okulların git gide birer pazara ve kar yuvalarına dönüştürülmesi ile adaletsizliğin derinleştirmesinden hiç bahsetmiyorum. Üzerine komşunun çocuğu ile yarıştırıldıktan sonra sınavı kazanması ile birlikte gittiğin üniversitede, kaldığı şehirde barınma hakkının hiçe sayılmasından hatta tarikat yurtlarına kurban edilmesinden hiç bahsetmiyorum. Çocukluktan gelen ayrımcı travmalardan ise hiç bahsetmiyorum. Eğitimimiz sırasında, derslerle buluşurken karnının aç olmasından, görmezden gelinen yoksulluğumuzdan da bahsetmiyorum. Hiç okula gidememiş ya da eğitim hayatına devam edememiş insanların üç beş kuruşa niteliksiz eleman diye çalıştırılmasından bahsetmiyorum. Toplumun sosyal baskısı ile hayatına, canına kıyan gençlerden bahsetmiyorum. Susturulmalarımızın büyümesinden, ötekileştirilmemizden bahsetmiyorum. Sorunun çözüm yolunu işaret etmek istiyorum; demokratik bir gençlik meclisinde, bu mecliste mücadelemizi büyüterek ortak çözümler ile geleceğimizi inşa edebileceğimizi, sorunları çözülebileceğimizi göstermek istiyorum. Özellikle Kürt gençleri olarak, diğer tüm halklara yapılan ayrımcılık ve ötekileştirilmenin henüz ilkokul sıralarında başlayan, halkların düşmanı asimilasyon politikasının kendi dillerinden, kültürlerlerinden, mücadelesinden uzaklaşmaya sebep oldu. Türkçe bilmeyen annelerimizin Kürtçe bilmeyen çocukları olduk,
kayboluyoruz, yok oluyoruz. Bu yok oluşa, tükenişşe tükenmişliğe karşı direnen tek parti HDP değil midir ?
Halkların Demokratik Partisi gençlerin kendini özgürce ifade edebileceği, kendi fikirlerini söyleyebileceği, hiçbir kişinin ve grubun, devlet şiddetinin baskısı altında kalmadan, hiçbir tarikata kurban gitmeden, cezaevleri ve işkence evlerinden geçmeden, tehdit ve baskı altında hissetmeden kendi özgür dünyasını kurabilecekleri bir dünya yaratmak istiyor.

Konya İl Eş Başkanı Gıyasettin Almaz

Newrozun tarihinden kısaca bahseder misiniz?

Newrozun tarihi çok eskiye dayanıyor. M.Ö 2600-2500 yıllarına dayanıyor. Demirci Kawa en son kendini ülkesinde yaşayan zalim kralı, kendi halkının özgürlüğü için Dahakı öldürerek o dönemdeki zulme son veriyor. Yani Demirci Kawa bu mücadeleyi başlatmış ama bu mücadele sadece Kürtler ile sınırlı kalmayıp o dönemde zulme uğrayan, sömürülen, ezilen herkes için bir özgürlük meşalesi, özgürlük dayanışma günüdür. Newrozu böyle anlıyoruz, sadece Kürtler kurtulduğu için değil özgürlük herkes için gerekli olduğu için. Özgürlük herkesin hayati meselesi bu yüzden Newrozlarda sadece Kürtler gidip kutlasın denildiği zaman özgürlüğü kısıtlanmış, özgürlükten mahkum olan diğer insanlar nerde? Diye sorarız. O yüzden bütün halklar, özgürlükten yana olan bütün işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, Newroz günü birlikte omuz omuza vermek gerekir Özgürlük ancak böyle gelir.

HDP Neden Türkiyenin demokratikleşmesini istiyor ?

       Demokrasiden yana olan bütün güçler HDP’nin düşüncesini paylaşıyor. Bizim ülkede ele aldığımız temel sorunların kaynağında Türkiye’nin demokratikleşememesi yatar.  Eğer Türkiye demokratikleşirse, Türkiye’nin bütün sorunları; Çatışmalı sorunlar, özgürlük sorunları ,düşünce özgürlüğünde ki bütün sorunlar ve engeller kalkar. Cinsiyet ayrımından başlayalım, ekolojik dengeye kadar her şey Türkiye’nin demokratikleşmesine bağlıdır. Yani Türkiye’nin demokratikleşmesi sadece Kürtler açısından değil, kadın açısından, gençlik açısından, ötekileştirilmek açısından da önemlidir. Bütün dinler, diller kültürler, etnik kimlikleri ne olursa olsun herkesin geleceğe güvenle bakmasının tek yolu Türkiye’nin demokratikleşmesinden geçer.  Biz de Türkiye'de yaşadığımız için bu sorunun farkındayız ve ancak bu sorunun çözülmesiyle sonuca varabiliriz.

Türkiye demokratikleşirse Kürt sorunu çözülür mü?

Tabi ki Kürt sorunu çözülür. Kürt sorununun bu kadar çözümsüz hale getirilmesinin sebebi Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşması, demokrasi ile yönetilmemesidir. Öncelikle düşünmenin, düşüncenin söylenilmesi suç olmaktan çıkarılmalı, herkes düşüncesini özgürce söylemelidir. Yani siz düşüncenin önüne engel koyduğunuz zaman bizim ne istediğimizi kimse bilmedem  hakkımızda karar vermek çok doğru değil bizi bir dinleyin ne istiyoruz.

HDP, seçimlerde nasıl bir yol izleyecek üçüncü ittifak HDP öncülüğünde kurulabilir mi?

             Halkımızın sorunları neyse HDP ona göre bir yol belirleyecek, bizim meclise girmemiz veya girmememiz bir şeyi değiştirmez. Dışarıda özgürlüğü  kısıtlanmış, bütün temel hak ve hürriyetleri ayaklar altına alınmış büyük bir halk kesimi olduğu sürece  bizim başarılı olduğumuzdan söz edilemez. Bu yüzden üçüncü yol ittifakın HDP’nin önceliğinde olması gerekir, bu neden olmalı? Çünkü HDP şu an demokrasi güçlerinin en temel omurgasıdır. Bizim temelimiz demokrasi, demokrasiden yana olan herkes ile biz bu mücadeleyi  yan yana götürürüz. Gücümüze göre hiç kimseye karşı bir üstünlük sağlamayız. Üstünlük sağlamak, kendi düşüncemizi dayatmak bizim temel düşüncemiz değil olamaz da.Bir kişi de olsa özgürlükten yana demokrasiden yana ise bizim kadar halkta düşünce özgürlüğüne sahiptir.  
 
Güncel konjonktür'de  Kürt sorununu çözecek özneler nelerdir?

Bu öznelerin başına demokrasi ve demokrasi güçleri gelir

HDP'nin bir sosyalizm iddiasi yok, önceliği demokrasinin gelişmesi olmasına rağmen neden sol unsurlarla ittifak yapıyor?

Evet HDP bir sosyalist parti değil ama sosyalizmi  özellikle benimseyen, onun ideolojisine sıcak bakan, onun ideolojisi ile yürüyen, örgütlenen bir partidir.Eşitlikten yana, farklılıkları hoş görme zihniyetindedir. Bu yüzden de kendisine en yakın bulduğu partiler sosyalist partilerdir.

AKP seçimi kaybederse HDP açısından neler değişecek ?
Bizim sorunumuz AKP sorunu değil, bizim sorunumuz Kürt sorunudur. Akp gittikten sonra onun yerine gelecek siyasal iktidar eğer demokrasi yapıdan uzak duracaksa bizim mücadelemiz devam edecektir.

Son olarak ne söylemek istersiniz ?

Öncelikle sorular için teşekkür ederim. Bizim önceliğimiz ülkedeki bütün  sorunlarını beraber çözmek. Kürt sorunu çözüldü ama mesela  kadın sorun çözülmediyse bizim için sorun bitmiş anlamına gelmez. Gençlik sorunu, işsizlik sorunu Türkiye’deki ekonomik siyasal krizler çözülmedikten sonra bizim sadece Kürt sorunu çözülmesi ile işimiz bitti diye evimizde oturacak halimiz yok. Bu ülkede tek sorun kalana kadar biz HDP olarak asla sorun bitmiş olmaz. Bu mücadale Türkiye’deki demokrasi yanındaki güçlerle devam etmek zorundadır, bu mücadelenin beraber yürütülmesinin yanındayız.