İntihar her halde bir insanın en çaresiz “an”ı dır.
Bir çözüm üretmek için bütün gücünü harcayıp enerjisini tüketmesidir.
Peki sonrası sonuç olarak bunu başarması bir başarı mıdır?
Sonuca ermiş bir kişiyle sanırım bunu tartışamayız fakat bu yola çıkmış başaramamış eksik teşebbüs deneyimli biriyle bunu konuşabiliriz.
İntihar için yaşam ilişkileri içinde birçok şey bulabilirsiniz sevgisizlik, geçim sıkıntısı, birilerini cezalandırma ve genel anlamda çaresizlik.
Jack London 1919 da “intihar” adında bir kitap yayınlar Amerika’ yı sarsar ve Amerika da içki yasağının temelini oluşturur.
Jack London’un hayatının bir kesitini anlatan bu roman için ” her şeyi objektif olarak yazmak isterdim fakat yazmaya cesaret edemedim” diye yazar.
Kitap, İntihar ve içki tutkusu üzerine yazılmış son derece yalın gerçekçi ve gerilim dolu belgesel bir romandır.
Uçurum insanları yine Amerikalı yazar Jack London’ nün kitabının adıdır.
Uçurum insanları yoksulluk ve sefalet içinde yaşayan en alt sınıfının adıdır.
Sınırları uçurumun yamacında yaşamak yada en ufak dikkatsizlikte uçurumun dibini boylamaktır.
Gecekondularda işsizlik ve yoksulluktan çocuklarının karnını doyuramamak yüzünden intihar eden babalar gazetelerin üçüncü sayfasında küçük bir haberidir.
Jack London “Martin Eden” eserinde nasıl intihar edeceğini anlatır, arkadaşları ile açıldığı yatın “porthole” lumboz gemi penceresin den kendini okyanusun sularına bırakır, cesedi bulunamamıştır.
Rusya’da devrimci şair Mayokovski, insanların devrim idealleri karşısındaki inançsızlığı ve umutsuz aşkları nedeniyle 14 Nisan 1930’da Moskova’da intihar etmiştir.
Bir tür hayal kırıklığı ve tükenmişlik devrim yorgunudur.
Giderken arkasında not bir şiirdir.
“Hepinize!..
İşte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. Hele dedi-kodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi.
Anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! Bağışlayın beni. İş değil
bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem),
ama benim için başka bir çıkar yol kalmamıştı.”
Nilgün Marmara, İngiliz Dili ve Edebiyatı eğitimi aldığı Boğaziçi Üniversitesi’nde bitirme tezini Sylvia Plath üzerine yazdı. Şair, 30 yaşında intihar eden Plath’ın yolundan giderek 29 yaşında intihar etti.
Sylvia plath feminist bı yazar ileri derecede manik aynı zamanda hayatı zor bir de evlilik süreci intihar giden yolu açmıştır.
Ümit Yaşar Oğuzcan türk edebiyatı da sevgi temalı şiirleri ile tanınır 24 kez intihar teşebbüsü de bulunmuş başarısız olmuş oğlu Vedat Oğuzcan babasına “öyle değil böyle intihar edilir” diyerek kendin Galata kulesinden bırakır.
Beşir Fuad (1852-1887)
döneminin önemli yazarlarından olup annesinin sinir hastalıklarına yatkın olduğunu bundan kaçmak adına intiharı seçer hatta son anlarını kaleme alır.
Tarih intihara eden onlarca şair, yazar ressam, besteciler olduğu gibi tarihe mal olmuş siyaset ve yöneticileri yazsa ciltler doldururdu.
Bir intihar eden kişinin söyledikleri oldukça ilginçtir. ” Atladığımda birden yaşama isteği duydum tutunmak ve kurttulmak istedim.”
Tabii ki bütün intihar edenlerin koşulları bir değil.
İntihar edip yaşama dönüp “beni niye kurtardınız” deyip tekrar deneyip sonlandıran örneklerde çoktur.
Bakteri de olsa canlı organizma biyolojik olarak yaşamı sürdürmeye programıdır.
Tabii ki intihar sadece insana özgü değildir.
Mesela bir akrep’in etrafında ateş yakarsanız çıkacak yer bulamayan canlı iğnesini kendine batırır.
Burada da çaresizliği görüyoruz, kişi de düşüncelerin de kendini boğan farklı bir bakış açısı geliştiremeyip obsesif takıntısı yavaş yavaş sona götürecektir.
Birini kaybetmek, kavuşmamak yine yerine bir şey koyamamanın sonucudur.
Hangi sınıftan olursa olsun doyumsuzluk da yetersizlik de nedenlerden bir tanesidir.
Aileye yetememek, yâda alınan bir şeyin kendi değeri ile kıyaslamak, sevginin yetersizliği de.
Bir genç kızın intihar öncesi çektiği videosunda ” babasının bir kere bile saçlarını okşamadığını seni seviyorum demediğini” söylüyordu.
İnsanların içlerinde geçmişe ait küçük yaralarının koşulları oluştuğunda sonuçları korkunç sonlar hazırlayan bir felakete dönüştüğüne tarih tanık durumundadır.
Bir hastalık sonucu acılar içinde yaşamamak adına bir tür seçimdir hayattan çekip girmek.
Bunun adına kibarca ötenazi densede bunun adı intihardır.
Güney doguda ahlak ve namus adına tecavüz edilmiş genç kızları önceleri bir reşit olmamış çocuklara infaz ettirirlerdi. Gencin kaybını önlemek için yeni anlayış geliştirdiler,
Şimdi kızı bir odaya kapatıp önüne tarım ilacı yada bir ip bırakarak intihar süsü vermek aileye daha masrafsız geliyor.
Bunu öğrenmek için Türkiye istatistik kurumunun intihar olaylarının iller dağılımına bakarsanız öğrenebilirsiniz.
Bütün intihar çeşitlerine baktığımızda ister bir seçim de olsa zorunlu da olsa bütünün de “çaresizlik” Ya da bir “çare” olarak görülüyor.
Bitiş yada final kapanış nasıl düşünürsek düşünelim onlarca intihar edipte başaramamış kişilerin inançlı ise tekrar hayatta olacağına ruhunun gök yüzünden olanları izleyeceğine inanması.
Yok inancı olmayan kişiler ki bu insanlar gerçek bir gidiş olduğunu düşündükleri için hiçlik yani sonsuz yok oluş olarak düşünürler.
İntihar eden kişilerin arkasından ah vah etmek boşunadır, hayatın akışına kapılıp giden bir yaprak misali unutulup gidilecektir.
Sadece acıma duygularımızın bir bölümünü alıp götüreceklerdir, onların istediğide budur.
Hayatta tutunacağı ipliği bu kadar inceltmek kişinin kendisine aittir. Dışarıdan psikolojik tedavi ile aşan kişi bu ipliği tekrar örebilir yoksa sonuç bellidir.
İntihar bir güzellemedir, seremonisi, dramı olan bir güzelleme
Sadece oynayan rol yapan senoryayı yazıp sahneleyen kişinin izleyemediği bir sahne oyunu…13