Orta Doğu’da Kartlar Kaçıncı Defa Dağıtılıyor?

Nazım Tokşen
215 views

Orta doğu’da kartlar kaçıncı defa dağıtılıyor sayan var mı? Hamas Siyasi bürosunun almış olduğu bir karar sonrası orta doğu’da siyaset yeniden şekillendi. Hiçbir karşılığı olmayan bu saldırıyı kim planladı?
Yoksa Hamas Siyasi bürosunun üst kademelerinde bir Mossad ajanı olabilir mi? Mossad’ın En büyük odak noktası dünya genelindeki Arap ülkeleri ve örgütleridir… Satranç tahtasının diğer tarafında ki adam 7 Ekim hamlesinden sonra her şeyi ince ince dokuyacaktı…

O zaman bu olay sonrasını kronolojik olarak ele alalım

1) Gazze’de geri dönüşü olmayan bir yenilgi.

Hamas, Gazze’de koyduğu hedeflerin hiçbirine ulaşamadı. Sözde “Gazze ablukasına son vermek ” amacı ile çıkılan bu yolda bırakın ablukayı kaldırmayı durumu daha da çıkılmaz bir hale soktular. Gazze’nin tamamen yıkımı. Kuzeyinin insansızlaştırılması. 40 binin üzerinde ölü.
İsrail’in en büyük amacı bu bölgenin tamamen insansızlaştırılması ve her gün hedefine daha fazla yaklaşan bir İsrail.

2) Hizbullah uzun süreli bir savaşa hazırlanıyordu ama şu anda bu hazırlık süreci bitmemişti. Çok fazla mühimmat ve teçhizat ekikliği vardı. Mossad bu durumu gerekli yerlere gerektiği şekilde rapor ettiğinden kuşkusu olan var mı? İsrail bu coğrafyada arkasına Amerika’yı alarak istediği gibi at koşturabiliyordu o zaman bekle ve gör politikasını bırakıp silahlarını Lübnan Hizbullah’ına çevirdi. Nasıl olsa ona hiç kimse bir şey yapamıyordu. Rusya’ya yaptıklarının yüzde birini İsrail’e yapamayan iki yüzlü Avrupa’yı takma zamanı değildi. O da tarihsel düşmanı olan bu Arap örgütlerine karşı el yükseltmeye son hızla devam etti.

Nasrallah, Lübnan’da farklı etnik kökenli ve farklı mezheplerin saygı duyduğu nadir bir liderdi. Lübnan’da bir Arap Milliyetçiliği oluşturmaya çalıştı. Lübnan Hizbullahına Lübnanlı olmayanlar giremiyordu. Lübnanlılar ise araştırılıyor ve sonra kabul ediliyordu böylelikle örgütün yapısı korunacak. Üst kademeye erişim sağlanamayacak ve örgüt bu şekilde ilelebet faaliyetlerine devam edebilecek. Oysa ki ‘kendi toplumlarına ihanet eden insanlar her zaman vardı ve var olmaya da devam edecek’. Nasrallah’ın uzun vadeli yapmış olduğu plan çökmüştü. Nasrallah’ın yanındaki adamlarının cihazları patladığı o andan itibaren ne düşündü? Peki patlayan cihazlar dinleniyor muydu? Cihazların içinde takip edilebilmeleri için ayrıca takip cihazı da var mıydı? Soru evet ise Mossad Yatak odasına girmiştir ve bunun anlamı nedir biliyor musunuz?

3) Direniş ekseninin başı İran’dır

Fakat İran kolay bir lokma değildir ama binlerce yıllık devlet aklı Mollolar tarafından yok edilmeye devam ediyor bu da su götürmez bir gerçektir. İran bölgedeki vekil güçlerini ve onların liderlerini koruyamadı. Dahası İran kendi liderini bile koruyamayan basiretsiz, beceriksiz bir yönetim altında can çekişiyor. 1979’da Mollolar, Tudeh olmasaydı devrimi yapamazlardı. Bugün yönetimde Tudeh olsaydı daha farklı bir İran göreceğimizden de kimsenin süphesi olmasın. Mollolar ihanetlerinin bedelini ödüyor ve ödemeye de devam edecekler. Beceriksiz mollolar İran’ı uçuruma sürüklemeye devam ediyor. Direniş ekseni çok ağır bir yara almıştır.

4) Suriye’de Esad’ın yenilgisi

Satranç tahtasının diğer tarafında oturan adam oyun içinde Şah’ı alabilmek için önce vezirin alınması gerektiğini biliyordu. Şah’ın kafasını koparmak için bir hamle gerekiyordu. Önce Lübnan’da geniş bir savaş başlattı. Lübnan Hizbullah’ına o kadar çok darbe indirdi ki Lübnan hizbullah’ı, Suriye’de bulunan özellikle halep bölgesini koruyan güçlerini geri çekmek zorunda kaldı bu güçler hızlıca lübnan’a gelerek İsrail’le savaşmaya başladı ve her şey cihatçılar için hazırlanıyordu. Cihatçılar, Suriye ordusunu kolayca yendiler. Bunun en büyük sonucu Lübnan Hizbullah’ının ve İran’ın kara bağlantısı kesilmiştir bu bölgedeki Direniş eksenine vurulabilecek en sağlam darbeydi ve İsrail masanın açık ara kazananıdır.

En başta ki soruyu bir kez daha soruyorum?

7 Ekim İsrail saldırısını kim planladı?

Bir devlet düşünün ki birden fazla devlet ile ve birden fazla örgüt ile savaş halinde. Satranç tahtasının diğer tarafında oturan adam şunu hesapladı bölgedeki düşmanlarımızı zayıflatmak istiyorsak önce haklı sebeplerimiz olmalı sonra iyi bir istihbarat birimine sahip olmalıyız… İkisine de sahipsek harekete geçmemek için hiçbir nedenimiz yok. Tam olarak da öyle oldu İsrail arka arkaya düşmanlarına darbeler indirdi ama bu noktaya gelmeden önce bir kez daha geriye gitmek zorundayız çünkü bugünleri anlamak için dünleri hatırlamak zorundayız.

Yahudiler, Hitler’in iktidarı almasından kısa bir süre sonra toplama kamplarına gönderildiler ve o dönem bunların başlarına geleceklerini anlayamadılar sonuçları çok ağır oldu. Münih Katliamı, Münih’te düzenlenen 1972 Yaz Olimpiyatları sırasında El-Fetih tarafından, İsrail kafilesine bir saldırı oldu on bir İsrailli sporcu ve antrenörün ölmesi ile sonuçlandı. İsrail bu saldırının istihbarat’ını alamadığı gibi saldırı olabilme ihtimalini öngöremediler. 1971 Yılında Arap ülkelerinin askeri hareketliklerinin neyi amaçladığını anlayamadılar.

Bütün bu yaşanan gelişmelerden sonra İsrail her şeyi yeniden gözden geçirmeye karar verdi. Bugün bölgenin en önemli istihbarat gücü olduğu konusunda kimsenin şüphesi yoktur. Bugünkü başarılarının sırrı geçmişten çıkardıkları dersti…

İsrail uzun zamandır, Arap devletlerine, Arap ulusuna, Arap Örgütlerine karşı hiçbir savaşı kaybetmiyor. Fakat İsrail bütün enerjisini uzun yıllardır bu savaşlara veriyor ve birçok alanda dünyanın gerisinde kalmıştır. Askeri ekipman ve teknolojisini Amerika’dan tedarik etmektedir. Bilim, Sanayi, Tıp ve Diğer teknoloji gelişmeler konusunda Arap ülkelerinden hiçbir farkı yoktur. Ayrıca İsrail ordusu savaş yorgunudur. Türkiye hakkındaki söylemleri gerçeği yansıtmadığını kendisi de çok iyi biliyor. Kendi halkını konsolide (Kelime anlamı itibariyle birleştirme, takviye etme ve sağlamlaştırma anlamına gelmektedir.) eden söylemlerdir bunlar. İsrail’in, Türkiye ile bir kara sınırı yoktur ikmal hatları olmadığı için savaş yürütmesi söz konusu bile olamaz. Türkiye ile Nüfus ve Askeri rakamlardan dolayı kara savaşına giremez fakat bu savaş söylemleri bilerek gündem yapılıyor. Netanyahu hükümeti iç politikada fazlaca sıkıştı halk sürekli bu duruma tepki gösteriyor ve giderek protestolar artıyor devletler böyle zamanlarda halka korku politikasını yüklerler. Bir tarafta Savaş yorgunu İsrail, diğer yanda Yedek ordusu ile beraber 5 Milyonluk bir  Askeri gücü sahaya sürebilecek Türkiye.

Türkiye ve İsrail Arasında bir savaş çıkacaksa neden hala Azerbaycan petrolleri Mersin limanı üzerinden Hayfa Limanı’na gitmeye devam ediyor…

Şunu hiçbir zaman unutmayın iktidar sahipleri ve Hükümet temsilcileri halka her zaman yalan söylerler kendi çıkarları için yapamayacakları hiçbir şey yoktur. Bunu anlamak çok zor olmasa gerek. Geriye dönüp bakalım kaç defa kandırıldık… Üzülerek söylüyorum ki dünyanın birçok ülkesinde yaşayan insanlar haberlerde çıkan her şeye inanırlar. Okumayan, araştırmayan, düşünmeyen ve en önemlisi kendi fikirlerini ortaya koyamayan toplumlar, topluluklar köle olarak yaşamaya mahkumdurlar.
Bir lağım faresi olan Joseph Goebbels’in sözü aklınızın bir kenarında bulunsun…
Basını, hükûmetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün.