Milli Mücadele’de Şehirlerimiz: BALIKESİR

Ahmet Hür
1.542 views

            Bursa’ya bağlı iken, 28 Haziran 1909 tarihinde bağımsız mutasarrıf olan Karesi Livası, 21 Ekim 1923 tarihinde bütün mutasarrıflıkların vilayet/il olması üzerine Karesi İli olmuş, 1926 yılında da eski isimlerin değiştirilmesi üzerine Balıkesir adını almıştır. Ayvalık, Edremit, Erdek, Gönen, Bigadiç, Sındırgı, Dursunbey, Susurluk, Balya, İvrindi, Manyas, Bandırma ilçeleri vardır.

            Günümüz anlamında, 1863 ve 1864 yıllarında görev yapan Ahmet Vefik Paşa zamanında ilk şehir planı yapılmış, yangınlar nedeniyle yanan ev ve dükkânlar tamir edilmiştir.

            Balıkesir şehrinin demografik yapısına baktığımızda büyük çoğunluğun Türk olduğunu, Rum/Yunan ve Ermeni azınlığın var olduğu, aynı zamanda Kafkasya ve Balkanlardan göçmenlerin de bulunduğu bir şehir diyebiliriz.       

            “Balıkesir yöresine Bulgaristan’dan Balkan Savaşı öncesinde ve sonrasında göçler olmuştur. Bilhassa devletin akrabalarını yerleştirdiği yerleri haber alıp, onların yanına Balkan Savaşından sonra gelip yerleşenler olmuştur.”[1]

            30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra Balıkesir İstasyonu ve Balya Fransız kuvvetleri tarafından kontrol altına alındı. Balya madenleri Fransız şirketleri tarafından işletildiğinden asayiş olaylarını bahane ederek Fransızlar madenlerin güvenliğini sağlama amacıyla müfreze yolladıklarını söylemişlerdi. Ayrıca İngilizler her tarafa irtibat subayı adı altında kendi subaylarını yolluyorlardı. Balıkesir’e de irtibat subaylarını yollamışlar, irtibat subayı da İplikçi Hazım Efendi’nin evine yerleşmişti. Bu arada gerçekten de pek çoğu asker kaçaklarından oluşan çeteler ve eşkıyalar her yerde asayişi tehdit etmeye devam ediyorlardı. 

            İzmir’de Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti öncülüğünde gerçekleşen kongreye Balıkesir’den de büyük bir katılım sağlanmıştır.

            “Merkezden: Müftü Hacı Ahmet Efendi (Kodanaz), Belediye Reisi Keçeçi Hafız Mehmet Emin Efendi, Alaybeyi Rıza Bey, Maarif Müdürü Sabri Bey, Zarbalı Hulusi Bey, Hasan Basri Bey, Edremit’ten: Müftü Cemal Efendi, Muammer Bey, Havran’lı Ormancıoğlu hasan Kamil Bey, Eczacı İsmail Ab-vni bey, Morlavalı İsmail Bey, Burhaniye’den: Müftü Ahmet Hoca, Hacı Ali ve Pelitköylü Mehmet Cavit Beyler, Balya’dan: Müftü Hüseyin Efendi, ulemadan Ahmet Efendi, Belediye Reisi hafız İsmail ve Hasan Beyler, Bandırma’dan: Müftü Abdürrahim Hoca, Belediye Reisi Asaf Bey, Gönen’den: Müftü Şevket Efendi, Belediye Reisi Halil Bey, Hüseyin Hilmi Bey ve Hakkı Bey, Sındırgı’dan: Belediye Reisi Mustafa Bey ve İsmail Bey, Erdek’ten: Müftü Hoca, Ruuszade Hüseyin Bey, Nizam Bey, Ayvalık’tan: Müftüoğlu Vahid Bey, emekli Komiser Nuri Bey bu kongreye katılmak için 15 Mart 1919’da İzmir’e gittiler.”[2]

            HASAN BASRİ (ÇANTAY) BEY

            Hasan Basri Bey 1887 yılında Balıkesir’de doğmuştur. Babasının ölümü üzerine eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan Hasan Basri Bey, Mutasarrıf Ömer Ali Bey’e yolladığı aruz vezninde yazılmış 50 beyitlik şiir üzerine, Ömer Ali Beyin desteği ile Balıkesir Mevlevihane Medresesinde eğitimini tamamlamıştır.

            Meşrutiyet yıllarında da, Mutasarrıf Mümtaz Beyden, hukuk ve iktisat dersleri alarak kendini yetiştirmiştir.

            Mondros mütarekesi sonrası, İzmir’de toplanan İzmir Müdafaa Hukuk-ı Osmaniye kongresine katılmıştır. Kongrede, İzmir ve civarının nüfus ağırlığının Rum/Yunan olduğu tezini savunan Yunanistan başbakanı Venizelos’un iddialarını çürüten ve nüfusun ezici çoğunluğunun Türk/Müslüman olduğunu gösteren raporunu sunması çok ses getirmiştir.

            Gazetecilik yaşamına Balıkesir’de “Nasihat” ve “Balıkesir” adlı iki gazete çıkararak başladı. 1909 yılında İstanbul’da Sirat-ı Müstakim Dergisinde şair Mehmet Akif ile tanışmış ve dost olmuşlardır. 1911’de Balıkesir Gazetesi’ni çıkarmayı matbaanın sahibi Cemil Efendi’ye bırakıp,  ” Yıldırım Gazetesi” ve “Karesi” gazetelerini çıkarmıştır. Ancak en çok dikkat çeken çıkardığı gazete “Ses” tir.  

            Balıkesir’de yayın hayatına 17 Ekim 1918 tarihinde başlayan ve 22 sayı yayınlanan haftalık “Ses” gazetesini çıkarması, başta İtilaf devletleri olmak üzere, yerli işbirlikçi pek çok kişiyi rahatsız ettiğinden hakkında tutuklama kararı çıkarılmıştır.

            Hakkında yapılan şikâyetler üzerine, İstanbul hükümeti tarafından Divanı Harbe sevk edilmiştir. Bunun üzerine ortadan kaybolan Hasan Basri Bey, kısa sayılmayacak bir süre Burhaniye civarında saklanmak zorunda kalmıştır.

            İstanbul hükümetleri Divanı Harpte cezalandırmak, İngiliz Yüksek komiserliği Malta’ya sürmek için aradığı Hasan Basri Beyi bulamamışlarsa da, “Ses” gazetesi de yayınına son vermek zorunda kalmıştır.

            “Ses” gazetesinin 6 Mart 1919 tarihli sayısında yayınladığı Amiral Calthorpe’nin mahiyetinde bulunan İngiliz İstihbarat subayı Yarbay Ian Smith’nin açıklaması ve gazete tarafından verilen cevap, Hasan Basri Beyi daha iyi tanımamıza olanak sağlayacaktır:

            “Ey hırsız ve namussuz Türkler! Biz sizi evvelce kabahatsiz sanıyorduk. Halbuki başta Enverleriniz, Talatlarınız olmak üzere Almanya ile birleşerek, medeniyeti kana buladınız! Artık buralarda hakkı hayat ve bekanız kalmamıştır. Burada bir alakanız yoktur. Bir haftaya kadar işler yoluna konacaktır. Enverler, Talatlar öldü. Onlara peyrev olanların da başı kesildi. Burada bir Rum’un burnu kanayacak olursa cezanız pek ağırdır. Emval-i metruke yoktur. Herkese emlaki, malı derhal iade edilecektir. Velev ki müzayedenden para ile almış olunuz, bunları hemen sahiplerine vereceksiniz! Aksi takdirde kuvve-i cebriye ile teslim ettireceğim. Yağlarınız(zeytinyağları) magsubdur (gasp edilmiştir). Bunları da Hıristiyanlara tevzi edeceğim. Yağlar katiyen harice çıkmayacaktıur.”

            Bu açıklamaya gazetenin aynı sayısında şu cevap verilmiştir:

            “Vakıa mağlubuz, bu gayri münkerdir. Fakat hiçbir zaman hırsız ve namussuz olmadık. Bu sıfatları, müsaadeleriyle söyleyene iade ediyoruz. Türkler asırlardan beri ruh temizliği ile yaşamış, kimsenin bir habbesine dokunmamış, bilakis korsanlıkla yerleşenlere lütf ve merhamet ve atıfet göstermiş büyük bir millettir. Eğer herhangi bir yerde hırsızlık ve namussuzluk yapılmış ise bu sıfatların onlara tevcihi lazımdır.”[3]

            Milli Mücadelenin, Balıkesirli kahramanlarından Hasan Basri Bey’e işgal güçleri ve işbirlikçi hainler hiçbir ilgisi olmamasına karşın, “Bolşevik” olduğuna dair suçlamalar da getirmişlerdir. Emperyalizme karşı çıkan herkesi Bolşeviklikle suçlayan bu kişilerin zaten en büyük korkusu da, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Bolşevik olma ihtimali idi. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Bolşevik olmadığı anlaşılınca rahat bir nefes alan, emperyalistler ve yerli uşakları yine de utanmadan kendilerine karşı çıkan herkesi Bolşeviklikle suçlamaktan çekinmemişlerdir.      

            Hasan Basri Beyin Burhaniye taraflarındaki kaçaklık dönemi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması ve kendisinin Karesi (Balıkesir) Milletvekili olarak Millet Meclisi’ne seçilmesiyle son bulmuştur. Hasan Basri Bey mecliste birinci ya da muhalif olan ikinci gruba girmeyerek bağımsız kalmıştır. Mehmet Akif ile olan dostluğu sonucu, Mehmet Akif’in İstiklal marşını yazmasında büyük manevi desteği olduğu söylenmektedir. “Akifname” adlı eserinde İstiklal Marşı’nın yazılış öyküsünü “Milli İstiklal Marşı Nasıl Yazıldı? Nasıl Kabul Edildi?” başlığı altında ayrıntılarıyla anlatmıştır.

            Bir dönem milletvekillik yapan Hasan Basri Bey, Balıkesir’e dönerek öğretmenlik ve bir süre de avukatlık yapmıştır.

            “Kuranı Kerim” meali de yapan, Hasan Basri Çantay, son yıllarını dini konularda araştırma yapmaya adamış, 3 Aralık 1964 tarihinde de İstanbul’da vefat etmiştir.

            Şehzade Abdürrahim Efendi Başkanlığındaki Nasihat Heyeti, Bursa’dan 14 Nisan 1919 tarihinde şehre gelir. İki gece kaldıktan sonra Manisa’ya doğru yola çıkarlar. Nasihat Heyeti’nin gelişi Balıkesir’de fazla ses getirmemiştir.

            16 Mayıs sabahı, İzmir’in işgali öğrenilir. Belediye binasında belediye meclis üyeleri halkla beraber bir toplantı yaparlar. Ancak şehirde yaşayan Rum/Yunan ve Ermenilerin itirazı üzerine İtilaf devletlerince işgal edilme endişesi öne çıkar ve miting yapılmamasına karar verilir. Akşam “Okuma Yurdu”nda azınlık temsilcilerinin de olduğu halka açık toplantı yapılır. Bu toplantıda, daha çok “manda” fikri ön plana çıkar. Kimisi İngiliz, Kimisi Fransız, kimisi ABD mandası istemektedir. Bu isteklere Kuşdilli Leblebici Raşid’in tepkisi dikkat çekicidir: “Bizim Susurluk’ta manda çok! İsteyen oraya gitsin. Şimdiye kadar sözlerinizi dinledim. Protesto edelim diyorsunuz. Düşman protestoyu alınca, geri dönüp gider mi sanıyorsunuz! Bırakın boş lafları. Düşmanı geri döndürecek kuvvet namlunun ucundadır.”[4]

            Toplantı sonunda silahlı direniş kararı çıkmaz sadece protesto telgrafı çekmeye karar verilir. Bu arada azınlık temsilcileri konunun Türklük-Yunanlık konusu olduğunu söyleyerek protestoya katılmazlar.

            Zarbalı Hulusi Bey’in, İzmir ve civarında gelişen olayları anlamak için Manisa’ya gitmesine karar verilir. Hulusi Bey 17 Mayıs günü yola çıkar. Hulusi Bey anılarında Balıkesir İstasyonunda elinde yumurta sepeti, köylü kıyafeti ile İstanbul’a kaçmakta olan Miralay Kazım (Özalp) Bey ile karşılaştığından söz eder.

            18 Mayıs 1919 tarihinde Alaca Mescit’te büyük bir toplantı düzenlenir. İstanbul Hükümetinden umudu kesen Balıkesir halkı, işgalin Balıkesir’e geleceğini düşündüğünden örgütlü ve disiplinli hareket etme amacıyla bir meclis oluşturmak için kendi aralarından 41 kişi seçerler. Anadolu’da bu yaklaşım ilktir. Alkışlanmaya değerdir ve unutulmamalıdır. Seçilen 41 kişi şu isimlerden oluşmuştur:

            1-Vehbi Bey (Karesi Mebusu)

            2-Vehbi Bey (Siverek Mebusu)

            3-Nencizade Abdullah Efendi (Karesi/Balıkesir Müftüsü)

            4-Hafız Mehmet Emin Bey (Karesi/Balıkesir Belediye Başkanı)

            5-Abdülgafur (Iştın) Hoca

            6-Zarbalı Hulusi Bey

            7-Sabri Bey (Tireli)

            8-Sadettin Bey (Dava vekili/Avukat)

            9-Kocabıyık Mehmet Bey

            10-Arap Sadettin Bey

            11-Abdüsselamzade Cemil Efendi

            12-Kuyumcuzade Ali Efendi

            13-Hafız Mehmet Efendi (Beypazarlı)

            14-İbrahim Bakır Efendi

            15-Abdülaziz Mecdizade Ahmet Nur Bey

            16-Said Bey (Dava vekili/Avukat)

            17-Ocakızade Talat Bey

            18-Hakkı Bey (Eski Nüfus Müdürü)

            19-İsmail Hakkı Efendi (Marmara Nahiyesi Müdürü)

            20-Giritlizade Muhiddin Bey

            21-Ahmet Vehbi Bey

            22-Osman Bey (Gönenli)

            23-Kunduracı Nuri Usta

            24-Süleyman Sadi Bey (Dava vekili/Avukat)

            25-Laz Hacı Mustafa Efendi

            26-Hoca Asım Efendi

            27-Hafız Eminiddin (Çeliköz) Efendi

            28-Hafız Haydar Efendi

            29-Muzaffer Efendi

            30-Binbaşı Ahmet Bey (Emekli)

            31-Alaybeyi Rıza Bey

            32-Yörük İbrahim Efendi

            33-Keşkezade Hacı Eşref Efendi

            34-Yırcalızade Şükrü Efendi

            35-Basribeyzade Şevki Bey

            36-Hacı Hafız Kazım Şükrü Efendi (Somalı)

            37-Silahçı Şevki Bey

            38-Arnavut Rasim Bey

            39-Hacı Kamil Efendi

            40-Budakzade Hafız İsmail Efendi seçildikten sonra çekilmiş yerine Melekzade Hacı Hafız Mehmet Efendi seçilmiştir.

            41-Kadızade Mustafa Efendi seçildikten sonra çekilmiş yerine Hoca Süleyman Vehbi Efendi seçilmiştir.

            Seçimden sonra bu kırk bir kişi 19 Mayıs 1919 tarihinde toplanmış ve aralarında bir Merkez Yönetim Kurulu oluşturmuşlardır. Heyet başkanlığa Karesi Mebusu Vehbi Bey’i seçmiştir. Yardımcısı olarak Kocabıyık Mehmet Efendi seçilirken Yönetim Kurulu üyeliklerine de Siverek Mebusu Vehbi Bey, Ahmet Vehbi Bey, Davavekili Bakır Efendi, Ahmet Nur Bey, Cemil Efendi ve Gönenli Osman Bey seçilmiştir. Seçilen merkez yönetim kurulu/heyeti merkeziye 27 Haziran 1920 tarihine kadar 101 adet karar almıştır. Tarihçi Ahmet Aydın Bolak alınan 101 kararı Balıkesir Ticaret Odasının düzenlendiği panelde tebliğ olarak sunmuştur. Bu kararları Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının yayınladığı “Milli Mücadele’de Balıkesir” isimli kitapta bulabilirsiniz.

            Bu seçimden sonra İstanbul’a durumu yetkililerden öğrenmek ve Edremit tarafına işgale karşı halkı uyarmak için birer heyet gönderilmesine karar verilmiştir.

            İstanbul’a Müftü Abdullah Efendi, Keçeci Hafız Mehmet Emin Bey, Zarbalı Hulusi Bey, Muhittin Bey, Kadızade Mustafa Bey, Abdülaziz Mecdizade Ahmet Nur Bey ve Savcı Mehmet Celalaettin Bey gönderilmiştir.

            Edremit tarafına da, Mebus Mehmet Vehbi Bey, Abdülgafur (Iştın) Hoca, Abdülselamzade Cemil Bey, Eski Bigadiç Nahiye Müdürü Mümtaz Bey yollanmıştır. 

            Mutasarrıf Hilmi Bey 27 Mayıs’ta İçişleri Bakanlığına işgal ile ilgili şüphelerini dile getirmiş, Bakanlık koltuğuna yeni oturmuş olan gazeteci Ali Kemal Bey duran bir saatin iki kere doğruyu göstermesi gibi doğru bir telgraf çekerek, işgale karşı direnmesini emretmiştir.

            “Karesi Mutasarrıflığına,

            Merkezden bir emri sarih ve İngilizlerden konferansın mukarreratına dayanan bir tebliğ-i kati olmadıkça asla Yunanlılar tarafından asker ihracına ve işgale müsaade edilmemesi ve iktiza ederse her türlü kuvvetlerle mukavemet olunması lazımdır. 27 Mayıs 1335. Dâhiliye Nazırı Ali Kemal.”

            Bu telgraf Balıkesir’de silahlı direnişi meşru olmasının yanında yasal da kılan bir emir olarak kabul edilmiştir. Aynı İçişleri Bakanı Ali Kemal 5 Haziran’da ise, neden Yunanlıların Ayvalık’a çıkmasını engellediniz ve ateşle karşılık verdiniz diye başka bir telgraf çekmiştir.

            Mutasarrıf Hilmi Bey 30 Mayıs 1919 tarihinde Balıkesir ileri gelenleri ile bir toplantı yaptı ve durumu birlikte değerlendirdiler. Toplantıya 26 Mayıs 1919 tarihinde Balıkesir’e dönen Edremit ve Burhaniye taraflarına giden heyet üyeleri de katılmıştı. Hilmi Bey, toplantıda alınan karar gereğince 31 Mayıs Cumartesi günü Balıkesir’den ayrılarak incelemeler yapmak için Gömeç’e gitti. Gömeç’ten Ali (Çetinkaya) Bey’in karargâhının bulunduğu Murateli’ye, oradan da Ayvalık’a İngiltere Siyasi Temsilcisi Hadkinson ile görüşmeye giderek Yunan işgalini resmi olarak da protesto etti. Hadkinson’un yanında Yunan İşgal komutanı Albay Dimitris Toma’da bulunuyordu. Hilmi Bey 4 Haziran’da Balıkesir’e dönmüştür.

            4 Haziran’da İstanbul’a giden heyet de geri dönmüş ve yapılan toplantıda silahlı direniş için çalışmalara başlanmıştır. Bu arada Merkez Yönetim Kurulunda tekrar seçim yapılmış ve kişiler değişmiştir. Başkan Mehmet Vehbi (Bolak) Bey, Gönenli Osman ve Çıkrıkzade Ahmet Vehbi Efendi yerini korurken, Kocabıyık Mehmet Efendi, Siverek mebusu Vehbi Bey, Davavekili Bakır Efendi ve Ahmet Nur Bey yerine Tireli Sabri Bey, Belediye Başkanı Hafız Mehmet Emin Bey, Zarbalı Hulusi Bey ve Maarif Müdürü Sabri Bey seçilmiştir. Tekirdağ’da bulunan ve komutanı Yusuf İzzet Paşa olan 14. Kolordu Karargâhı Balıkesir’e getirilmiştir. İlk olarak Zarbalı Hulusi Bey’in komutasında 130 kişilik gönüllü birlik oluşturulmuştur.

            Erkânı Harbiye Umumiye Reisi/Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa, bu sıralarda 61. Fırka Komutanlığına Miralay Kazım (Özalp) Bey’i vekâleten atamıştır. (Atama 27 Temmuz’da asaleten gerçekleşmiştir) 

            Tarihçi Aydın Ayhan, Ege’de Yunana karşı koyan Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, Çerkez Ethem gibi çete ve efeler ile bu kişilere bağlı gruplar olmasına karşı Balıkesir’de aydın kişilerin önderliğinde bir karşı çıkış olduğunu söylemektedir.

            “Balıkesir’de hareket bunun tamamen zıddı, aydınlar önderliğinde bir gönül hareketiydi. Balıkesir Kuvayi Milliye müfrezeleri tamamen gönüllülerden teşkil edilmişti Veren gönülden veriyor, alan bunu hak yolunda sarf ediyordu.”[5]

            “Heyeti Merkeziye kararıyla esnaf ve tüccardan derhal para tahsil olunmaya başlandı. Öte yandan akademi tahsilini yarıda bırakarak Balıkesir’e gelen Yüzbaşı Kemal (Balıkesir) Bey, Soma Cephesi’ne kumandan tayin olundu.”[6]

HACİM MUHİTTİN (ÇARIKLI) BEY

            Hacim Muhittin Bey 10 Ekim 1881de Uşak’ta doğmuştur. Babası, Aydın livası Aşar Müdürlüğü memurlarından Nevşehirli Ahmet Muhittin Bey, annesi İzmir Camgözoğullarından Nafia Hanımdır. İlköğretimi babasının memur olması nedeniyle Ege’nin farklı yerlerinde okumuş, rüştiyeyi Bergama’da bitirmiştir. On beş yaşında İzmir İdadisine girmiştir. Mülkiyeden “iyi” derece ile mezun olmuştur. İzmir, Denizli, Saruhan Maiyet memurluğu, Kula Kaymakam Vekilliği, Akhisar Kaymakamlığı gibi görevlerde bulunmuştur. 1908 ile 1914 yılları arasında Burhaniye, Gönen, Tavas, Çeşme ve Bergama kaymakamlıklarında bulunmuştur. 1914 yılında İzmir Polis Müdürü olmuş, 1915’te Akhisar Kaymakamlığı, 1917’de Havran Mutasarrıflığı yapmıştır. Mutasarrıflık merkezinin İngilizlerce işgali üzerine bir süre Halep’teki göçmen sevki işinde çalışmıştır. 1918’de Balıkesir Mutasarrıflığına tayin edilse de, İttihatçı olduğu şüphesi ile yerine başkası atanmıştır. İzmir‟in işgali üzerine arkadaşlarıyla Aydın Vilayeti Muavenet-i Hayriye Cemiyetini kurmuştur.

            “Hacim Muhittin Bey İzmir işgal tarihi olan 16 Mayıs 1919’da İstanbul’da bulunmaktadır. İşgalden dört gün sonra 20 Mayıs 1919’da 300 kişini katılmasıyla İstanbul’da İzmirliler toplanırlar ve seçilen ‘heyeti İdare’ de Hacim Muhittin de bulunmaktadır. Hemen ertesi gün yapılan toplantıda cemiyetin ismini ‘Aydın Vilayeti Muavenet-i Hayriye Cemiyeti’ koyarlar.”[7]

            Balıkesir Kongrelerinde etkin rol oynamış ve Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerinde başkanlık yapmıştır.

            Tarihçi Emel Akal, Milli Mücadelenin örgütlenmesinde önemli bir kaldıraç olan Kongreler, İttihat ve Terakki, Teşkilatı Mahsusa ve Karakol organizasyonudur diyerek önemli bir tespitte bulunuyor.[8] Hacim Muhittin Bey’inde bu bağlamda aktif bir İttihatçı ve Karakol üyesi olduğu görülmektedir. Karakol örgütünün kurucularından Kara Vasıf Bey’le sürekli irtibat halinde olmuştur.

            Son Osmanlı Mebusan Meclisinde ve Büyük Millet Meclisinde Karesi mebusluğu görevinde bulunmuştur. Milletvekilliği devam ederken olağanüstü yetkilerle Bursa Valisi olmuştur. Yunanlıların Bursa’yı işgali üzerine Bilecik’e geçmek zorunda kalmıştır. 1921–1922 yılları arasında Konya İstiklal Mahkemesi üyeliği yapmıştır. Şeyh Sait İsyanı sebebiyle kurulan Şark İstiklal Mahkemesi başkanlığına seçilmişse de hasta olduğu için yerine Mazhar Müfit Bey seçilmiş, ancak iyileştikten sonra başkanlık görevini devralmıştır.

            5 Aralık 1965 yılında yerleştiği İzmir’de vefat etmiştir.

            Balıkesir Kongreleri Anadolu’da İzmir’in işgalinden sonra yapılan ve Yunanı Anadolu topraklarından silahlı direnişle atmaya yönelik kongrelerdir. Birinci Balıkesir Kongresi Erzurum Kongresinden önce yapılmıştır. Birinci Balıkesir Kongresi 28 Haziran 1919 tarihinde açılmış ve 12 Temmuz 1919 tarihinde kapanmıştır. İkinci Balıkesir Kongresi 26 Temmuz 1919 tarihinde açılmış, 30 Temmuz 1919 tarihinde kapanmıştır. Üçüncü Balıkesir Kongresi 16 Eylül 1919 tarihinde açılmış ve 22 Eylül 1919 tarihinde kapanmıştır. Dördüncü Balıkesir Kongresi 19 Kasım 1919 tarihinde açılmış ve 21 Kasım 1919 tarihinde kapanmıştır. Beşinci ve son Balıkesir Kongresi 10 Mart 1920 tarihinde açılmış ve 22 Mart 1920 tarihinde de kapanmıştır.

            Birinci Balıkesir Kongresi: Kongre başkanlığına Merkez Heyeti Başkanı Vehbi Bey aday olmayarak Hacım Muhittin Bey’i adaylığa önermiş ve Hacım Muhittin Bey Kongre Başkanı seçilmiştir. Birinci Balıkesir Kongresi’nde önemli kararlar alınmıştır. Kongre öncelikle milli/ulusal bir kongredir ve amacı vatanı kurtarmaktır. O günlerde gündemde olan particilik kavgalarından kendini sıyırmaya çalışmış ve her kesimin vatanı kurtarma amacı etrafında birleşmesine özen göstermiştir. Kongrede alınan önemli bir karar seferberlik ilanı ve askere alma kararıdır. Adeta bir yürütme organı gibi hareket etme kararı alınmış, Merkez Yönetim Kurulu da hükümet olarak yetkili kılınmıştır. Yunanistan’a savaş ilan edip, cepheler oluşturup cephelere komutan ve subaylar atamıştır. Yunan işgalinde bulunan özellikle İzmir’e her türlü mal gönderilmesini de yasaklamıştır.

            İkinci Balıkesir Kongresi: 26 Temmuz tarihinde tekrar bir Kongre düzenlenerek birinci Kongrede alınan kararlar daha geniş bir topluluk tarafından kabul edilmiştir. 29 madde olarak oluşturulan Kongre kararları, İhtilaf devletlerinin temsilcilerine bu durum ve işgalin hiçbir şekilde kabul edilmeyeceği bildirilerek telgrafla yollanmıştır. Bazı yazarlar birinci ve ikinci Balıkesir Kongrelerini tek kongre olarak kabul etmektedirler. Yine Birinci Balıkesir Kongresi, Erzurum Kongresinden önce olması nedeniyle resmi tarihçi bakış açısıyla yok sayılmaya da çalışılmış, Balıkesir Kongreleri 26 Temmuz’dan başlatılmaya çalışılmıştır. Anlamsız ve gereksiz bu yaklaşımın kabul edilmesi olanak dışıdır.

            İkinci Balıkesir Kongresine 41 kişi katılmıştır.

            “Balıkesir: Hacim Muhittin Bey (Kongre Başkanı), Mehmet Vehbi, Sabri, Keçecizade Hafız Emin, Yırcalızade Şükrü, Arabacızade Hacı Hafız Mehmet, Kocabıyıkzade Mehmet, Kunduracı Nuri, Basribeyzade Şevki, Gönenli Osman, Keşkekzade Hacı Baha, Barutçuzade Süleyman Bey ve Efenediler,

            Bandırma: Yahya Sezai ve Rıza Beyler,

            Burhaniye: İbrahim ve Hasan Beyler,

            Balya: Mustafa Çavuş ve İsmail,

            Soma: Hacı Osman (eski müftülerden) ve Müftü İsmail Efendiler,

            Erdek: Said ve Saib Efendiler,

            Akhisar: Reşat, Kamil ve Hüsnü Efendiler,

            Kırkağaç: Ahmet faik ve Müderris Hüseyin Efendiler,

            Sındırgı: Mustafa ve Şatırzade Emin Efendiler,

            Giresun (Bucak): Abdülgafur ve Hatip Mustafa Efendiler,

            Fart: Daniş ve İbrahim Efendiler,

            Şamlı: Hafız Mehmet Efendi,

            İvrindi: Hafız Hamit ve Mehmet Efendiler,

            Bigadiç: REmirzade Ali ve Azazade Mustafa Efendiler,

            Konakpınarı: Lütfi Bey.”[9]

            İkinci Balıkesir Kongresinde alınan altı numaralı kararla, “Balıkesir Reddi İlhak Heyeti Milliyesi” adını, “Harekât-ı Milliye Reddi İlhak Heyeti Merkeziyesi” olarak değiştirmiş böylece yerel boyuttan genel boyuta dönüşme gerçekleşmiştir. 

            Üçüncü Balıkesir Kongresi: İkinci Kongre, Eylül ayında yüz kişi ile toplanmak üzere dağılmıştı. Bu arada Alaşehir Kongresi ve Sivas Kongresi de gerçekleşmiştir. Tekrar bir durum değerlendirmesi yapılması için daha geniş kesimi içine alan Üçüncü Kongre 16 Eylül’de açılmıştır. Kongre başkanlığına yine Hacim Muhittin Bey seçilmiştir. Yardımcıları Vehbi Bey ile Burhaniye delegesi Hoca Mehmet Bey’dir.

            Kongrenin iki Fransız konuğu da vardı. Biri Bandırma’dan Cami Bey ve İsmail Suphi Bey’le birlikte gelen Fransız Richard ve Fransız Yüzbaşı Leksa. Yüzbaşı Leksa Kongrede bir konuşma yaparak demokratik bir kongre olduğu konusunda takdirlerini söyledi. Akhisar Milli Alayı oluşturulduktan sonra demiryolu güzergâhını koruyan Fransızlara Akhisar’da bulunan taburlarını altı saat içinde geri çekmeleri istenmiş ve Fransızlarda bu isteğe uymuştu. Bu durum hem oluşturulan Kuvayi Milliye’nin itibarını arttırmış hem de İtilaf devletleri arasında çatlak olduğunu ve Yunan Ordusunun işgalinin İtilaf devletlerinin tamamı nazarında olumlu karşılanmadığını düşündürmüştür. İngiliz Siyasi Temsilci Yüzbaşı Hadkinson’da 21 Eylül’de Kongreye konuk olarak katılmak zorunda kalmıştır.

            13 Eylülde Heyeti Temsiliye adına Mustafa Kemal Paşa’dan gelen telgraf okundu. Telgrafta Sivas’ta bulunan Heyeti Temsiliye’ye Anadolu Kongresi adına temsilci seçilmesi isteniyor ve İstanbul Hükümeti eleştiriliyordu. Mustafa Kemal Paşa bölgesel değil, tüm Anadolu’yu kapsayacak merkezi bir yönetim peşindeydi.  Bu konu üçüncü Balıkesir Kongresini önemli ölçüde meşgul etmiştir. Hacim Muhittin Bey, merkezi bir yapılanmayı savunurken, Vehbi Bey, Balıkesir Kongresinin en azından şimdilik özerk kalmasını savunuyordu.      

            19 Eylül günü yapılan toplantıda Vehbi Bey’in olmamasından yararlanan Hacim Muhittin Bey, Kongreden az bir farkla da olsa merkezi yapılanmaya katılma kararı çıkarttı. Bu karar gereğince Genel Anadolu Kongresine delege olarak Hacım Muhittin Bey, Hasan Basri Bey, Manisa Belediye Başkanı ve delegesi Bahri Bey, Soma delegesi Hafız Mehmet Tevfik Efendi, Edremit delegesi eski Kaymakam Hamdi Bey, Kamil Efendizade Hilmi Bey, Burhaniye delegesi eşraf Hacı İdris Ağazade Hacı Ali Efendi seçildi. Ancak konu bir oldubittiye getirildiği noktasında ortaya çıkan itirazlar üzerine 20 ve 21 Eylülde tekrar gündeme geldi ve bu sefer merkezi yapılanmaya katılmama kararı çıktı. Zaten Genel Anadolu Kongresi yapılmamıştır. Bu kongrenin yapılamasında Balıkesir Kongresinin aldığı kararın da etkisi olmuştur.

            Üçüncü Balıkesir Kongresinde cephelerin gereksinimleri de göz önüne alınarak Menzil Müfettişlikleri kurulmuştur. Soma Menzil Müfettişliğine Abdulgafur Hoca, Akhisar Menzil Müfettişliğine de Sındırgıdan Azmi Bey seçilmiştir. Ayrıca Merkez Yönetim Kuruluna geniş yetkiler veren ve sadece Kongreye karşı sorumlu olduğu kabul edilen talimatname/yönetmelik de tamamlanmış ve onaylanmıştır. 

            İstanbul Hükümeti bu gelişmeleri engelleyemediği için görevden aldığı Hilmi Bey yerine Mutasarrıf olarak tayin ettiği Ali Rıza Bey aracılığı ile oluşturulan Kuvayi Milliye’nin jandarmaya dönüştürerek İstanbul Hükümetine bağlamaya çalışsa da başarılı olamadı. İstanbul Hükümeti Balıkesir’de inandırıcılığını kaybetmişti.

            Mustafa Kemal Paşa Balıkesir’e yolladığı telgrafta Kuvayi Milliye’yi desteklediğini belirtiyor ve Yunan işgalinin kabul edilemez olduğunu ve Kuvayi Milliye’nin İtilaf devletleri nazarında da kabul edildiğini söylüyordu. Hacim Muhittin Bey’de cevabı telgrafta aynı düşünce çizgisi içinde olduklarını belirtmiştir.  İngilizler ve Damat Ferit Paşa, Balıkesir Kongresi ile Sivas’ta bulunan Heyeti Temsiliye’nin birleşmesini istemiyordu. Bunun için Balıkesir’den bir heyet İstanbul’a davet edildi. Kongrede yapılan tartışmalar sonucu Vasıf (Çınar) Bey ile Hulusi Bey’in İstanbul’a gönderilmesine karar verildi. Alınan kararda bu kişilerin İstanbul’da tutuklanması durumunda Batı Anadolu’da bulunan İngiliz subaylarının rehin alınacağı da Kongre kararlarının 43. Maddesinde belirtildi.

            26 Eylülde yola çıkan iki temsilci 1 Ekim’de Dahiliye Nazırı/İçişleri Bakanı Adil Bey’le görüşebildi.

            “Nazır devamla, Sivas Kongresi ile münasebetlerinin bulunmadığını ve onları tanımadıklarını ilan etmeleri şartıyla Kuvayi Milliye’ye her türlü yardımda bulunacaklarını, silah cephane ve para gibi ihtiyaçlarını hemen karşılayacaklarını vaat etti. Bütün bu vaatlere rağmen Balıkesir Heyeti ret cevabı verdi. Hatta İstanbul Hükümetini, İngilizlerin talimatıyla hareket etmekle itham ettiler. Bu medeni cesareti gösterebilen heyet karşısında şaşkınlığa düşen Dâhiliye Nazırı Adil Bey baygınlık geçirdi. Tedavi altına alındığı için görüşmesinin devamını ertesi güne tehir etti. Fakat ertesi gün Damat Ferit Paşa Hükümeti istifa etmek zorunda kaldığı için, yeniden görüşme mümkün olamamıştır.”[10]

            16 Kasım 1919 tarihinde Kuvayi Milliye’nin yayın organı olarak çıkan “İzmir’e Doğru” gazetesinden de söz etmek gerekir. Vasıf (Çınar) Bey, Esat (Çınar) Bey ve Mustafa Necati Bey tarafından çıkarılan bu gazete çok ses getirmiştir. İzmir’e de gizlice sokulan gazete işgale direnen Türk’ün bayrağı olarak kabul edilmiştir.

            Anzavur isyanına karşı ve Yunan Ordusuna karşı gerçekleştirilen başarılı mücadele Balıkesir Kongresinin itibarını iyice yükseltmiştir.

            Dördüncü Balıkesir Kongresi: Merkez Yönetim Kurulu/Heyeti Merkeziye 20 Ekim 1919 tarihinde yaptığı toplantıda, demokratik bir anlayışla biriken sorunların Kongrede tartışılmasını uygun bularak yeni bir Kongre toplamaya karar verdiler. Bu karar Mustafa Kemal Paşa tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Mustafa Kemal Paşa herkesin Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında bir merkezde toplanmasını istiyordu. Balıkesir Kongresi Heyeti Merkeziye’si ise, sorumluluk alanının Bursa’yı da kapsayacak şekilde genişlemesi nedeniyle Kongrenin ayda bir toplanmasını istiyordu. Kongreye Anadolu ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin delegesi olarak Osman Nuri Bey’de davet edilmişti. 

            Heyeti Merkeziye, Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığındaki Heyeti Temsiliye’yi kendi üstünde tanımış olmasına karşın, kendi içinde özerk olmayı da en azından şimdilik doğru buluyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın eleştiri dozu yüksek telgrafları Hacim Muhittin Bey tarafından eleştirilmiş ve Mustafa Kemal Paşa totaliter olarak eleştirilmiştir.  Balıkesir’de Kuvayi Milliye’nin güçlenmesi, halkın katılımının sağlanması, buna karşın Sivas Kongresine katılan sayısının azlığı Sivas’ta alınan kararların kabul edilmesine karşın kafalarda da soru işareti uyandırıyordu. Hacim Muhittin Bey anılarında, Mustafa Kemal Paşa’nın sert üsluplu 13 Eylül tarihli telgrafını; “Ben bundan Sivas Kongresi’nin başarılı bir tartışmayı/görüşmeyi gerçekleştiremediğini, yani Sivas Kongresine fazla bir ilginin olmadığını anlıyorum. Zaten oralarda örgütün gücünün bizden fazla ve daha iyi olduğunu da sanmıyorum” diyerek söz etmektedir.

            Bu arada Meclisi Mebusan seçimleri gündeme gelmiştir. Balıkesir’de Meclisi Mebusan seçimleri oldukça çekişmeli ve o günün koşullarında oldukça demokratik bir ortamda geçmiştir. Yapılan seçim sonucu, Hacim Muhittin Bey, mebus Hafız Abdülaziz Mecdi Efendi, Erdek eşrafından Rasim Bey, emekli Konsolos kâtibi Orhan Şemşeddin Bey ve eski kaymakamlardan Fuat Bey seçilmiştir. 

            Dördüncü Balıkesir Kongresi 19 Kasım günü toplanabilmiştir. Kongre başkanlığına Vehbi Bey seçilmiştir. Üç gün süren toplantılar 21 Kasım günü sona ermiştir. Kongre sonucu, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin çatısı altında, aynı amaç için ancak varlığını da koruyarak devam etme kararı alınmıştır. “Reddi İlhak” sözü yerine “Müdafaa-i Hukuk” sözünün kullanılması da kararlaştırılmıştır. Kongrede alınan en önemli karar ise, İstanbul Hükümetinin tanınmadığının ilan edilmesidir. Kongrede yapılan seçimde yeni Merkez Yürütme/Yönetim Kurulu olarak, Vehbi (Bolak)Bey, Gönen Belediye Başkanı Osman Bey, Köprülü Hamdi Bey, Vasıf (Çınar) Bey ve Zarbalı Hulusi Bey seçilmiştir.

            İşgalleri protesto etmek ve halkın moral gücünü yükseltmek amacıyla 28 Kasım günü Belediye önünde büyük bir miting düzenlenmiştir. Mitinge on bin kişiyi aşkın bir kalabalık katılmıştır.

            Beşinci Balıkesir Kongresi: 10 Mart Cuma günü Kongre açıldı. Toplantılar Kuvayi Milliye karargâhında yapılmıştır. Karesi ve Saruhan/Manisa livalarıyla, Bursa Vilayeti ve Bilecik sancağı ve bu yerlere bağlı kaza ve nahiye temsilcileri katılmıştır. Açılış konuşması yapan Vehbi Bey Kongre başkanı seçilmiştir. Anzavur olayları sırasında şehit olan Köprülü Hamdi Bey’le ilgili konuşmalar yapılmış, yurtseverliği ve kahramanlıkları anlatılmıştır. Özellikle Hamdi Bey’in Akbaş Cephaneliği baskını belirtilmiştir.

            Dördüncü Kongrede Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine bağlanma kabul edilmiş olmasına karşın bazı konuşmalar ve alınan bazı kararlar Balıkesir’in özerk bir yapı olmaya devam etme isteği olarak kabul edilebilir. Ankara’da açılan meclisten sonra bu durum ortadan kalkmıştır. Merkez Heyeti tarafından hazırlanan ve İtilaf devlet temsilcilerine yollanan protesto methi bugünün Türkçesi ile şöyledir.

            “Bursa vilayeti, Karesi ve Bilecik livası, Bandırma, Gönen, Bigadiç Burhaniye, Sındırgı, İvrindi, Susurluk, Edremit, Havran, Soma Kırkağaç, Akhisar, Gölmarmara, Gördes, İnegöl, Şamlı, Giresun, Konakpınar, Ilıca, Orhanlar, Marmara, Babaköy, Çorum, Agonya, Gölçük nahiyeleri delegelerinden oluşarak 12 Mart tarihinde toplanmış olan İzmir Kuzey Mıntıkası Kuvayi Milliye temsilcileri Merkez Kurulu oy birliğiyle şu kararları almıştır.

            1-Hiçbir hakka ve nedene dayanmayan işgalci Yunan zaliminin işgalinin devamına her yönüyle ve şiddetle karşı çıkılacak ve Yunan Anadolu’dan mutlaka kovulacaktır.

            2-İzmir’e giden Özel Soruşturma Kurulunun, Yunan zulmü, faciası ve Yunan işgalinin kaldırılması hakkında yazdığı rapor uygar Dünya kamuoyuna duyurulduğu halde Yunan işgal vahşetinin devamı açıklanan insan haklarına açık aykırı olduğundan, Müslümanlar yurtlarının kurtarılması için tamamıyla özgürce hareket etme hakkına sahiptirler.

            3-Her türlü işgal ve saldırının ve özellikle Rumluk ve Ermenilik oluşturma amacına yönelik hareketlerin reddi konusunda birlikte savunma ve karşı koyma esası kabul edilmiştir.

            4-Memleketimizde/Bölgemizde yaşayan tüm İslam halkları, diğerlerine karşı saygı, karşılıklı dostluk duyguları ile birbirine bağlı öz kardeştirler.

            5-Merkez Kurulu, 4 Eylül 1919 tarihinde gerçekleşen büyük Sivas Kongresi’nin ulus birliği ve bağımsızlığımızın korunması için kabul ettiği esaslara ve kararlara tamamen katılır.”

            16 Mart’ta İstanbul fiilen işgal edilince 61. Fırka Komutanı Miralay Kazım (Özalp) Bey, Balıkesir ve çevresine bir yönerge göndererek, İstanbul’un işgali nedeniyle tüm emirlerin kendisinden alınmasını söyledi. Bu sırada toplantı halinde bulunan Beşinci Balıkesir Kongresi de Kazım Bey’in yönergesini kabul ederek onayladı. Kongre, bir açıklama yaparak Mutasarrıf İzzet Bey’e yasaların verdiği yetkiyle Balıkesir ve çevresinde sıkıyönetim ilan etmesi yetkisini vermiş, herkesin Müslüman veya gayrimüslim olsun can ve mal emniyetinin sağlanacağı da belirtmiştir.

            18 Mart’ta Belediye Meydanında İstanbul’un işgali büyük bir miting ile protesto edilmiştir.

            Kongre, 14. Kolordu ve 61. Fırka Komutanlığının sayesinde adeta bir devlet haline gelmiş, Merkez Kurulu da bir hükümet şeklinde hareket etmiştir. 22 Mart Pazartesi günü Kongre son oturumunu yaparak Kongre Başkanı Vehbi Bey’in zorlukların aşılacağına dair inancını yinelediği güzel bir konuşma ile kapanmıştır.     

            Kongreler şehri konumunda olan Balıkesir’de demokratik teamül de Anadolu’nun diğer yerlerinden farklı olarak gelişmeye başlamıştır. İstanbul’un işgali üzerine sıkıyönetim ilanı, Kongre kararlarının uygulanması Merkez Yönetim/Yürütme Kurulunu halkın görüşünü almaya sevk etmiştir. Anadolu’da görülmeyen bu yaklaşım Balıkesir’de görülmüş ve halk oylamasına gidilmiştir. 3 Nisan günü Sultani Mektebinin salonunda yapılan oylama sonucu halk, Ankara’da kurulacak meclis için delege seçimi, Merkez Yönetim Kurulu seçimi ve Anzavur’a karşı sonuna kadar mücadelede edilmesi kararı almıştır. 27 Nisan günü de Ankara’da toplanacak meclis için milletvekili seçimi Belediyede yapılmış, Miralay Kazım (Özalp)Bey, Merkez Kurulu Başkanı Vehbi Bey oy birliğiyle, Yörükzade İbrahim Bey, Müftüzade Abdulgafur Hoca, Hasan Basri (Çanday) Bey oy çokluğuyla milletvekili seçilmiştir.  

            30 Haziran 1920 tarihinde Yunan Ordusu Balıkesir’i işgal etti. 29 Haziran Salı günü akşamı Heyeti Merkeziye yaptığı toplantıda üstün Yunan kuvvetlerine karşı Bursa tarafına çekilmeye karar vermişti. Bursa tarafına çekilen Kuvayi Milliye, bir hafta İnegöl’de kaldıktan sonra Eskişehir’e gittiler. Kazım (Özalp) Bey’in emrinde Ertuğrul Grubu kuruldu ve Eskişehir’den Bilecik’e gittiler. Ayrıca Balıkesir’den gelenlerle Yenişehir’de de bir cephe kurulup Soma Cephesi komutanı Yüzbaşı Kemal Bey’in komutasına verildi. 

            “Balıkesir 26 aydan biraz fazla Yunan işgalinde kaldı. Şehir halkı bu zaman zarfında Yunan Ordusu’na hiçbir şekilde alaka ve iltifat göstermedi. Balıkesir, 6 Eylül 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Orduları tarafından düşman itilasından kurtarıldı. Mustafa Kemal kurtuluştan takriben 5 ay sonra Balıkesir’i özellikle ziyaret etti. 7 Şubat 1923 tarihinde şehrin en büyük camisi olan Zağnos Paşa Camiinde halka hitap etti. Hitabesinde ‘… Beni buna mazhar eden Balıkesir’in dindar ve kahraman insanlarıdır…’ ifadesini kullanmıştır.”[11]              


[1] Balıkesir Şehri ve Tarihi Araştırmaları. Nahide Şimşir. IQ yayınları. Mart 2013. Sf:139

[2] Milli Mücadele’de Balıkesir-Panel- Aydın Ayhan. Türk Dünyası Araş. Vakfı yayını.1990. Sf.32

[3] Milli Mücadelede Balıkesir Kongreleri. Mücteba İlgürel. Atatürk Araştırma Merkezi.1999. Sf:10

[4] Milli Mücadele’de Balıkesir-Panel- Aydın Ayhan. Türk Dünyası Araş. Vakfı yayını.1990. Sf.37

[5] Milli Mücadele’de Balıkesir-Panel- Aydın Ayhan. Türk Dünyası Araş. Vakfı yayını.1990. Sf.50

[6]Milli Mücadele’de Balıkesir Kongreleri. Mücteba İlgürel. AAM.1999. Sf:75

[7] Mustafa Kemal, İttihat Terakki ve Bolşevizm. Emel Akal. İletişim.2013. Sf:232

[8] Mustafa Kemal, İttihat Terakki ve Bolşevizm. Emel Akal. İletişim.2013. Sf:23

[9] Milli Mücadele Döneminde Batı Anadolu Kongreleri. Mustafa Albayrak. AAM. 1998. Sf:129

[10] Milli Mücadele’de Balıkesir Kongreleri. Mücteba İlgürel. AAM.1999. Sf:135

[11]Milli Mücadele’de Balıkesir Kongreleri. Mücteba İlgürel. AAM.1999. Sf:262