Öfke ve Kalp Kırıklığı: Kedi Eros’un Ardından

Esra YILMAZ
869 views

Bugünün haberi beraberinde ağır bir kalp ağrısı getiriyor. Hayvan yaşamlarından birinin daha böylesine açık bir vahşete kurban gittiğine tanık olmak, devamında hukuk sisteminin üzerine inşa edildiği eşitlik ve adalet ilkelerini savunmadaki yetersizliği sadece derin bir yürek acısı ve umutsuzluk yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda rahatsız edici bir empati ve yaşama saygı eksikliğini de gösteriyor. Hayvanlara yönelik zulüm eylemleri ve sistemsel savunusu; var olan karanlığın, insan ruhunun içinde yaşayabilecek zulüm ve insanlık dışı olma kapasitesinin, ahlaksızlığın ham ve aşılamaz derinliklerini ortaya çıkarıyor.

Olayın detayı, toplumumuzda var olabilecek zulüm ve insanlık dışı derinliklerin ürpertici bir resmini çiziyor. Bu tür eylemlerin özellikleriyle karşı karşıya kaldığımızda, kurbanın çektiği acıların keskin gerçekliğiyle yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Görüntüler çaresiz ve masum bir kedinin katilin elinde amansız zulüm ve şiddete maruz kaldığı üzücü bir çileyi anlatıyor. Video kaydı, Eros isimli kedinin kaçıp uzaklaşabileceği bir alandan yoksun olduğu, yardım çağrısının duyulamayacağı bir alanda, asansördeyken, İbrahim Keloğlan isimli katil tarafından 6 dakika boyunca kasıtlı bir öfkeyle tekmelendiğini ve bilinçli bir şekilde öldürüldüğünü gösteriyor. Böyle devasa acıya maruz bırakılan bir hayvan düşüncesi hangi vicdan ve merhamet sahibi bir insanda öfke ve nefret duygusu uyandırmaz? Maalesef, ezici kanıtlara ve işlenen fiilin katıksız acımasızlığına rağmen, katil, iğrenç eyleminden dolayı herhangi bir sorumluluktan muaf tutulmuş, bugün görülen duruşmasında, fail İbraim Keloğlan, 3 yıl hapis cezasının iyi hal indirimi ile 2,5 yıla düşürülmesinin ardından yurt dışı çıkış yasağı ile suçsuz bulunarak serbest bırakılmıştır. Karar ile adalet bir kez daha parmaklarımızın arasından kayarak geride uzlaştırılması zor bir boşluk bırakmıştır. Hayvan özgürlüğünü savunanlar, hayvanların refahını değerli görenler için bu karar, hukuk sistemimizde devam eden adaletsizliklerin açık bir örneği, adaleti koruması ve masumları kollaması gereken bir sisteme duyulan güvene ihanet ve yıkıcı bir darbedir. Bu, kendi adına konuşamayanlar için adaleti sağlama çabalarımızda karşılaştığımız zorlu savaşın açık bir hatırlatıcısıdır. Öyle görünüyor ki, kediye karşı fiilin ezici kanıtlarına rağmen, faili herhangi bir suçtan muaf tutma kararı, toplumun hayvanların yaşamlarına verdiği değer hakkında ürpertici bir mesaj göndermektedir.

Her şeyden önce, Eros’un kaybı, sevenleri için derin bir trajediyi temsil ediyor. Tüm hayvanların kalbimizde özel bir yeri vardır ve bir hayvan ile sevenleri arasındaki bağ, kelimeleri aşar ve sevgili arkadaşımızın kaybını en acı verici bir hale getirir. Eros’u ve onun örneğinde sokak kedilerini ve köpeklerini sevenlerin hissettiği keder ve ıstırap, hayvanların yaşamlarımız üzerindeki derin etkisinin ve onların refahını sağlamada taşıdığımız sorumluluğun dokunaklı bir hatırlatıcısı olarak ortaya çıkar.

Zulmün ve adaletsizliğin neden olduğu acıyla yüzleşirken, bu yoğun karanlık karşısında kolektif üzüntümüzü anlamlı eyleme yönlendirmek bizim için zorunludur. Yasa adaleti sağlayamamış, kalpten geçen bir hançer gibi, vicdanımızın özüne vurup bizi inançsızlık, öfke ve derin üzüntü duygularıyla karşı karşıya bırakmış olsa da, merhamet ve savunuculuk ruhu hayvanseverlerin kalplerinde her zamankinden daha parlak yanmaktadır. Bugün bir başka masum canın yasını tutarken, her yerdeki hayvanseverlerin ısrarcılığından güç alıyoruz. Hayvan dostlarımızla el ele durmaya, zulme ve adaletsizliğe karşı mücadelede hep birlikte sessizlerin sesi, umut ışığı olmaya devam edeceğiz. Bu hukuksuzluğun fark edilmeden veya tartışılmadan unutulup gitmesine izin vermeyeceğiz. Eros’un ardından üzüntümüzü ve öfkemizi korurken; merhametin, empatinin ve tüm hayvanlara saygının yol gösterici ilkeler olduğu bir dünya yaratmaya olan bağlılığımızı bir kez daha dile getiriyoruz. Bu akılalmaz kararın sonrasıyla boğuşurken her tür şiddet eyleminin hızlı ve kesin bir adaletle karşılandığı, bunun gibi olayların geçmişin kalıntıları haline geldiği, tam aksine insanlar ve hayvanlar arasındaki şefkat, nezaket ve uyum hikayeleriyle değiştirildiği bir dünya yaratma çabamızdan vazgeçmiyoruz. Eros’un hatırası unutulmayacak ve hepimiz adalet yerini bulana kadar onuruna savaşmaya devam edeceğiz.