Milli Mücadele’de Şehirlerimiz: ALAŞEHİR

Ahmet Hür
1.412 views

Alaşır veya Alaşar, Cumhuriyetten sonra da Alaşehir denilen yerleşim yeri Selçuklulara kadar Philadelphia olarak seslendiriliyordu. Osmanlı’da Aydın vilayetinin/ilinin Saruhan sancağının bir kazası olarak görüyoruz. Mütevellizadeler Alaşehir’de söz sahibi olan mahalli ayanlardandır, Milli Mücadeleye de önemli katkılar sunmuşlardır. Tanzimat döneminde demiryolunun Alaşehir’e ulaşması ile birlikte kasaba ekonomik olarak gelişmiştir. İzmir’e üzüm, pamuk ve tahıl ürünlerinin ihracı Alaşehir halkının zenginleşmesine yol açmıştır.  

“Mondros Ateşkes Antlaşmasının yapıldığı sıralarda, Saruhan/Manisa Mutasarrıfı Hilmi, Alaşehir Kaymakamı ise Kasım 1917’de burada görevine başlamış olan Mehmet Halid Bey’di. Nisan 1919 tarihine kadar kaymakamlığını sürdürmüştür. Onunla çalışan mesai arkadaşları da; Kadı ve Bidayet Mahkemesi Reisi Ahmet Necati, Ceza Reisi Macid (ki sonra Alaşehir adına Sivas Kongresinde hazır bulunacaktır), Müddei Umumi/Savcı Mehmet Refik, Mehmet Cemil, Ahmet Rasim, Mehmet Tevfik, Tahir Mazhar, Mehmet Lebib, Davit Çilçuk, Müstantık Ahmet Kemal ve Telgraf Posta Müdürü Lütfi Beylerdi.” [1]


[1] Alaşehir Kongresi. Enver Konukçu. A.A.M.2000. Sf:8

tr.wikipedia.org sayfasından alınmıştır


Mehmet Halid Bey’den sonra, yerine Kaymakam olarak İstanbul Hükümeti tarafından Bezmi Nusret (Kaygusuz) Bey atanmıştır. Bezmi Nusret Bey 1920 yılının yazında Yunan İşgaline kadar Alaşehir’de görev yapmış Yunan işgali üzerine Alaşehir’i terk edip Kuvayi Milliye saflarında mücadeleye devam etmiştir. Bezmi Nusret Bey’i hem bir bürokrat hem de gazeteci kimliği nedeniyle biraz daha yakından tanıyalım: “1890 yılında Girit’in Iraklion şehrinde doğan, Girit’teki karışıklıklar nedeniyle ailesi ile birlikte İzmir’e göç eden Bezmi Nusret Bey, İzmir idadisini bitirdikten sonra Hukuk Mektebini 1913 yılında bitirmiştir. İlk yazısı 1903’te, İstanbul’da yayımlanmakta olan Musavver Terakki gazetesinde çıkan Kaygusuz, İzmir’deki Hizmet ve Haftalık İzmir gazetelerinde çalıştı. 1910’da İstanbul’da 6 sayı çıkan Tenkid adlı dergiyi çıkardı. 1911 yılında kurucularından olduğu Osmanlı Demokrat Fırkası‘nın umumi kâtipliğine/genel sekreterliğine getirildi.

Selâmet-i Umumiyeile Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinde başyazarlık yaptı. 1911 yılının Aralık ayında Osmanlı Demokrat Fırkası’nın Hürriyet ve İtilaf Fırkası‘na katılma kararına karşı çıkarak Osmanlı Sosyalist Fırkası‘na geçti. İzmir’e dönerek bir süre öğretmen ve müfettiş olarak çalıştı. 1914’te yayımlanmaya başlayan Musavver Mehasin dergisine katkıda bulundu. Mütarekesırasında Alaşehir‘de kaymakamlık yaptı. Yunan işgaliüzerine Alaşehir’de Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurulmasına ön ayak oldu. İzmir’e döndü, bir süre ticaretle uğraştı. 24 Nisan 1961 yılında vefat etti. Milli Mücadelenin kahraman yöneticilerindendir.”[1]


[1] Alaşehir Kongresi. Enver Konukçu. A.A.M.2000. Sf:8 [2] Milli Mücadele’de Kahramanlar-Hainler. Ahmet Hür. Puslu yayınları. Ekim 2017. Sf:127

Milli Mücadele döneminde eşraf olarak ismi geçen Alaşehirlilerde şunlardır; Mütevellizade zaten Alaşehir’in önemli yerel ayanlarındandı. Milli Mücadele döneminde de Mütevellizadeleri görüyoruz. Mütevellizade, Tevfik ve Akif Kuvayi Milliye’ye destek verenlerin başında gelmektedir. Ayrıca, Şahyarlı Mustafa Bey olarak bilinen Hüseyin paşazade Mustafa, Kuşakcızade Raşit, Hacı Musazade Eyüp, Hasağasızade Ömer, Basmacızadeler, Alaiyyeliler, Akçalılar, Yağcızade Tevfik, Mısırlızade Hacı Mustafa, Tikveşli Mahmut, Hasanoğlu Mehmet Lütfi Alaşehir eşrafından Kuvayi Milliye’ye destek verenlerin bir kısmıdır.

Alaşehir’de ciddi bir Rum/Yunan nüfusu vardır. Ticarette de etkindirler. Alaşehir Ortodoks Metropolitliği de etkindir. Alaşehir Metropoliti Hristostomos, İzmir Metropoliti Hristostomos ile aynı soyadı taşımaktadır. Bu yüzden bazı kaynaklarda karıştırılmaktadır. Alaşehir Metropoliti Hristostomos diğer meslektaşları gibi, Rum/Yunan azınlığı kışkırtıcı davranışlarda bulunuyordu. O da, İncil’de söz edilen Philadelphia/Filedelfiya’da Hıristiyanlığın tekrar muhteşem günlerine döneceğini ve bunu Yunan ulusunun yapacağına inanıyordu. Bu arada demiryolunu kontrol altına alma gerekçesi altında Yüzbaşı Villa komutasında çoğu Müslüman 800 İtilaf Devleti askeri Alaşehir’e getirildi. İzmir’in işgalinden sonra İzmir’den kaçan pek çok Türk Alaşehir’e geliyordu. 21 Mayıs günü Kaymakam Bezmi Nusret Bey’in daveti üzerine bir toplantı düzenlendi. Toplantıya tüm memurlar ve Alaşehir’in ileri gelenleri katıldı. Toplantıda Kaymakam durumun önemini belirttikten sonra,Yunanlıları buket veya konfeti ile değil, bıçak ve kurşunla karşılamak gerekir diyerek direniş çağrısı yaptı. Ertesi gün Belediye Başkanı Galip Bey, Alaşehir’de bağımsız bir hükümet kurulmasını Kaymakama önerdi. Kaymakam Bezmi Nusret Bey, bunu olumlu bulurken, kendisinin devlet memuru olduğu için bu işin başında olmayacağını, ama her türlü desteği vereceğini söyledi.

İzmir’in işgali bazı yerlerde yılgınlık ve teslimiyete yol açarken, bazı yerlerde de direnişi tetikler. İzmir’in işgal edilmesi üzerine “Reddi İlhak Cemiyeti” bu durumu bildiren bir telgrafı her yere çekmeye çalışmıştır. Alaşehir’de bu telgraf bir heyecan yaratmış ve direniş kararı alınmıştır.

“…İzmir’in işgal edileceği gece Alaşehir’de de Vasıf Bey(Moskova sefiri Vasıf Çınar) ile Necati Bey’in(eski Maarif Vekili) imzalarını havi ve Reddi İlhak Cemiyeti’ne izafetle şu telgraf geldi:

‘İzmir, Yunan’a verildi ve işgal başladı. Şehrinizde teşekkül edecek vatan taburlarına iltihaka hazırlanıyoruz.’

Bu telgraf üzerine, Yıldırım Bayezid Camiinde, Kaymakam Bezmi Nusret ve Belediye Reisi Hassasizade Merhum Ömer Bey’lerin başkanlıklarında birçok ileri gelenlerin ve halkın iştirakiyle umumi bir toplantı yapıldı ve burada her ne pahasına olursa olsun, vatanın müdafaasına ve memleketi düşman ayakları altında görmektense, ölünceye kadar çalışmaya karar verilmiştir.”

31 Mayıs 1919 tarihinde Alaşehir’e gelen Miralay Bekir Sami (Günsav) Bey, Alaşehir’in ileri gelenleri ile derhal bir toplantı yaptı. Alaşehir’de Rum/Yunan propagandası üst düzeyde idi. Ayrıca İstanbul’dan yollanan dört hoca, “Yunan ordusuna direnmeyin, Yunan ordusu halife ordusudur” diye Kuvayi Milliye aleyhine propaganda yapıyordu.

            “Alaşehir’e gelen Bekir Sami, burada gönüllü toplarken, Alaşehir’e gelen dört hoca tarafından, Yunan ordusunun Padişahın daveti üzerine geldiğini ve karşı çıkılmaması gerektiğini, Yunan ordusuna karşı çıkmanın Padişaha karşı çıkmak olduğunu ve direnmeye kalkanların kötü niyetli olduğu yolunda propaganda yapıldığını görünce bu hocaların cezasını ibret olsun diye kendi verir.”

            “Bekir Sami Bey’in aleyhte propaganda yapan hocaların cezalarını verişini Yüzbaşı Selahattin hatıratında şöyle anlatıyor:

            Bekir Sami Bey, hocaların Kaymakamlık binasının önüne getirilmesini istemişti. Biz atlara binip Alaşehir Hükümet konağının önüne geldiğimiz zaman, Kaymakam, jandarma Kumandanı ve dört hoca oradaydı. Kumandan sordu:

            -Hocalar bunlar mı?

            Birisi: -Evet bunlar dedi.

Bu karşılığı alır almaz ani bir hareketle belinden çektiği tabanca ile dört hocayı da yere serdi.”

Bekir Sami Bey’in bu yaklaşımı, özellikle azınlıklar üzerinde etkili olmuştur. Kısa süre içinde Batı Anadolu’da işgale karşı direniş örgütlenebilmiştir. Azınlıkların yanı sıra, din adamları ve idari yapıdaki Hürriyet ve itilafçı memurlar bu örgütlenmeyi engellemeye çalışmışlardır. İstisnai isimlerden Gördes Kaymakamı Galip Bey’den de söz etmek gerekir. Enver Konukçu, “Alaşehir Kongresi” isimli çalışmasında “Galip Bey, Gördes’in vatansever kaymakamı olarak tarihte ki yerini almıştır” demektedir. Aslında memurlardan İttihat ve Terakkiciler Milli Mücadeleyi desteklerken, Hürriyet ve İtilafçılar işbirlikçi ve Padişahçı bir yaklaşım sergilemektedirler.

Alaşehir’de ilk direniş örgütü Müdafaa-i Hukuk adı ile kurulmuştur. Bezmi Nusret Bey’in teşvikiyle (kendisi devlet memuru olduğunu söyleyerek katılmamış, dışarıdan destek vermiştir) Belediye Başkanı Galip (Alakant)Bey ve Mütevellizade Akif Bey’in çalışmasıyla kurulmuştur. Mütevallizade Akif Bey cemiyetin başkanlığını üstlenmiştir. Hasan Hüseyin oğlu Mehmet, Hasağasızade Ömer, Hacı Ali (Yağas) ve Kuşakcızade Raşit cemiyetin yönetimini oluşturmuşlardır.

Şahyarlı Mustafa Bey Kuvayi Milliye komutanıydı. Çerkes Ethem’le girdiği iktidar savaşını kaybedince, Alaşehir’den kaçmak zorunda kalmıştır. Mustafa Bey’in desteklediği Akif Bey bunun üzerine gücünü kaybetmiş, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanlığını akrabası Mütevellizade Tevfik Bey üstlenmiştir.       

Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin Salihli Şubesi de yaklaşık aynı zamanda Kadı Zahid Efendi başkanlığında kurulmuştur. Kadı Zahid Efendi’nin yönetiminde de, Tavaslızade Ali Rıza, Şabanzade Ali, Refikzade Hasan Refik, Hacı İsmailağazade Hacı Mustafa, Pazarcıklıoğlu Süleyman Faik, Osmanzade Münir Beyler bulunmaktaydı.

“Kuvayi Milliyeciler arasında Emekli Yüzbaşı Süleyman, Yedek Subay Şakir (Ünalan), İsmail Hakkı (Ocakoğlu), Kazım (Musal), Zühdü (Akıncı), Rıza (Çetin), Dayızade Ali Dayı, Hilmi (Musal) Fevzi, Beşikoğlu Hacı Mustafa, Tuhafiyeci Ahmet (Başak), Şazoğlu Mehmet, Molla Mehmet Ali dikkati çekenlerdi.”

Bin dokuz yüz on dokuz yılının temmuz ayına gelince, İzmir, Manisa, Turgutlu Yunan ordusu tarafından işgal edilmiş durumdaydı. Temmuz ayı başında Kuvayi Milliye’de de bazı değişiklikler olmuş, Alaşehir’in de içinde bulunduğu yerlerin komutanlığına Ömer Lütfi bey getirilmişti. Ömer Lütfi Bey, Argeşo kahramanı olarak tanınan bir komutandı. Bu durum Alaşehir ve çevresindeki Kuvayi Milliyeciler için olumlu olmuştur. 1920 yılının Haziran ayında Yunan işgaline uğrayan Alaşehir, ancak 5 Eylül 1922 tarihinde işgalden kurtulmuştur. 24 Haziran 1920 tarihinde işgal edilen Alaşehir’de pek çok kişi Alaşehir’den kaçmış ve canını böyle kurtulabilmiştir. Yunan işgali üzerine Kaymakam Bezmi Nusret Kaygusuz o günü şöyle anlatmaktadır: Halk derhal vaziyetten haberdar oldu ve akın başladı. Kimi şimendifere koştu; kimi yaya olarak Eşme yolunu tuttu. Ağıllı Boğazında kadın erkeğini arıyor, baba çocuğunu taşıyordu. Malını düşünen kimse yoktu. Dini kitaplarda tasvir edilen mahşer günü ancak bu dehşette olabilir. Koca bir şehir harekete gelmiş, taşı ve toprağı dahi yürüyordu. Atımı ve silahımı aldım. Fişeklikleri belime ve boynuma doladım. Üstümdeki elbiseden başka her şeyi orada düşmana bıraktım… Hapishanedekileri salıverdim ve onlara jandarma deposundaki cephane ve silahları aldırdım… Şehir boşalmış bir vaziyette idi. Yalnız Rumlar evlerine saklanmışlardı. Milli Mücadele’ye hep birden katılan Alaşehir’in fedakar evlatları Yunana tabi olmamak için evlerini, her şeylerini feda ederek aynı fedakarlıkla yine hep birden dâhile çekiliyorlardı. Yalnız İdadi Mektebi muallimlerinden birisi ve İnegöl Nahiyesi Müdürü ve daha beş on kişi kasabada kaldılar.”

[3] Ali Orhan İlkkurşun’un Anıları. Engin Berber-Taner Bulut-Tülay Gül. Ödemiş Bel. Yayını. Mart 2013. Sf:46 [4] 50 Soruda Milli Mücadele. Ahmet Hür. Puslu yayınları. Mart 2017 Sf:166 [5] Miralay Bekir Sami Günsav’ın Kurtuluş Savaşı Anıları. Muhittin Ünal. Cem yayınevi. Kasım 1994 Sf:70 [6] Alaşehir Kongresi. Enver Konukçu. A.A.M.2000. Sf:48 [7] Yunan Mezalimi. Mustafa Turan. AAM. 2014.Sf:203

3 Eylül 1922’de Alaşehir’e gelen bir Yunan subayı şehrin ileri gelenlerine, şehri yakmak üzere bir yangın taburunun gelmekte olduğunu ve herkesin başının çaresine bakmasını söylemiştir. 4 Eylül 1922 günü Alaşehir tamamen abluka edilerek birkaç yerden birden yangın çıkarılmıştır. İki gün süren yangını yerli Rumlardan Diyamandapolis ve arkadaşları idare etmişlerdir. Bazı Ermeniler de yangından görev almışlardır.

            Yunanlılar, şehrin bütün sularını kestikten sonra gaz ve benzin dökerek şehri ateşlemişlerdir. Yangın müfrezeleri yangın bombalarıyla yangının genişlemesine çalışmıştır. Yangını sündürmek isteyenler kurşunlanmışlardır.

            Yangından kaçmak isteyenler, üzerlerine kurşun ve bombalar atılmak suretiyle öldürülmüşlerdir. Bazıları ateşe atılarak yakılmışlardır. Taşçı Mehmet Usta ateşe atılarak yakıldığı gibi eşi Emine’nin memesi oyularak içine barut doldurularak ateşlemek gibi zulümler yapmışlardır.

            Alaşehir yangını şehre giren Türk ordusu tarafından söndürülmüştür. Yunanlılar ve yerli Rumlar, Alaşehir yangınında 600 kişiyi öldürmüşlerdir.”Yapılan araştırma raporlarına göre, Alaşehir’de 4500 evden 4350 tanesi yanmıştır. 11.500 nüfuslu Alaşehir’de 8500 kişi kalmıştır.

            Milli Mücadele döneminde, Alaşehir denilince akla ilk gelen Alaşehir Kongresidir. Alaşehir Kongresi Anadolu’da önemli ses getiren kongreler zincirinin önemli bir halkasıdır. Bunun için Alaşehir Kongresini ayrıntılı bir şekilde inceleme gereği ortadadır.

            Alaşehir Kongresinin ilk toplandığı bina Hüseyin paşazade Mustafa Bey’in evidir. Daha sonra Alaşehir’in önemli okullarından Fevziye Mektebinde toplanılmıştır.

            Alaşehir Kongresine, Alaşehir dışından, Akhisar, Afyon, Ayvalık, Balıkesir, Buldan, Demirci, Denizli, Edremit, Eşme, Gördes, Sarıgöl/İnegöl, Turgutlu/Kasaba, Kula, Manisa, Nazilli, Ödemiş, Salihli, Sarayköy, Sındırgı, Soma ve Uşak’tan delegeler katılmıştır.  Delege olarak katılanlar ve haklarındaki kısa bilgi şöyledir:

 Mütevellizade Akif Bey: Alaşehir’den katılmıştır. Alaşehir’in tanınmış eşraf ailesindendir. Alaşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kuran ve ilk başkanlığını üstlenen kişidir. Çerkez Ethem Şahyarlı Mustafa Bey çekişmesinde, Mustafa Beyin yanında yer aldığı için, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanlığını yakın akrabası (amca oğlu) ve rakibi Tevfik Beye bırakmak zorunda kalmıştır. Yunan işgali üzerine Antalya’ya gitmiş, bir süre de Rodos adasında kalmıştır. Savaş sonrası İstanbul ve İzmir’de kısa bir süre kalıp sonra Alaşehir’e gelmiş ve yanmış yıkılmış şehri eski günlerine kavuşturmak için Alaşehir Belediye Başkanlığına aday olmuş ve seçilmiştir. Başarılı çalışmalarından sonra üçüncü dönem TBMM’ye Manisa milletvekili olarak girmiştir.

 Ali (Yağas) Bey: Kirazlı olup, Alaşehir’e yerleşmiş eşraftandır. Alaşehir adına Kongreye katılmıştır. Alaşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurucuları arasındadır. Askerin iaşesi konusunda çok önemli katkıları olmuştur.

Cevdet (Ünlü) Bey: Alaşehir adına kongreye katılan Cevdet Bey, Alaşehir’in tüccarlarından Himmetağazadelerdendir.

Galip (Alakant) Bey: Alaşehir Belediye Başkanıdır. Kuvayi Milliye ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kuruluşunda yer almıştır. Kongre süresince gelen delegeler için her türlü olanağı yaratmaya çalışmıştır. Mustafa Bey, Çerkez Ethem çekişmesinde, Mustafa Bey’in yanında yer almış ve Çerkez Ethem’le tartışmayı göze almış kişidir. Yunan işgali üzerine Alaşehir’den ayrılmak zorunda kalmıştır.

[8] Yunan Mezalimi. Mustafa Turan. AAM. 2014.Sf:204

Mustafa (Şahyar) Bey: Kongre öncesi Alaşehir cephesini oluşturan ve Kuvayi Milliye’nin Alaşehir’deki ilk lideridir. Postlu Mestan Efe, Poyraz Ağaları ve Mazlum Bey grubu ile Yunanlılara direnmiştir. Kongreye Alaşehir delegesi olarak katılmıştır. Çerkez Ethem’le oluşan gerginlik sonucu Alaşehir’den ayrılmak zorunda kalmıştır. İstanbul’a akrabalarının yanına giderek zafere kadar sessiz kalmıştır.

 Nazmi (Musal) Bey: Alaşehir eşraflarından olan Nazmi Bey, Alaşehir delegesi olarak kongreye katılmıştır.

 Ömer (Ünlü) Bey: Edhembeyzadelerden olan Ömer Bey, Alaşehir’i Kongrede temsil eden delegelerdendir. Birinci Mecliste Saruhan/Manisa milletvekili olarak bulundu. 1 Şubat 1940 ile 30 kasım 1941 tarihleri arasında da Alaşehir Belediye Başkanlığı görevini üstlendi.

 Süleyman Sırrı Bey: Akhisar’ı temsilen Hacım Muhiddin Beyle birlikte Alaşehir’e gelmiştir. Müderriszadelerden olan Süleyman Sırrı Bey; “Namert düşmanın vilayetimizin her noktasını hemen tahliye etmedikçe silahımızı elimizden bırakmayacağız” sözünün altına imza atanlardandır. Akhisar Reddi İşgal Heyetinin kuruluşunda yer almıştır.

 Kamil Bey: Akhisar’ın tanınmış ailelerinden Hacı Kadirzadelerdendir. Akhisar Belediye Başkanıdır. Akhisar Reddi İşgal Heyeti’ni kuranlardandır. Balıkesir Kongresinde de Menzil Müfettişi seçilmiştir.

Muallim Ahmet Sami (Onur) Bey: Öğretmen olan Ahmet Sami Bey, Afyon adına kongreye katılmıştır. “İkaz/Öğüt” Gazetesi ile “Karahisar’da Nur” ve “Taşpınar” dergilerinin sahibidir. Medeni cesareti fazla olan bir vatansever olarak kabul edilir.

Mehmet Fakir Bey: Karahisar-ı Sahib/Afyon delegesi olarak 23 Ağustos 1919 günü gelerek Kongre çalışmalarına katılmıştır.

Haydar Bey: Afyon doğumludur. İktisat alanına eğitim almıştır. Afyon delegesi olarak Kongreye katılmıştır. Üçüncü dönem Afyon milletvekili olan Haydar Bey beş dönem milletvekili seçilmiştir.

Hacı Ali Galib Efendi: Kongreye Ayvalık’ın tek delegesi olarak katılmıştır. Kuvayi Milliye safında çalışmalar yapmıştır.

Hacim Muhittin Bey: “Hacim Muhittin Bey 10 Ekim 1881de Uşak’ta doğmuştur. Babası, Aydın livası Aşar Müdürlüğü memurlarından Nevşehirli Ahmet Muhittin Bey, annesi İzmir Camgözoğullarından Nafia Hanımdır. İlköğretimi babasının memur olması nedeniyle Egenin farklı yerlerinde okumuş, rüştiyeyi Bergama’da bitirmiştir. 15 yaşında İzmir İdadisine girmiştir. Mülkiyeden “iyi” derece ile mezun olmuştur. İzmir, Denizli, Saruhan Maiyet memurluğu, Kula Kaymakam Vekilliği, Akhisar Kaymakamlığı gibi görevlerde bulunmuştur. 1908 ile 1914 yılları arasında Burhaniye, Gönen, Tavas, Çeşme ve Bergama kaymakamlıklarında bulunmuştur. 1914 yılında İzmir Polis Müdürü olmuş, 1915te Akhisar Kaymakamlığı, 1917de Havran Mutasarrıflığı yapmıştır. Mutasarrıflık merkezinin İngilizlerce işgali üzerine bir süre Halep’teki göçmen sevki işinde çalışmıştır. 1918de Balıkesir Mutasarrıflığına tayin edilse de, İttihatçı olduğu şüphesi ile yerine başkası atanmıştır. İzmir‟in işgali üzerine arkadaşlarıyla Aydın Vilayeti Muavenet-i Hayriye Cemiyetini kurmuştur. Balıkesir Kongrelerinde etkin rol oynamış ve Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerinde başkanlık yapmıştır. Son Osmanlı Mebusan Meclisinde ve Büyük Millet Meclisinde Karesi mebusluğu görevinde bulunmuştur. Milletvekilliği devam ederken Bursa Valisi olmuştur. Yunanlıların Bursa’yı işgali üzerine Bilecik’e geçmek zorunda kalmıştır. 1921–1922 yılları arasında Konya İstiklal Mahkemesi üyeliği yapmıştır. Şeyh Sait İsyanı sebebiyle kurulan Şark İstiklal Mahkemesi başkanlığına seçilmişse de hasta olduğu için yerine Mazhar Müfit Bey seçilmiş, ancak iyileştikten sonra başkanlık görevini devralmıştır. 5 Aralık 1965 yılında yerleştiği İzmir’de vefat etmiştir.”

Abdulgafur (Iştın) Efendi: “Bazı kaynaklarda 1876 bazı kaynaklarda 1879 yılında Balıkesir’de doğmuştur. İlköğretimini özel öğretmenlerden aldığı derslerle bitiren Abdülgafur Efendi 1897 yılında Balıkesir İdadisinden mezun olmuştur. Ayrıca medrese eğitimine de devam ederek 1908 yılında müderrislik icazeti almıştır.

            Darülhilafe Medresesinde Türkçe Öğretmenliği yaparken İzmir’in işgali üzerine Milli Mücadeleye katılmış ve bu nedenle de görevinden uzaklaştırılmıştır. 18 Mayıs 1919 tarihinde Balıkesir’de yapılan Birinci Alacamescid Toplantısına katılmıştır. Hacim Muhiddin Bey ile birlikte Alaşehir’e gelerek, Alaşehir kongresine de Balıkesir delegesi olarak katılmıştır. İkinci Balıkesir Kongresinde de Giresun delegesi olarak bulunmuştur. Alaşehir Kongresinde ise kâtiplik yapmıştır. Üçüncü Balıkesir Kongresinde de Soma Menzil Müfettişliğine seçilmiştir. Milli Mücadeledeki yararlılıklarından dolayı “Balıkesir fedakaranı ve Kuvayi Milliye hadimi” olarak meşhur olmuştur.

            Büyük Millet Meclisinin ilk döneminde Karesi(Balıkesir) Milletvekilliği de yapmıştır. Meclis adına cepheleri ziyaret eden milletvekilleri heyetinde yer almıştır. Milletvekilliği görevi bitince 1925 yılına kadar Arapça ve din dersleri öğretmenliği yapmıştır. 26 Mart 1926 ile 6 Şubat 1936 yılları arası Balıkesir vaizliği yaptıktan sonra emekli olmuş ve 1 Temmuz 1951de Balıkesir’de vefat etmiş Milli Mücadele kahramanlarımızdan birisidir.”[1]

 Mehmet Efendi: Hattazade ailesinden olan Mehmet Efendi Buldan doğumludur. 22 Mart 1919 tarihinde İzmir Kongresine de katılmıştır. Buldan delegesi olarak Alaşehir Kongresinde yer almıştır.

  Mustafa Efendi: Serdarzadelerden Mustafa Efendi, Demirci’de doğmuş, Uşakta eğitim görmüştür. Ticaretle uğraşan Mustafa Efendi, Demirci delegesi olarak Kongrede yer almıştır.

Ahmet Tahir Bey: 21 Ağustos tarihinde Denizli delegesi olarak Kongreye katılan Ahmet Tahir Bey yedek subaydır. Denizli Heyeti Temsiliyesi’nin cesur savaşçılarındadır.

Yüzbaşı Şükrü: Denizlili Mirasçızadelerden olan Şükrü Bey Denizli ve Aydın adına Kongreye katılmıştır. İhtiyat Subayı olarak süvari bölüğü ile Kuvayi Milliye’ye katılmış, “savaş grubu” nu oluşturmuştur.

 Mustafa Bey: Edremit ileri gelenlerindendir. Balıkesir Kongresine de katılmıştır. Ayvalık Kahramanı unvanını almış kişidir. Alaşehir Kongresine “Ayvalık Cephesi Edremit Delegesi olarak katılmıştır.

 Yunus Bey: Eşme Belediye Başkanı olan Yunus Bey, Eşme ve çevresinde Kuvayi Milliye’yi örgütlemeye çalışmış ve başkanlığını üstlenmiştir. Eşme adına Kongreye katılan Yunus Bey, bin dokuz yirmi yılının Haziran ayına kadar Eşme Belediye başkanlığını devam ettirmiş, Yunan ilerlemesi sonucu Eşme’den ayrılmak zorunda kalmıştır. Bir süre Denizli Çivril’de kalan Yunus Bey, zafer ile birlikte Eşmeye döndü. Uzun süre Belediye Başkanlığı yapmıştır.

Nazifullah Efendi: 1906 yılından itibaren Eşme Müftülüğünü yürütmekteydi. Nazilli ve Alaşehir Kongresine Eşme adına katılmıştır. İttihat ve Terakki Fırkasının amansız savunucularındandır. Yunan işgali üzerine Eşme’den ayrılmak zorunda kalmıştır. İri yarı ve cesur bir kişi olarak bilinirdi.

[9]Milli Mücadele’de Kahramanlar-Hainler. Ahmet Hür. Puslu yayınları. Ekim 2017. Sf:250 [10] Milli Mücadele’de Kahramanlar-Hainler. Ahmet Hür. Puslu yayınları. Ekim 2017. Sf:28

Müftü İsmail Hakkı Efendi: Gördeslidir. Hacı Numan medresesinde çalıştıktan sonra Gördes Müftüsü olarak atanmıştır. Bin dokuz yüz on sekiz yılında Marmaris’e tayin edildi. Ancak çok sonra gitmiştir. Bu arada Alaşehir Kongresine katılmıştır.

Ethem Bey: Sarıgöl’de doğmuş Buldan’da dini eğitim görmüştür. Babası yerine Belediye Başkanlığı da yapmıştır. Yunan işgali üzerine Sarıgöl/İnegöl’den ayrılmıştır. Sarıgöl adına Alaşehir Kongresine katılmıştır.

Alemşahlı Mazlum Bey: Sarıgöl’de Kuvayi Milliye çalışmalarını yürütmüş, Alaşehir Kongresine de Sarıgöl adına katılmıştır. Yunan işgali üzerine Bozdağlara sığınmış, rehine krizi nedeni ile Yunana teslim olmuştur. 

Süleyman Sururi: Koca İmamoğlu ailesinden Turgutlu/Kasaba doğumludur. Teşkilatı Mahsusa üyesidir. Süleyman Askeri Bey ve Miralay Bekir Sami (Günsav) Beyin güvendiği adamlardandır. “Rıza Çetin, Zühdi Akıncı, Şakir Ünalan gibi arkadaşları ile Alaşehir Kuvayi Milliyesi saflarında Yunanlılara karşı direniş gösterdi.29 Mayıs 1919’da meşhur Ulu Cami Konuşmasını gerçekleştirdi. Alaşehir Mevki Kumandanı olarak hizmetini sürdürdü. Turgutlu adına Kongre’ye katıldı.”

Dramalı Hacı Fehmi Bey: Teşkilatı Mahsusa üyesi olduğu sanılmaktadır. Kula adına Alaşehir Kongresine katılmıştır.

Raşit Efendi: Tosun Efendizadelerdendir. 6 Mart 1919 tarihinde İstihlas-ı Vatan Cemiyetini kurmuştur. Kula adına Kongreye katılmıştır. 1931 yılında doğduğu Kula’da ölmüştür.

Ramazan Bey: Manisa’nın ileri gelenlerinden olup, Kongreye Manisa/Saruhan adına katılmıştır. Hacim Muhittin Beyle birlikte çalışmıştır. Savaştan sonra Akhisar Tütüncüler Kongresine de katılmıştır.

Bahri Bey: Manisa adına İzmir’de 17 Mart 1919 tarihinde yapılan İzmir Müdafaa-i Hukuk Osmaniye Cemiyeti toplantısını da katılmıştır. Kısa bir süre Mudanya ve Milas Kaymakamlık görevinde de bulunmuştur. Manisa adına Kongreye katılmıştır.

Ali Enveri Bey: Tapucuzadelerden Ali Enveri Bey, Nazilli adına Alaşehir Kongresine katılmıştır. Nazilli’nin tanınmış gazetecilerindendir. Osman Fikri Bey ile “Celali” isimli, Ahmet Refik Beyle de “Mülhakat” isimli gazeteler çıkarmıştır.

 Salih Vecdi Bey:  Birgi doğumludur. Ödemiş’te ilk kurşun savaşına katılanlardandır. Ödemiş adına Kongreye katılmıştır. Balkan Akıncı Müfrezesi Komutanlığı yapmıştır.

Ali Efendi: 1879 yılında Ödemiş’te doğmuştur. Alaşehir Kongresine Ödemiş delegesi olarak katılmıştır.

İbrahim Ethem Efendi: Ödemiş doğumludur. Kiraz’da yaşamaktadır. Kuvayi Milliye çalışmalarına Kiraz’da katılmış ve ciddi katkı sunmuştur. Ödemiş adına Kongreye katılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Kiraz Müftülüğüne atanmıştır.

İsmail Hakkı Bey: Ödemiş adına Kongreye katılmıştır. Birgi doğumludur. Birgi’de tanınan Saraçzade ailesindendir.

[11] Alaşehir Kongresi. Enver Konukçu. A.A.M.2000. Sf:65

Postlu Mestan Efe: “1893 yılında Ödemiş Gerçekli Köyünde dünyaya gelmiştir. Semetli Küçük Mehmed Efenin yanında zeybeklik yapmış daha sonra efeliğini ilan etmiştir. Zamanında hükümet tarafından affedilen Poslu Mestan Efe, Milli Mücadeleye başlangıçta sıcak bakmayan efelerdendir. İstanbul hükümetlerinin olumsuz propagandası ve Birgili Rumların/Yunanlıların kışkırtıcı sözleri üzerine, Ödemiş’e 180 adamıyla gelip tüfek ve cephane alan Mestan Efe, Milli Mücadeleye katılmaktan vazgeçmiş, kendisine askeri danışman olarak atanan Kalkandelenli Yüzbaşı Rahmi’yi de öldürmeye kalkmıştır.

            Ödemiş’in işgali üzerine Bozdağ’a gelen Salih Bey ve arkadaşları, Yunanlıların Mestan Efe’yi Bozdağ’a kumandan olarak tayin ettiklerine dair haber aldılar. Ayrıca Birgi Rumlarının Mestan Efe’ye yazmış oldukları bir mektup ellerine geçmişti. Bu durum da Mestan Efe’nin Yunanlılar yanında olduğunu ve Milli Mücadeleye karşı olduğunu kanıtlıyordu. Bunun üzerine 18 Temmuz 1919 tarihinde bir araya gelen Milli Mücadele taraftarı efeler, Mestan Efenin öldürülmesine karar verip bu görevi Mestan efenin adamlarından İzmirli İsmail Efeye verdiler.

            Birgi’ye gelen Mestan Efe, yöredeki Yunan/Rum halk tarafından iyi karşılanmamıştır. Ayrıca Yunan/Rumlar tarafından Türk halkına yapılan zulmü gören Mestan Efe, İzmirli İsmail Efe’ye haber gönderip, Milli Mücadeleye katılmak isteğinde bulunmuştur. Görüşmeler sonucu Milli Mücadele saflarına katılan Poslu Mestan Efe, Çerkez Hasan, Sabri Efe ve Hacı Alimoğlu İsmail Efe ile de bizzat görüşüp, bu kişilerin de Milli Mücadele saflarına katılmalarını sağlamıştır.

            Postlu Mestan Efe komutasındaki Bozdağ Müfrezesi, Birgi’de bulunan Yunan birliklerine pek çok başarılı saldırı ve baskın yapmışlardır. Fırsat buldukça Yunan karakollarını basmıştır. Birgi baskınlarına önderlik eden Poslu Mestan Efe, Bozdağ temsilcisi olarak Alaşehir kongresine de katılmıştır. Nazilli’de Yunan askerleriyle girdiği bir çarpışma sırasında şehit olmuştur.”

Abdurrahman Zahid Efendi: Yunan işgal tehlikesi ortaya çıkınca “Kadı” lakaplı Abdurrahman Zahid Efendi, Salihli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti başkanlığı yapmış ve milli heyecanın oluşmasında önemli rol oynamıştır. Salihli delegesi olarak Alaşehir Kongresine katılmıştır.

Mehmet Lütfi Efendi: Salihlili Güçlüzade Hacı Ali Ağa’nın oğludur. Çeşitli medreselerde eğitim aldı. İslami Medreselerin ıslahı üzerine çeşitli çalışmalar yaptı. Bir süre Salihli Müftülüğünü fahri olarak üzerine aldı. Alaşehir Kongresine Salihli adına katılanlardandır. 

Ahmet Şükrü Efendi: Sarayköy’de doğdu. Müftülük ve Belediye Başkanlığı yaptı. Kuvayi Milliye örgütlenmesinde yer aldı. Alaşehir Kongresinde Sarayköy’ü temsilen bulundu. Aydın Milletvekilliği de yaptı.

Yüzbaşı Ethem Bey: “Küçük Ethem” ve “Şişman Ethem” olarak tanınan İzmirli Ethem Bey, Ege’de ilk harekete geçen Milli Mücadelecilerdendir. Miralay Kazım (Özalp) Bey tarafından Akhisar ve civarı Reddi İşgal Kıtası Komutanı olarak Alaşehir Kongresine katıldı. Aynı zamanda Sındırgı kazasını da temsil ediyordu. Sivas Kongresine de Sındırgı delegesi olarak katılmıştır. Çerkez Ethem’le birlikte daha sonra Yunanlılara sığınmıştır. 150’likler listesinde yer almıştır.

 M. Kamil Refet Bey: Balıkesirli olan Kamil Refet Bey, Soma Kuvayi Milliye Komutanıdır. Alaşehir Kongresine Soma adına katılmıştır.

İbrahim Bey: “İttihat ve Terakki Cemiyetine mensup milli mücadele taraftarı din adamlarındandır. Uşak müftülüğü görevinde bulunmuştur. 1913 de Kütahya Mebusu olarak Meclisi Mebusan’a girmiştir.

              

[12] Milli Mücadele’de Kahramanlar-Hainler. Ahmet Hür. Puslu yayınları. Ekim 2017. Sf:499


Mondros mütarekesi sonrası Uşak Reddi İlhak Cemiyetine katılmış, Alaşehir kongresinde ikinci başkanlık yapmıştır.  

            Salihli ve Bozdoğan cephelerinde Yunan ordusuna karşı savaşmıştır. 1920 yılında Niğde mutasarrıflığı da yapan İbrahim Bey, 1927 seçiminde Kütahya milletvekili seçilip bir dönem milletvekilliği de yapmıştır.

            İbrahim Bey(Tahtakılıç), 1871 doğumlu olup Karaman ve Paşa oğulları ailesinden olup Uşak’ın Bozkuş Köyündendir. İstanbul ve Uşak’ta medrese eğitimi almıştır

            300 kişilik gönüllü bir birlik ile Balkan Savaşına katılması ve Türk Ocaklarında Milli Destanlara dair verdiği konferansları bilinmesine yol açmıştır. Tarihçi Rahmi Apak İbrahim Beyin kongre reisi olduğunu belirterek onu “kuvvetli ve ateşli vatanperver” olarak tanımlamıştır. Ancak İbrahim Bey kongre reisi değil, ikinci başkandır. Milli Mücadele kahramanlarımızdan İbrahim Bey 1937 yılında vefat etmiştir.”

            Alaşehir Kongresi 16 Ağustos 1919 tarihinde Cumartesi günü çalışmalarına başlamış, 25 Ağustos 1919 tarihinde de bitirmiştir. Alaşehir Kongresinde aşağıdaki kararlar (bugünün Türkçesiyle)  alınmıştır:

Alaşehir Milli/Ulusal Kongre Kararları

Yunan tecavüzüne karşı, mücadele ve savunma oluşturmak ve özellikle Milli/Ulusal hareketin başarısı olarak Paris Barış Konferansı tarafından belirlenen Yunan işgal sahasının sınırlanması ve işgal bölgesinde Yunanlılar tarafından oluşturulan zülüm ve eziyetin tespiti için dünya devletleri tarafından oluşturulan büyük bir araştırma komisyonunun İzmir’e gönderildiği bu önemli zamanda, söz konusu komisyona raporlar sunmak üzere Aydın’dan Bandırma’ya kadar bütün cephelerde Hareketi Milliye Reddi İlhak Heyetleri delegelerinden oluşan 16 Ağustos 1919 Cumartesi günü başlayıp, 25 Ağustos 1919 Pazartesi günü biten Alaşehir (Hareketi Milliye ve Reddi İlhak) Büyük Kongresi tarafından alınmıştır.

            Madde 1: Kongrede aşağıda ismi yazılı yetkili delegeler bulunmuştur:

Alaşehir delegesi Belediye Başkanı Galip Bey, Alaşehir delegesi ve Kongre sekreteri Ömer Bey, Alaşehir delegesi Akif Bey, Alaşehir delegesi Cevdet Bey, Alaşehir delegesi Nazmi Bey, Alaşehir delegesi Hacı âli Bey, Alaşehir delegesi ve Kuvayi Milliye Komutanı Mustafa Bey, Eşme delegesi Müftü Hacı Nazif Efendi, Eşme delegesi Belediye Reisi Yunus Efendi, İnegöl delegesi Ethem Efendi, İnegöl delegesi Mazlum Bey, Ödemiş Birgi delegesi Salih vecdi Bey, Ödemiş Birgi delegesi İsmail hakkı Efendi, Ödemiş delegesi İbrahim Ethem Efendi, Ödemiş delegesi Ali Efendi, Ödemiş Kaymakçı delegesi Mehmet Ağa, Ödemiş Bozdağ Cephe delegesi Postlu Mestan Efe, Akhisar Cephe delegesi Süleyman Efendi, Ayvalık Cephe delegesi Hacı Ali Efendi, Ayvalık Cephe delegesi Mustafa Bey, Aydın ve Denizli delegesi Şükrü Bey, Aydın ve Denizli delegesi Tahir Bey, Balıkesir delegesi ve Kongre Başkanı Hacim Muhittin Bey, Balıkesir Merkez delegesi Akhisar Belediye Başkanı Kamil Efendi, Balıkesir delegesi ve Kongre sekreteri Müftüzade Abdülgafur Efendi, Buldan delegesi Hattatzade Mehmet Efendi, Demirci delegesi Müderris Mustafa Efendi, Sarayköy delegesi Müftü Ahmet Şükrü Efendi, Soma Cephe delegesi Refet Efendi, Sındırgı delegesi ve Akhisar Cephe Komutanı İzmirli Ethem Bey, Salihli delegesi Müftü sabık Mehmet Lütfi Efendi, Salihli delegesi sabık Kadı Zahid Molla Efendi, Uşak delegesi İbrahim Bey, Kasaba delegesi Süleyman Bey, Kula delegesi Raşit Efendi, Kula delegesi Hacı Fehmi Bey, Karahisar-ı Sahib/Afyon delegesi Fakir Bey, Karahisar-ı Sahib/Afyon delegesi Haydar Bey, Karahisar-ı Sahib/Afyon delegesi Ahmet efendi, Gördes delegesi Müftü sabık İsmail Hakkı Efendi, Manisa delegesi Bahri Bey, Manisa delegesi Süleyman Bey, Manisa delegesi Ramazan Bey, Nazilli delegesi İlhami Bey, Nazilli delegesi Ali Enveri Bey.

Madde 2: Kongre görüşmeleri devam ettiği sürece Başkanlığa Balıkesir Heyeti Merkezi delegesi Hacim Muhittin ve başkan yardımcılarına Alaşehir Kuvayi Milliye Komutanı Hüseyin Paşazade Mustafa ve Uşak delegesi İbrahim Bey ve Efendiler ve Kongre divanına da Alaşehir delegesi Ethem Beyzade Ömer Beyle Balıkesir delegesi Müftüzade Abdülgafur Efendi seçilmişlerdir.

            Madde 3: Kongre ilk toplantısını yaptığı Alaşehir Eşrafından Mustafa Beyin salonunu Hareketi Milliye-Reddi İlhak’ın tarihi bir anısı olarak tutanağına geçirir.

            Madde 4: Büyük Kongre adına Hareketi Milliye-Reddi İlhak Heyeti, Osmanlı saltanat ve hilafet makamına bağlılığını bir genel görüş olarak kabul eder.

            Madde 5: Hareketi Milliye’nin tek amacı, bin beş yüz yıldan bu yana Türk ve İslam olan sevgili memleketimizden vahşi ve seviyesiz olan Yunanlıların çıkarılmasından İbaret olduğuna göre, vatan tehlikesi karşısında bir bütün halinde birleşen kardeşler, her türlü siyasi parti düşüncesinden uzak ve kesin suretle sıyrılmış olduğu kongrece kabul edilmiştir.

            Madde 6: Bu amaç doğrultusunda Hareketi Milliye örgütü, düzenli ve disiplinli ordu oluşturmayı hedeflediği gibi gerekirse bundan sonra da aynı şekilde hareket edileceğinden başına buyruk çeteciliği şiddetle ret eder.

            Madde 7: Balıkesir Kongresince kabul edilen Hareketi Milliye Reddi İlhak ismi Alaşehir Büyük Kongresince de aynen kabul edilmiştir.

            Madde 8: Milli Savaş durumu devam ettiği sürece Alaşehir Kongresi de, genel ulusal seferberlik kabul eder. Fakat çeşitli bölgelerde ve cephelerde bugüne kadar uygulandığı şekilde devam edecek ve Hareketi Milliye Heyetleri gerek gördüğü kişileri silâhaltına alacaklardır.  

            Madde 9: Kongrenin oluşturulma amaçlarından en önemli konularından biri de Yunan zulmünü ve cinayetlerini araştırıp, sonucu İzmir’de bulunan karma tahkikat komisyonuna sunmak ve bu tahkikat komisyonu başkanlığında bulunan İngiliz Generali Milne Beyefendiye ulaştırmayı kabul etmiştir.(Mektubun sureti 1 numara olarak ektedir)

            Madde 10: Kongrenin oluşturulma amacının, Padişaha ve İstanbul Hükümetine sunulmasına karar verildi. (Suretleri 2,3 numara da ektedir)

            Madde 11: Kongrenin oluşturulma amacı kamuoyuna bir yazılı açıklama ile duyurulmasına karar verildi. (Sureti 4 numarada ektedir)

            Madde 12: Hareketi Milliye-Reddi İlhak heyetleriyle heyeti merkeziyelerin oluşturulma şekli ve görev dağılımı yönergesi Alaşehir Kongresinde genel olarak kabul edilmiştir.(yönerge sureti ektedir)

            Madde 13: İlişkin yönergede görüleceği üzere Alaşehir ve civarı bir çalışma sahası kabul edilerek burada ayrıca yedi kişilik bir Heyeti merkeziye oluşturulmasına karar verilmiştir.

            Madde 14: Denizli, Nazilli bölgesinde de çalışma sahası olarak orada da bir Heyeti Milliye-i Merkeziye oluşturulmasına karar verilmiştir.

            Madde 15: Yönergeye dayanılarak heyeti merkeziyelerin konusu gereğince merkezi Alaşehir’de olmak üzere ve üçü merkezi heyetlerden biri dışarıdan olmak üzere bir Encümen-i Müdiran/Yürütme Kurulu adıyla bir heyet oluşturulacaktır.

            Madde 16: Kaza Menzil Müfettişleri ve heyeti merkeziyeler ile Merkezi Genel mühürlerinin Balıkesir Kongresince kabul edilen tarzda ve aynı şekilde hak ettirilmesine karar verildi.

            Madde 17: Kongreyi tebrik eden Balıkesir heyeti merkeziyesiyle Aydın Kuvayi Milliye Kumandanı Hacı Şükrü Bey’e teşekkür edilmesi kararı verildi.

            Madde 18: Yunanlıların işgal bölgelerinde yaptıkları zulüm hakkında bir rapor yazılarak ve İzmir’deki Karma Tahkikat Komisyonuna yollanması kabul edilmiştir.

            Madde 19: Gıda ürünlerinin İzmir’e serbestçe yollanması konusu olumlu karşılandığından ve yasaklamanın bir faydasının olmayacağı tespit edildiğinden ve hatta yasaklamanın suiistimallere yol açacağından, kongrece bu şekilde bir kanaat oluştuğundan, Hareketi Milliye’nin bu konuyla uğraşmaması uygun görüldü. Yerel hükümet ve belediyelerin verecekleri karara elbette müdahale edilemez.

            Madde 20: Ulusal savaşta şehit olanların aileleriyle zor duruma düşenlere yardım edilmesi esas olarak kabul edilmiş fakat yardımın ne şekilde olacağının tespiti olanaksız olduğu için bu noktada yardımın miktarı ve ne şekilde olacağı komutanlarla milli heyetlerin yönetimine bırakılmıştır.

            Madde 21: Bir cepheden firar veya herhangi bir nedenle ayrılanların diğer cephelere kabulü ancak yerel komutan veya heyetlerin iznine tabidir.

            Madde 22: Ulusal savaş devam ettiği sürece Yunanlılarla hiçbir şekilde görüşme yapılmaması kabul edilmiştir.

            Madde 23: Yunanlılar memleketimizden tamamen çıkarılıncaya kadar ulusal savaşın devamı Hareketi Milliye adına kongrece esas olarak kabul edilmiştir.

            Madde 24: Kongrenin bitimi görüşmeleriyle, sonucunun padişaha telgrafla bildirilmesi ve dünya devletlerinin temsilcilerine telgraf yollanması kararı kabul edilmiştir.(Suretleri 5,6 numaraları ile ektedir.)

            Madde 25: Cephede yer alan görevlilerin cephe gerisinde görev dışında dolaşmaları kesinlikle yasaktır.

            Madde 26: Nakliye ücretlerinin indirimi ve nakliyede kolaylık sunulması için demiryolu şirketi ile görüşmede bulunulması gerekliliği konusunda karar verildi. (suretleri ektedir) 

            Alaşehir Kongresi, Mustafa Kemal Paşa tarafından “Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Heyeti Temsiliyesi” adına yollanan 24 Ağustos 1919 tarihli telgrafla kutlanmıştır.

            25 Ağustos 1919 tarihinde biten kongreden sonra ertesi gün Çerkez Ethem imzalı özel bir mektup gelmiştir. Çerkez Ethem mektupta İstanbul delegesi olarak, İzmirlilerin yakından tanıdığı ve Türk Ocağında önemli çalışmalar yapmış olan yurtsever Ragıp Nurettin’in Alaşehir’e gelmek üzere olduğu ve kongrenin uzatılmasını istiyordu. Bunun üzerine 26 Ağustos günü özel bir toplantı yapılmış ve Alaşehir’den ayrılmayan yirmi iki delege toplantıya katılmıştır. Bazı kaynaklarda bu özel toplantı “II. Alaşehir Kongresi” veya “Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Kongresi” olarak kabul edilmektedir. Bu özel toplantıya Uşak delegesi İbrahim (Tahtakılıç) Bey başkanlık yapmıştır. Zorlama bir toplantı olmuştur. Bu toplantıda, katılanlar 17 Mart 1919 tarihinde İzmir’de ilk kongresini yapan Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyetinin üyeleri olduğunu kabul ederek, cemiyet merkezinin İzmir’den İstanbul’a taşınmasını kabul ederler. Cemiyetin yönetim kurulunun beş kişi olduğu ve bu yönetimin Genel Sekreter olarak Cami Bey, Sayman olarak Moralızade Halit Bey, üye olarak ta, Halide Edip (Adıvar) Hanım, Ragıp Nurettin Bey ve tüccar Aydınlı Nazmi Bey olarak seçildiğini karara bağlarlar.

Alaşehir, Sivas Kongresine delege yollayan nadir yerlerden biridir. Sivas Kongresi’nde Mahmut Macid Bey, Alaşehir’i delege olarak temsil etmiştir.

[13]Milli Mücadele’de Kahramanlar-Hainler. Ahmet Hür. Kuledibi yayınları. Eylül 2015. Sf:239