Alanya şehrine ismini 1. Alâeddin Keykubat vermiştir. Resmi adı Alaiye olan şehir Alanyalı, Alanyavi, Aleyyeli olarak da isimlendirilmiştir. Şehrin Alanya ismini alması 23 Mayıs 1933 tarihinde İçişleri Bakanı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla olmuştur. Alanya’da 1874 yılından bu yana belediye bulunmaktadır.
Sivas Kongresi’nden yaklaşık iki ay sonra 15 Kasım 1919 tarihinde Alanya’da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuş, yapılan seçimde başkanlığa Hacı Nuri Efendizade Talat Bey getirilmiştir. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin yönetiminde de Müftü Arif Efendi, Hacı Kadirzade Hüseyin Bey ve Azakzade İzzet Bey bulunmaktadır. Talat Bey başkanlık dışında saymanlık görevini de üstlenmiştir. Sivas Kongresi’nden yaklaşık iki ay sonra ve sadece dört kişi ile kurulan Alanya Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine bakarak, Alanya’da da Kuvayi Milliye’ye fazla ilgi olmadığını söyleyebiliriz.
15 Eylül 1919 tarihinde, İngilizler ve Fransızlar arasında yapılan “Suriye Antlaşması” gereğince, Antep, Urfa ve Maraş’tan İngilizler çekilerek yerlerini Fransızlara bırakmışlardır. Fransızların işgali devralırken yanlarında Ermeni Lejyonlarını getirmeleri işgale olan tepkiyi çoğaltmıştır. Fransız işgaline karşı, aralarında Alanya’da olmak üzere Anadolu’nun değişik seksen bir yerinden Mustafa Kemal Paşa’nın direktifi üzerine 14 Kasım 1919 tarihinde protesto telgrafları çekilmiştir. 19 Kasım 1919 tarihinde İtilaf devletlerine İzmir’in işgali ve 17 Ocak 1920 tarihinde İtalyan Komutanlığı’na İstanbul’un işgali üzerine de protesto telgrafları çekilmiştir.
Bu protesto telgrafları dışında Alanya’da Milli Mücadele lehinde bir miting veya başka bir kitlesel eylem görmemekteyiz.
Alanya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Mustafa Kemal Paşa’dan gelen direktifleri birkaç nahiye müdürlüğüne bildirme ve “Öğüt”, “Hâkimiyet-i Milliye” gazetelerini az miktarda olsa da köylere dağıtma, yardım toplama gibi çalışmalar yapmıştır.
Alanya’da önemli sayıda asker kaçağı vardır. Bu asker kaçaklarının bir kısmı eşkıya olarak ortaya çıktığından Alanya’nın asayişini bozmuştur.
Antalya’da gerçekleşen çalışmalara Alanya’dan da bazı yurtseverler katılmıştır.
Alanya’da yaklaşık iki bin civarında Hıristiyan nüfus vardır. Mondros mütarekesi sonrası kutlanan Paskalya’da Yunanistan lehine konuşmalar yapıldığı iddiasıyla azınlıklara baskı yapılarak Alanya’dan Antalya, Malatya ve Kars taraflarına kovulmuşlardır. Alanya’da kalan yaşlı, kadın ve çocuklarda 8 Ekim 1922 tarihinde Kıbrıs veya Yunanistan’a kaçmak zorunda kalmışlar ve Hıristiyan nüfus hemen hemen hiç kalmamıştır.
Alanya’da asayiş olayları genel olarak çoğu asker kaçağı olan eşkıyaların eylemleri ve Delibaş isyanı sonrası Alanya tarafına kaçan isyancılar ile Demirci Mehmet Efe ve Miralay Mehmet Şefik Bey komutasındaki Kuvayi Milliyeciler ile yaptıkları çarpışmalardır. Demirci Mehmet Efe’nin halktan zorla para ve değerli eşya aldığı yolunda iddialar da söz konusudur.
Avsallar Köyünden Karazor İbrahim Efe’nin Alanya ve çevresinde giriştiği eşkıyalık ve hatta Alanya’yı iki kez basması ve kendisini Halife vekili sayarak yaptığı bozgunculuğun Demirci Mehmet Efe tarafından engellendiğini de belirtmek gerekir.
Bazı yerlerde Mustafa Kemal Paşa’nın şehirlerine ziyareti çok önemlidir. Bunun için zorlama bilgi ve belgelerle Atatürk’ün kendi yörelerine geldiğini kanıtlamaya çalışmaktadırlar. Alanya bu yerlerden değildir. Mustafa Kemal Atatürk, Alanya’yı beğenmiştir. İlk kez 6 Mart 1930 tarihinde Alanya’ya gelen Atatürk tam bir hafta Alanya’da kalmış, inceleme ve geziler yapmıştır. 16 Şubat 1935 tarihinde de İstanbul’dan Ege vapuru ile hareket etmiş, Çeşme önlerinde Zafer Torpidosuna geçmiş ve Antalya’ya uğramadan doğrudan Alanya’ya gelmiştir. 18 Şubat 1935 tarihinde Alanya’ya varan Mustafa Kemal Paşa, İsmet İnönü’ye çektiği telgrafta doğrudan Alanya’ya geldiğini bildirmiştir.1
İlk Meclis’te Alanya’dan milletvekili bulunmamaktadır. İkinci Meclis’te görev yapan Antalya milletvekillerinden Şerif Alizade Murat Bey Alanyalıdır.