Liman şehri olması nedeniyle yirminci yüzyıla bir ihracat merkezi olarak giren Ordu şehri, oldukça varsıl bir noktadaydı. Rum/Yunan azınlığı Ordu’da Mesudiye’de yaşamaktaydı. Mesudiye ilçesinin yarısından fazlasını Rumlar/Yunanlılar oluşturmaktaydı. Osmanlı’da Mesudiye ilçesinin adı Hamidiye’dir. Yavadı, Gebeme, Hatunviran, Yastura, Lağus, Çavdar, Ermene, Kabalı, Hasanşeyh, Yavşan adında on nahiyesi vardı. Mütareke sonrası Hamidiye/Mesudiye ilçe merkezinde ki Rum/Yunan nüfus daha da çoğalmış, toplam nüfusun yaklaşık dörtte üçünü oluşturmuştu. Ticaret hemen hemen tamamen Rum/Yunanlıların elindeydi. Milli Mücadelenin başlamasıyla birlikte özellikle 1921 yılı içinde İlçede bulunan Rumlar/Yunanlılar iç kesimlere sürgün yollanmıştır. Ordu’lu Rumlar/Yunanlılar 1924 mübadelesi ile Yunanistan’a yollanmıştır.
“Yunanistan’a yerleştirilen Rumlar için vatan hala Anadolu, vatan hala Mesudiye’ydi. Bu gerçeği Mesudiyeli Rumlar 1939 Erzincan Depremi’nde de göstermişlerdi.” Savaşın acısını yaşamış ve mübadeleye tabi kılınmış kişiler ölünceye kadar sürgün edildikleri yeri unutmamışlar ve Erzincan Depreminde olduğu gibi her zaman doğup büyüdükleri yere yardım etmeyi bir görev saymışlardır. Yaşanılan dostlukları anımsamak ve anımsatmak, Şovenizm kötülüğüyle yanan kalplere belki bir nebze su tutabilmeyi görev bildiğimden Hikmet Pala’nın değerli kitabından bir dostluk öyküsünü yazıyorum.
“Rumlar mübadele sonucu Ordu’dan 1924 yılında ayrıldılar. Yusuf Bey’in ortağının oğlu Hristo Ordu’da mübadele vapuruna binmeden önce Rasim Akyol’a gelir, büyükçe bir kese altını kendisine verir ve ona şöyle der; ‘Bu altınları iskelede arama yapılacağı için sana teslim ediyorum. Bana bu altınları gönderirsin, göndermezsen de helal olsun’ Rasim Akyol Keçiköy’den bir kayık kiralar. Babası Yusuf Bey’in itibarından yararlanarak iskeleden uzaklaşan vapura çıkar, keseyi Hiristo’ya teslim eder. Bu olayı yıllar sonra Yunanistan’a gittiklerinde Edibe Hanım’a Hiristo’nun kendisi anlatmıştır. Yusuf Bey’in ortağının çocukları Hiristo ve Zaharya Selanik’te yerleşirler. Hiristo Agapidis 104 yaşında 2011 yılında vefat edene kadar Rasim Akyol’la mektuplaşır. Bir çok kere Ordu’ya gelir. Geldiğinde bir ay Rasim Akyol’un yanında kalır. Rasim Akyol ve eşi Edibe Akyol’da Hiristo’nun davetiyle birkaç kez Selanik’e giderler.”
Rus işgali nedeniyle Ordu’ya taşınan Trabzon vilayet merkezi şubat ayında yeniden Trabzon’a döndü. Mehmet Fahrettin Bey, Mehmet İzzet Bey’in yerine Ordu Kaymakamlığına atandı. Kısa bir süre sonra Ömer Cevat Bey kaymakam oldu. Bu arada Giresun eski belediye başkanının oğlu olan Contantin Contantinidis’in çabaları sonucu toplanan Pontus Kongresine Ordulu Yunan/Rum azınlık ta delege yollamıştır.
Ordu savaş sonuna kadar Trabzon vilayetinden alınıp Canik Sancağı’na bağlanmış ve Mutasarrıflık olmuştur. “İlk Ordu Mutasarrıfı İbrahim Ethem Bey oldu.”
Ordu’da bulunan özellikle Yunan/Rum azınlık Samsun’da, Trabzon’da yapılan her türlü etkinliğe katılıyor, gerektiğinde temsilci ya da delege yolluyordu. Aynı şekilde Ermeniler de Ordu’da etkindi. Ordu İdadisi’nin binasını boşaltıp binayı işgal etmişlerdi.
Trabzon’da kurulan Muhafaza-i Hukuk Milliye Cemiyetinin Ordu şubesi Süleyman Felek Bey tarafından oluşturuldu. Yönetim kurulunda, Çürüksulu Ziya Bey, daha sonra şube başkanı olacak olan Mustafa Haznedar Bey ve ondan sonra da başkanlık görevini üstlenecek olan Furtunzade Yusuf Bey, Tevfik Felek Bey, Hamdi Bey, İbrahim Namık Bey, Sıtkı (Savaşkan) Bey, Şevket Akyazı Bey, Mehmet Ali (Çol) Bey yer almıştı. Cemiyetin ileri gelenlerinin İstanbul Hükümeti tarafından tutuklanması istemi, Kuvayi Milliye taraftarı polis müdürü sayesinde gerçekleşmedi.
Erzurum Kongresinde Ordu’yu Dava vekili Hasan Bey temsil etti. Bu arada Ordu müftüsü olan Ahmet İlhami Efendi Kuvayi Milliye taraftarı bir din adamıydı.
Ordu’da Yunan/Rum çetelerinin çoğalması sorun yaratmaya başlamış, Topal Osman’ın yardım önerisi de Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından ret edilmiştir. Yunan/Rum çetelerine karşı Ordu’yu korumak için Uğuzluoğlu Ali’nin komutasında iki yüz kişilik bir milis güç oluşturulmuştur. Bu arada Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne milletvekili olarak Nurikadızade Recai Bey seçilmiştir.
Bu arada ticari yaşam dibe vurduğu için ekonomik zorluklar inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Ordu’da bulunan kimsesiz ve yetim çocukların bakılması olanaksız hale geldiği için çocuklar toplanıp İstanbul’daki yetimhanelere yollanmıştır.
1920 yılına girildiğinde Mutasarrıflığa Nizamettin Bey atanmış ancak üç ay görev yapıp yerini Daniş Beye bırakmıştır. İstanbul’un işgali üzerine Belediye Başkanı Yusuf Bey ve Müftü Ahmet İlhami Efendi, İstanbul Hükümetine protesto telgrafı çekip İstanbul Hükümetinin kararlarına uymayacaklarını belirtmişlerdir.
Bu arada bazı Türklerinde aralarında olduğu büyük bir Yunan/Rum kalabalık tarafından karşılanan Metropolit Polikarbos Ordu sahiline çıkmış ve Ordu’da incelemelerde bulunmuştur. Ordu İdari Meclisi toplantısına da katılmak isteyen Metropolit Polikarbos, Mutasarrıf Daniş Bey tarafından engellenmiş ve meclis toplantısına sokulmamıştır.
İlişkilerin gerilmesi sonucu 1920 yılının Şubat ayında Ordu limanına gelen bir vapurdan göçmen olarak bir miktar Rum/Yunanın inmesine de Ordulular itiraz etmişler ve bu kişilerin Ordu’ya gelmesini engellemişlerdir.
Bu arada Ordu’nun Giresun’a bağlanması teklifi TBMM’de tartışmalara neden olmuş ve Tunalı Hilmi Bey’in katkıları ile Ordu bağımsız sancak yapılmıştır. Ordu Mutasarrıflığını bir süre 1908 yılında Ordu Kaymakamlığı yapan Ahmet Faik (Günday) Bey’de yapmıştır. Ordu Mutasarrıflarının bu yıllarda sıkça değiştiğini görüyoruz. Bunda eşkıyalar nedeniyle ortaya çıkan asayiş sorununun çözülmemesi gösterilmektedir. Bazı Yunan/Rum ve Türk-Müslüman eşkıyalar ile mücadelede Mutasarrıf Miralay/Albay Kürşad Bey oldukça başarılı olmuştur.
Milli Mücadele döneminde 1921 yılının Ordu için önemli olaylarından biri de Rüsumat No:4 Gemisi ile ilgilidir. “Rüsumat No.4 adlı gemi, Karadeniz’den batı cephesine silah taşırken 19 Temmuz günü Yunan gemilerine yakalandı. Gemi, düşman gemilerinden kaçarak Ordu’ya sığındı. Silahlar Ordulularca boşaltılıp saklandı ve gemi batırıldı. Yunan gemilerinin uzaklaşmasından sonra, gençler gemiyi yeniden su yüzüne çıkartarak yüzdürdüler ve silahları yüklediler.”
1921 yılı içinde Rizeli korsanlar Ordu’yu basmış, Osmanlı Bankası ile Yunan/Rum ve Ermeni evlerini soymuşlardır. Sadece azınlıklara yönelik soygun olunca bu kişilerin İpsiz Recep çetesine bağlı olma olasılığı vardır. Pontus yanlısı Yunan/Rum azınlıklar üzerinde yapılan soruşturma sonrası Samsun İstiklal Mahkemesinde Ordulu Tokatlı Avram, Paminonda, Lambo, Metropolit Polikarbos, Doktor Tanasaki yargılanmıştır. İstiklal Mahkemesince Tokatlı Avram ve Paminonda idam edilmiş, Lambo yargılama sırasında ölmüş, Doktor Tanasaki on yıl kürek cezası almış, Metropolit Polikarbos ise beraat etmiştir.
Topal Osman’ın Yunan/Rum çetelerini ortadan kaldırma teklifine, “Bizim onlarla sorunumuz yok, şehrimizi karıştırma” diyen Çürüksulu Ziya Bey ve kardeşi Fuat Bey, Yunanlılara/Rumlara karşı hoşgörülü davrandıkları gerekçesiyle Çorum’a sürgüne yollanmaları da incelenmesi gereken konulardan biridir. Garipoğlu İsmail Hakkı Bey’in çıkardığı “Güneş” dergisi Milli Mücadele lehinde siyasal makale yayınladığı için mutasarrıflık tarafından kapatılmıştır. Milli İnkılap-ı İçtima-i Kulübü de İsmail Hakkı Bey öncülüğünde kurulmuştur.
İzmir’de toplanan Birinci İktisat Kongresine Ordu Ticaret ve Sanayi Odası adına Ömer Ağazade Hüseyin Avni Bey ve Ali Çavuşzade Hami Bey katılmıştır. Ziraatçılar adına da Bodurzade Fazıl Bey Ordu’yu temsil etmiştir.
Cumhuriyetin ilanından sonra ilk Cumhuriyet Valisi Fazıl (Özelçi) Bey olmuştur. İlk uygulamalardan biri de içki yasağının kaldırılması olmuştur.
Erzurum depremi nedeniyle Karadeniz gezisini kısa kesen Mustafa Kemal Paşa 19 Eylül 1924 tarihinde Ordu’ya gelmiş ancak birkaç saat kalarak ayrılmak zorunda kalmıştır. Gitmeden önce iskelede bir veda konuşması yapmıştır.
Ordu’da ilk yayınlanan gazete, “Osmanlı Ajansı” ismini taşımaktadır. 1913 yılında Karnik Erman Efendi tarafından çıkarılmıştır. 15 Kasım 1919 tarihinde çıkmaya başlayan Güneş Gazetesi Milli Mücadele taraftarı yazıları nedeniyle kapatılmış ancak 15 Şubat 1922 tarihinde bu sefer dergi formatında yayınlanmıştır. 1920 yılında Güneş gazetesi kapatılınca, Milli İnkılap-ı İçtimai Kulübü üyeleri gençler, “Ordu Bucak”, “Bucak”, “Beyanı Hakikat”, “Azim”, “Muvaffakiyet-i Milliye” isimli kısa ömürlü de olsa gazeteler çıkarmışlardır. İsmail Hakkı (Garipoğlu) Bey’in çıkardığı fakat uzun süre yayınlanamayan “Güneş Mecmua”sı böylece Ordu’daki ilk dergi unvanını taşımaktadır. 1944 yılına kadar Ordu’da başka dergi çıkarılmadığını görüyoruz. 1944 yılında Ordu halkevi tarafından “Ordu” ve “Yeşil Ordu” dergileri yayınlanmıştır.