Ukrayna Yalnız Bırakıldı. Peki, Şimdi Sıra Kimde?

Nazım Tokşen
906 views

Hamasın İsrail devletine 7 Ekim tarihinde yaptığı saldırıdan sonra ikiyüzlülükte sınır tanımayan batılı devletler hızlıca rotalarını bu ülkeye çevirdi. İlgiler başka yöne kayınca müptezel bir asalak olan Vladimir Zelenski ortada kaldı. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri bu ülkeye yardımları keserek silah desteğini İsrail’e kaydırdı. Böyle olunca tarih ve savaş konusunda hiçbir bilgiye sahip olmayan kokain müptezeli Zelenski, “Kırım’ı almak üzere operasyonu başlattık” dediyse de bırakın Kırım’ı geri almayı birlikler Oskil nehrine kadar geri çekilmek zorunda kaldı.
Rus General Surovikin tarafından oluşturulan üç hatlı savunma sistemi o kadar mükemmel ki Ukrayna birlikleri birinci savunma hattını bile geçemedi. Güncel bir bilgi ile devam etmek gerekirse Ukrayna birlikleri Bakhmut’un kuzey kanadından geri çekilerek Avdiivka bölgesinde savunma pozisyonu aldılar. Aynı zamanda Zaporizhzhia bölgesinden de çekilen Ukrayna’da durum kritik bir noktaya gitmektedir. Rus birlikleri tam anlamıyla bir karşı saldırı başlatarak on yıldır Ukrayna’nın elinde olan Marinka bölgesini kontrol altına aldı. Eğer Ukrayna birlikleri Avdiivka bölgesini kaybederse benim düşünceme göre Rusların sıradaki hedefi Oskil nehrine ulaşmak olacaktır. Ruslar bu noktaya kadar ilerlediğinde durum Ukrayna açısından çok daha kötü bir hal alacaktır.
Ukrayna’nın yalnız bırakılma sürecinde kimlerin neler dediğine göz atmakta yarar var. En başından beri bu savaşın çıkması için büyük çaba harcayan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Ukrayna’daki durumu kastederek, “Batı’nın yetersiz yardımı nedeniyle daha da kötüleşebilecek kritik bir durum gelişiyor. Kötü haberlere hazırlanmamız gerek. Çatışmalar aşama aşama gelişmekte. Ancak Ukrayna’yı hem kötü hem de iyi günde desteklemeliyiz,” diyor.
NATO Genel Sekreteri’nin bu açıklaması, batılı müttefiklerin Ukrayna’ya mühimmat ve mali yardımı tartıştığı ve aynı zamanda Moskova’nın asker sayısını artırdığı bir dönemde geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin cuma günü asker sayısını 170 bin artırarak 1,3 milyona çıkarmayı öngören bir kararname imzaladı. Bu kararın Avrupa devletleri için memnun edici bir tarafı yok tabii. Anlaşılan Rusya Sovyetler dönemindeki askeri gücüne dönmeyi hedefliyor. Gün be gün takip ettiğim bir meselede şunu çok net söyleyebilirim ki Putin içinde sosyalizm olmayan bir Sovyetler Birliği projesi hedefliyor.
NATO’nun açıklamalarının akabinde ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller’den ABD’nin Ukrayna’ya askeri destek bütçesinin %97 ile namlunun ucuna ulaştığını ve Ukrayna bütçesinin çok yakında biterek durumunu zora sokacağı açıklaması geldi. Bütün bu açıklamalardan sonra eş değer bir açıklama da Ukrayna Lideri Vladimir Zelenski’nin eşi Olena Zelenski’den geldi. Bayan Zelenski, BBC’ye verdiği röportajda, “ABD yardımlarının kesilmesi Ukraynalıların ölüme terk edileceği anlamına geleceğini söyledi. Olena Zelenski, “Dünya yardım yapmakta yorulursa, bu ölmemiz demektir.”
Olena meseleyi hiç anlamamış gözüküyor. Bir kere batılılar Ukrayna halkını ölüme göndereli çok oldu. Kafası çalışan insan şunu bilir ki bir yardım sonsuza dek devam etmez. Ne insan, ne de devlet sonsuza kadar sürecek bir yardımda bulunmaz. Her yardımın bir sonu vardır. Ukrayna’ya yapılan yardım da bitecektir ki bunun belirtileri şimdiden ortaya çıkmaya başladı.
Geçtiğimiz hafta Ukrayna ve İsrail’e 110 milyar dolarlık güvenlik yardımı sağlayacak Acil Harcama Tasarısı, ABD Senatosu’nun Cumhuriyetçi üyelerince bloke edildi. Tasarı onaylanmadı ama ne hikmetse ABD yönetimi, İsrail’e tank mermisi dahil yaklaşık 106,5 milyon dolarlık askeri malzemenin satışına onay verdi. Hibe değil ticari bir anlaşma; yersen tabi!
Özetlemek gerekirse ABD artık Ukrayna sayfasını kapattı. Bu savaş boyunca Rus güçlerini yordu, ama en çok da büyük düşmanını test etti. Düşman diri ve kuvvetliydi. Rus lider Putin ülkesinde destek gördü. Savaşa ve Putin’e karşı ciddi bir muhalefet oluşmadı. Savaşın şu anki güncel durumunda Ukrayna, topraklarının yüzde yirmisini kaybetmiş gözüküyor. Bu ülkenin 1991 yılındaki sınırlara dönmesi neredeyse imkânsız gibi. Ruslar çok hayati ve kritik bölgeleri ele geçirdi. Bunun, Karadeniz’in Ruslarca kontrolü bağlamında önemli sonuçları olacaktır. Ayı girdiği yerden çıkmaz. Görünen o ki Ukrayna yalnız bırakıldı. Peki, şimdi sıra kimde?