“Yeterince sık söylenmiş bir yalan gerçek olur.” -Vladimir Lenin
II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından gerçekleştirilen tarihin en büyük askerî operasyonu “Barbarossa” Harekâtı kod adıyla 22 Haziran 1941’de Sovyetler Birliği’ni işgal etmişti. Harekatın planlanmaya başlanmasından itibaren Alman ordusunun nihai hedefi hem Sovyetler Birliği’nin “Bolşevik” Komünist iktidarını hem de başta Yahudiler olmak üzere Sovyet yurttaşlarını ortadan kaldırmaktı. Sovyet topraklarının üzerinde uzun vadeli Alman kontrolünü sağlayabilmek adına Yahudileri, Komünistleri ve tehlikeli görülen diğer kişileri bombalayarak toplu katliamlar gerçekleştireceklerdi. Nazilerin Sovyet topraklarına girmesiyle birlikte Sovyetler Birliğinde de büyük vatanseverlik savaşı başlamış oldu. Ancak Nazi işgali altındaki Moskova Oblastı’nın, Mojaysk bölgesinde Almanlara teslim olan bir adam savaşın tarihsel sürecini tamamen değiştirecekti. Alexander Petrovich Demyanov adındaki bu adam bir Kazak soylusuydu. Büyükbabası Karadeniz Kazak Ordusu’nun albayı Anton Golovaty, babası Carlık Rusyası’nda görev yapmış yüzbaşı rütbeli Pyotr Demyanov’du. Annesi Maria Kulneva, başkentin yüksek sosyetesinin bilinen isimlerindendi. Yani Demyanov gerçek bir Rus asilzadesi, bir aristokrattı ve tek gayesi Sovyet rejiminin kanlı politikasını yenmekti. 1929 yılında “silah bulundurmak” ve “Sovyet karşıtı propaganda” yapmak nedeniyle tutuklanan Demyanov’un teslimiyeti de bu hedef doğrultusundaydı. Demyanov, Almanlara bağlı olduğu anti komünist taht örgütünün varlığından bahsetti. Bu örgüt Sovyet karşıtı monarşi ve Alman yanlısı bir örgüttü. Yeraltı örgütünün merkez komitesinde ise Romanov Hanedanı’nın hayatta kalan 47 üyesinden biri olan Prens Glebov Alman silahlarının zaferleri onuruna bir kaside yazan şair Sadovsky Almanya’da okuyan ve Alman resmi hakkında kitaplar yazan sanat eleştirmeni Sidorov gibi isimler yer alıyordu. Demyanov Sovyetler Birliğini yıkmak için örgütü adına Nazilerden iş birliği önerisinde bulundu. Almanlar Demyanov’a şüpheyle bakarak onu bodruma atıp uzun sorguların ardından işkence ederek birkaç gün sonra tamamen bitap düşmüş bir şekilde sabah erkenden infaz etmek üzere dışarı çıkardılar. Kendisine makineli tüfek doğrultan askerlerin önünde durduğunda, Alman istihbarat memurları Demyanov’un soğukkanlılığı karşısında şok oldular. İçlerinden biri ona şunları söyledi:
“Gerçek bir aristokrat gibi davrandın. Bir aristokrat her koşulda sakin kalmalıdır!”
İnfaz aslında bir sınavdı, bu sınavı geçen Demyanov 103 askeri personel ile birlikte Abwehr Komutanlığı istihbarat birimine gönderildi. Demyanov artık bir Nazi ajanıydı ve ona Max kod adı verildi. Göreve başlar başlamaz da ilk önemli bilgiyi verdi. 15 Kasım 1942’de Kızıl Ordu, Rzhev yakınlarında güçlü bir darbe indirecekti. Zhukov’un yöneteceği Rzhey operasyonunu önceden bilen Alman kuvvetleri saldırıyı çok rahat bir şekilde püskürtmeyi başardı. Max, Alman istihbaratı için gerçek bir süper casus haline gelmişti. Bildirdiği her şey derhal en yüksek askeri komutanlığa rapor ediliyordu.
Taht örgütünün ve Demyanov’un başarıları Hitler’in de dikkatini çekmişti ve Demyanov Alman cesaret madalyası ile ödüllendirilirken taht örgütüne de finansal, destek çok sayıda silah ve mühimmat verildi. Ancak Naziler için acı gerçek savaş bittikten sonra ortaya çıkacaktı. Çünkü Taht Örgütü tarihte hiç var olmamış bir örgüttü. Bu yazımızda da tarihin en başarılı ajanlık ve büyük vatanseverlik hikayesini yani Alexander Demyanov’u anlatacağız.
Ilyin Viktor Nikolaevich (Devlet Güvenlik Komiseri)
Elektrik elektronik mühendisi olmak için eğitim gören Alexander Demyanov’un hayatı devlet güvenlik komiseri İlyin Viktor Nikolayeviç ile tanışmasıyla birlikte tamamen değişti. İlyin onu NKVD (Narodnıy komissariyat vnutrennnih del) bünyesine alarak Moskova’ya transfer etti ve onu büyük operasyonel çalışmalara hazırlamaya başladı. Demyanov hiçbir zaman sıradan bir ajan olmadı. Eşsiz bir insandı ve bu nedenle kendinden emin ve bağımsızdı. Ayrıca doğal olarak istihbarat çalışmaları için gerekli tüm profesyonel verilere sahipti. Moskova’da sosyalleşmesi gerektiğini biliyordu. Bir gün Mosfilm film stüdyosunda kısa devre sonucu yangın çıktığında Mühendis Demyanov kazayı önlemeyi başardı. Bu sayede Sovyet tiyatro ve film yönetmeni, senarist, yayıncı, SSCB Halk Sanatçısı, beş Stalin Ödülü iki Lenin Nişanı’na layık görülmüş Mikhail Ilyich Romm ile tanıştı.
Mikhail ilyich Romm Sovyet tiyatro ve film yönetmeni senarist öğretmen yayıncı
Astangov Mikhail Fedorovich
Sovyet tiyatrosu ve sinema oyuncusu, tiyatro öğretmeni
Daha sonra senarist ve film yönetmeni Tatyana Borisovna Berezantseva ile tanıştı. Tatyana onu Sovyet tiyatrosu ve sinema oyuncusu, tiyatro öğretmeni Astangov Mikhail Fedorovich ile tanıştırdı. Demyanov Astangov’dan oyunculuk dersleri almaya başladı. Artık manastır operasyonunu için hazırdı. Sırada Moskova’nın en ünlü yapılarından biri olan Novodevichy Manastırı’na sızmak vardı. 1930’lu yıllarda manastır eski mabeyincilerin, din adamlarının ve Kazak subaylarının son sığınağı olmuştu. Bu asil yuvanın sakinlerinden biri de eski saray şairi, monarşist ve Alman aşığı Boris Sadovsky’ydi. Kendisini aslında küçük bir çevreden oluşan monarşist bir örgütün lideri olarak görüyordu.
Moskova, Novodevichy Manastırı
Sadovski Boris Vladimiroviç
Demyanov, Boris Sadovsky’ye ailesinin tarihini araştırdığını söyleyen bir mesaj iletti. Görüşmeyi kabul eden Sadovsky, karşısındaki genç adama hayranlıkla bakıyordu. Konuğunun gerçekte kim olduğunu bile düşünemiyordu. Çünkü Demyanov ileri seviyede Almanca konuşuyor, sohbet içinde Goethe’den alıntılar yapıyor, Sovyet iktidarına karşı düşmanlığını açıkça dile getiriyordu. Bu sayede manastıra ilk ziyaret başarılı oldu. Demyanov kısa sürede Moskova’da öne çıkan bir isim haline geldi. Aktörler ve yazarlarla arkadaştı. Ticari restoranları ziyaret ediyor, diplomatik resepsiyonlara katılıyor ve hipodromda oyun oynuyordu. Asıl amacı yabancı istihbaratçıların dikkatini çekmekti. Hipodromda Hitler’in kişisel tercümanı Alman diplomat Paul Schmidt Nürnberg ile tanıştı. Berlinli diplomat, sadece at yarışlarıyla değil aynı zamanda eski Rus mimarisiyle de ilgileniyordu. Demyanov ona Rus tarihinin ünlü bir anıtı olan Novodevichy Manastırı’nı göstermeyi teklif etti. Bu sayede Moskova’da bir yeraltı monarşistinin varlığı hakkında ipucu verecek, hatta onu lider yaşlı adam Sadovsky ile tanıştıracaktı.
Paul Schmis Nürnberg Diplomat, hitlerin kişişel tercümanı
Demyanov, Sadovsky’den Almanlara ithafen bir şiir yazmasını istedi. Sadovsky’nin şiirleri Taht Örgütü için broşür olarak basıldı. İki düzine kopya Moskova çevresine asıldı ve bazıları Alman mevzilerine yerleştirildi. Böylece Manastır Operasyonu için hazırlık yapıldı.
“İsa dirildi! Acele edin kardeşlerim!
Kanlı Ekim karanlığından,
Kollarımızı uzatıyoruz sana,
Özgürlüğe sesleniyoruz, Kralı bekliyoruz!
Mesih yükseldi! Otokratik Rus Çarının aziz kutsal sözü bundan sonra
Eskisi gibi yine aramızda olacak.”
-Boris Sadovsky
Demyanov’un uyguladığı plan tıkır tıkır işliyordu. Artık efsanevi organizasyon “Taht” a güvenle başvurabilirdi. Birkaç gün sonra Novodevichy Manastırı’na askeri üniforma giyerek geldi. Üzerinde büyükbabası Ataman Golovaty’nin göğüs haçı da vardı. Cepheye gitmeden önce Sadovsky’ye veda etti. Sadovski ondan ilk fırsatta Almanlarla temasa geçmesini istedi ve Moskova’da beklediklerini söyledi.
Anton Andrevich Glovaty Kazak atamanı, Askeri yargıç, Rus ordusunun Tuğgenerali, Karadeniz Kazak ordusunun kurucularından biri, Karadeniz kazaklarının kuban’a yeniden.
Sovyet istihbaratının “Heine” operasyonel kod adlı, Alman istihbaratının “Max” kod adlı duble ajanı artık tarihe yön vermek için göreve hazırdı. Demyanov’un verdiği bilgiler doğrultusunda Almanlar, Rzhev yakınlarındaki saldırıyı püskürtmüştü. Ancak Paulus’un grubunun Stalingrad yakınındaki çemberi onlar için tam bir sürprizdi. Almanya Stalingrad’da yas tuttu, ülkede üç gün yas ilan edildi. Savaşın ilerleyişini belirleyen Stalingrad Muharebesi, Abwehr’in Max’e olan güvenini hiçbir şekilde etkilemedi. Aksine Alman Genelkurmay Başkanlığı cephedeki başarısızlıkları bilgi eksikliğine bağladı. Abwehr Üçüncü Reich’ın askeri istihbaratı ajan Demyanov’u Moskova için en iyisi olarak kabul ediyor, kendisine tamamen güveniyor, Berlin’e ilettiği her şey derhal yüksek komuta ve Führer’e bildiriliyordu. Bazen sadece “Max” takma adının anılması bile karar vermek için yeterliydi. Alman istihbaratı için gerçek bir süper casusa dönüşmüştü. Sovyet istihbaratına göre ise düşman için güçlü bir dezenformasyon kanalı haline geldi. Max, sadece değerli bir ajan değil, aynı zamanda kapsamlı bir teşkilatın başıydı. Lubyanka artık onun aracılığıyla Alman casuslarının Moskova’daki tüm eylemlerini (demiryollarına ve savunma tesislerine sabotaj, su kaynaklarını zehirleme girişimleri gibi) kontrol edebiliyordu. Alman ajanlar Moskova’ya sadece silah ve telsiz değil aynı zamanda para da teslim etti. Taht örgütünün faaliyetlerini yürütebilmesi için gereken tüm ihtiyaçları Abwehr istihbarat servisi tarafından finanse etti. Abwehr askeri istihbarat ve karşı istihbarat servisinin başkanı Amiral Wilhelm Canaris bunu hayal bile edemezdi.
Wilhelm Franz Canaris
Amiral, Nazi Almanyası’ndaki Abwehr askeri istihbarat ve karşı istihbarat servisinin başkanı
Abwehr istihbarat
23 Haziran 1944’te Kızıl Ordu, Belarus’un kurtuluşuna başladı. Güçlü bir saldırı sırasında faşist birlikler Vitebsk, Bobruisk, Mogilev ve Minsk bölgelerinden temizlendi. Sonuç olarak, yaklaşık 100 bin Alman askeri ve subayı kendilerini Sovyet kazanında buldu. Bazı gruplar kuşatmadan kaçmayı ve ormanlarda saklanmayı başarmıştı. İşte o zaman yeni Berezino Operasyonu fikri doğdu. Wehrmacht komutanlığını varlığına ikna etmek ve Almanları ön cephede kendisine bir koridor açmaya zorlamak için sahte bir Alman birimi yaratması gerekiyordu. Sovyet birliklerinin bu koridora girmesi gerekiyordu. Böyle bir oyunun gerçekleşebilmesi için kuşatmadan kaçan Alman birliğine ilişkin bilgilerin Max tarafından bildirilmesi gerekiyordu. Demyanov hiç tereddütsüz bilgiyi verdi:
“Sovyet istihbaratına göre büyük bir Alman birliği Berezino bölgesinde saklanıyor ve batıya doğru ilerlemeyi planlıyor.” -Max
Alexandar Demyanov Abwehr’den radyogramlar alıyor. ‘Heine’ diğer adıyla ‘max’ ‘Manastır’ operasyonu ve ‘ Berezino’ operasyonu
Bu şifreleme başka bir radyogramla da doğrulandı. Sovyet istihbaratı tarafından görevlendirilen ajan Berezkin, Max’in birimin kesin koordinatlarını ve öne doğru hareket yolunu belirleyebildiğini doğruladı. Operasyon için hazırlıklar önceden başladı. Birkaç düzine Sovyet istihbarat subayı Berezino köyü bölgesine gönderildi. Ancak tam güvenilirlik için Alman askeri personelinin varlığı gerekliydi. Savaş esiri kamplarında uygun kişi arayışı başladı. Igor Shchors, komuta emriyle acilen buraya gönderildi. Varolmayan bir Alman askeri birliğinin komutanı rolünü oynamayı kabul edecek bir Alman subayı bulması gerekiyordu. Böyle birini hemen bulmak mümkün değildi ama yine de buldular. Alman ordusunun yarbayı Heinrich Scherhorn, yardım talebiyle Alman komutanlığına başvuracak, silah, mühimmat ve ilaç isteyecekti. Komuta cevap verecek, Hitler Scherhorn grubunu kurtarma görevini İkinci Dünya Savaşı sırasında başarılı özel operasyonlarıyla tanınan, Avusturya kökenli Alman sabotajcı, Otto Skorzeny’ye verecekti.
Otto Skorzeny İkinci Dünya Savaşı Sırasında başarılı özel operasyonlarıyla tanınan, Avusturya kökenli bir Alman sabotajcı , SS
Solda: Reinhard Gehlen ikinci dünya savaşı sırasında Wehrmach’tın Korgenerali, doğu cephesi’ndeki istihbarat başkanlarından biri
Sağda: Walter Schellenberg Güvenlik servisinin dış istihbarat başkanı SS Tugayı
Görünüşe göre Alman savunmasında bir koridor oluşturma fikri gerçeğe dönüşebilirdi. Ancak cephe o kadar hızlı bir şekilde batıya çekiliyordu ki, koridor oluşturmaya gerek bile kalmamıştı. Ancak Berezino Operasyonu’nun devam etmesine, Berlin’in, Scherhorn’un bir kısmının Sovyet topraklarında aktif olarak savaştığına inanmasına ve ona yardım sağlamaya devam etmesine karar verildi. Berezino operasyonel oyunu düşman için son tuzağa dönüştü. Neredeyse savaşın sonuna kadar Almanlar, Sovyet istihbaratının emri altında hareket edecekti. Ordu Grup Merkezi’nin keşifleri felç oldu. Tüm güçleri Scherhorn grubunu kurtarmaya odaklandı. Mühimmat, silahlar ve yiyecekler Berezino bölgesine düzenli olarak ulaşıyordu. Savaşın sonuna kadar Reinhard Gehlen ve Walter Schellenberg, Max’in kendi adamları olduğuna öylesine inanmışlardı ki onu bulmak için çok kez girişimlerde bulunmuşlardı. Elbette tüm bu hikayenin ana karakteri olan Demyanov, kesinlikle dünya istihbarat tarihine geçmiş, kelimenin tam anlamıyla dev bir istihbarat subayıydı. 1945’te savaş bittiğinde Amerikan ordusu generali, Hitler’in eski istihbarat şeflerinden General Gehlen’e “Max gerçekten var mıydı?” diye sormuştu.
Manastır Operasyonu, İkinci Dünya Savaşı’nın en muhteşem istihbarat operasyonlarından biriydi. Dünyanın hiçbir istihbarat servisinde buna benzer bir şey yoktu. Demyanov kurduğu kusursuz planı sayesinde düşman güçlerinin silah ve mühimmatlarını, yüklü miktarda parayı kendi ana vatanı çıkarları için kullanabilmiş tek ajandır.