Sosyalizm yaşatır.” Sözünün tam anlamıyla vücut bulduğu bir lider Thomas Sankara
“Dünya Bankası ve IMF yüz metre derinlikte su aramak için ihtiyaç duyduğumuz kredileri bizden esirgiyor ama üç bin metrede petrol aramak için kuyular açmayı öneriyorlar.” Thomas Sankara
Bir coğrafya düşünün; neredeyse insanlık tarihi boyunca sömürülmüş, köleleştirilmiş, rengi yüzünden ötekileştirilmiş. Çok da uzak bir manzara gibi görünmüyor değil mi? Evet insanlığın gözlerini kapattığı, kaderine terk ettiği Afrika’dan bahsediyoruz. Burada kaderine razı olmayan kara kıtanın yüz akı, başı dik insanların ülkesi Burkina Faso ve Thomas Sankara’yı anlatacağız. Tabii söz konusu olan koskoca bir kıta, bu nedenle sadece bir kişiden söz edilemez; başkaları da var elbet. Kıtanın yegâne teorisyeni olarak müstesna bir yere sahip olmasıyla öne çıkan Amilkar Cabral, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde ırk ayrımına karşı mücadele eden halk önderi, Siyah Bilinç Hareketi’nin kurucusu Steven Biko gibi. Ama kara Afrika’nın 20’nci yüzyılına damgasını vurmuş üç kişiden biridir Thomas Sankara. O Afrika’nın Che Guevarası… O “Sosyalizm yaşatır.” Sözünün tam karşılığıydı.
Yazımıza öncelikle Yukarı Volta’nın “Burkina Faso” Fransız sömürgeciliği dönemini ele alarak başlayalım. Sömürgecilik öncesi dönemde Burkina Faso topraklarında dönemin koşullarına uygun, imparatorluk mantığına dayalı, konfederatif nitelikte bir devlet yapılanması oluşmuştu. Söz konusu yapılanma, Gana’nın kuzeyinden gelen Mossiler ile mümkün olmuş fakat ne tam demokratik, ne de tam otokratik olan siyasal sistemleri kurumsallaşmamış bir devlet yapısı; neredeyse kronikleşmiş bir siyasal istikrarsızlık, ideolojisiz bir ideolojiye dayanan iç ve dış politika neticesinde yeni bir merkezî siyasal yapı oluşturamayıp eski bağımlılık ilişkilerini farklı şekillerde devam ettirmek zorunda kalan bir ülke haline geldi. Afrika’daki Fransız sömürge politikası, asimilasyon ideolojisinin varlığı 17’nci yüzyıla kadar uzanmakla birlikte sömürgeci genişlemenin ana dönemi 19’uncu yüzyılda 1830’da Cezayir’in işgali ile başlamıştı. Burkina Faso topraklarında sömürge idaresinin tesisi sırasında dönem dönem halk ayaklanmaları görülmekle birlikte; siyasî elit genel olarak yeni sisteme uyum sağlama veya büyük güçler arası rekabetten yararlanma yönünde bir siyaset izlemişti. Bu siyaset, büyük oranda sömürgeci devletlerle sömürgeleştirilmeye çalışılanlar arasındaki siyasî ve askerî güç asimetrisinden kaynaklanmaktaydı. Fransızlar, İngiliz emperyal politikasının aksine, yerlilere Fransız dilini ve kültürünü benimseyerek sonunda Fransız olabileceklerini öğrettiler. Dayatılan Fransız dilini ve kültürünü benimseyen sömürge yönetimi altındaki yerli halklar Fransa nazarında dikkate alınacaktı. Fransız hükümetince Dört Komüne oy hakkı sağlanarak Paris’teki meclise bir milletvekili seçme hakkı verildi. Fakat Afrikalılar için izlenen asimilasyon politikası kapsamında eşit haklar üzerine yapılan propagandalar sadece vaatlerden ibaret kalırken, bu dil meselesi sömürgecilikte dikkat çeken en somut örnek olarak günümüze kadar etkisini korudu.
Fransız sömürge projesinin ayırt edici bir özelliği de uygarlaştırma adı altında Hristiyanlaştırma misyonuydu. Kiliseye göre “medeni olmayan insanlara” uygarlık getirmek, Avrupalı beyaz adamın bir göreviydi. Afrikalı “medeniyet” dilini öğrendiği, hatta yerli inancını terk edip Hristiyan olduğu halde hiçbir zaman bir Fransız gibi muamele görmedi. İkinci Dünya Savaşı başlayınca da Fransız Batı Afrika’sından çok sayıda Afrikalı, Almanya’ya karşı savaşmak üzere Fransız ordusuna katılmıştı. Öyle ki, Burkina Faso bağımsız olduktan sonra “Savaş Gazileri ve Malûlleri Bakanlığı” bulunan tek Afrika ülkesi olmuştu. Afrika devletlerinde bütünleşme ve istikrar yönünde bir işlev görmesi umularak ideolojik siyasete geçilmişti. Böyle bir işlev görmeye en yakın ideoloji olarak ise çoğunlukla Marksizm ve türevleri tercih ediliyordu. Örneğin; yine bir Batı Afrika ülkesi olan Benin’de 1963-1972 yılları arasında gerçekleşen darbe ve darbe teşebbüsleri ülkeyi siyasal kaosa sürüklemiş, bu ortamda darbe ile iktidara gelen Mathieu Kerekou, ilk iş olarak Marksizm’i ülkenin resmî ideolojisi ilan etmiş; bu yolla hem siyasal istikrarsızlığı ortadan kaldırmayı hem de istikrarsızlığı körükleyen kabileci-bölgeci siyaseti yeni bir ideoloji etrafında birleştirmeyi amaçlamıştı. İdeolojik siyasete geçiş açısından yukarı Volta’da, Benin’dekine hemen hemen benzer bir süreç yaşanmıştı ama Lamizana döneminin son yıllarında, dış
yardımlara rağmen ekonomik koşulların istenen ölçüde düzelmemesi üzerine, sosyalist Sendikalar iktidara cephe alarak genel grev başlatırken grevler ülkede askerî müdahaleler silsilesini beraberinde getirdi. İlki Kasım 1980’de Albay Saye Zerbo öncülüğünde; ikincisi 7 Kasım 1982’de yapılan bir askeri darbe sonucu askeri tıp doktoru Jean-Baptiste Ouédraogo iktidara gelmiş ve 1983’te Thomas Sankara’yı başbakanlığa atamıştı. Kendisi gibi Marksist öğretiyi benimseyen kişiler ile birlikte bir hükümet kuran Sankara, o dönem Batı karşıtı tutumları ile dikkat çeken Libya lideri Muammer Kaddafi ile yakın ilişkiler kurmuş, özellikle sömürgecilik ve emperyalizm karşıtı konuşmalar yaptığı mitingler düzenlemişti. Sankara’nın bu muhalif tutumları, bu süreçte iktidarı ayakta tutabilmek için Afrika kıtasının güçlü ülkeleriyle ve Fransa ile olan ilişkilerini kuvvetlendirmeye çabalayan devlet başkanı Ouédraogo ve ayrıca Çad üzerinden Libya ile çatışan Fransa tarafından hoş karşılanmamış; Sankara görevden alınarak tutuklanmıştı. Sankara’nın tutuklanması yeni bir darbeyi beraberinde getirmiş ve serbest bırakılması yönünde lise öğrencileri, köylüler ve bazı sendikacıların da aralarında olduğu büyük bir vatandaş grubu tarafından birçok gösteri düzenlenmişti. Bu kitlesel tepkiler üzerine Sankara ve arkadaşları ev hapsine alınmıştı. Akabinde 4 Ağustos 1983’te Nahouri eyaletinde bulunan Po askeri, üssündeki subayların Compaoré öncülüğünde ayaklanması ile birlikte parti destekli öğrenci örgütlerinin kalkışmasını da Libya’nın dışarıdan desteklemesi sonucu oluşan büyük bir grup ile bir askeri darbe düzenlenmişti.
Ayaklanmanın ardından Batı yönelimli Ouédraogo hükümeti devrilmiş ve yerine devlet başkanlığı görevine İkinci Dünya Savaşı’nda Fransız ordusunda savaşan ve Naziler tarafından esir alınan bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen 33 yaşındaki Yüzbaşı Thomas Sankara getirilmişti. Yukarı Volta’da artık Sankara dönemi başlamıştı. İlk olarak sömürge dönemlerini hatırlattığı için ülkesinin Yukarı Volta olan ismini, ülkede yaygın kullanılan Mossi ve Dyula dillerindeki sözcükleri birleştirerek “başı dik insanların ülkesi” anlamına gelen Burkina Faso olarak değiştirdi. Sankara, babasının mesleğinden ötürü sömürge altında olan birçok farklı yerde bulunmuş ve erken yaştan itibaren sömürgeci yönetimin adaletsizliğinin farkına varmıştı.
Katolik olan ve aldığı misyonerlik eğitimi sonucu rahip olmasını isteyen ailesine rağmen tıp doktoru olmayı tercih etmiş, Bobo Dioulasso şehrindeki Ouezzin Coulibaly lisesine başlamıştı. Liseyi tamamlamadan Ouagadougou’da bir sınavı kazanıp askeri okula geçiş yapan Sankara, bağımsızlık temelli düşünceleri ile bilinen akademi rektörü Adama Toure’nin öğrencisi olmuştu. Toure’nin öğretisi üzerine devrimcilik, sosyalizm, anti-emperyalizm gibi fikirler edinerek Karl Marx ve Vladimir Lenin’in eserleri ile tanışan Sankara, Marksist ve Leninist öğretiden büyük oranda etkilenmişti. Eğitimlerinin ardından 1972’de asteğmen olarak Yukarı Volta’ya dönen Sankara, yurttaş hak ve görevlerini de kapsayan yeni askeri formasyon anlayışı ile dikkat çekmişti. Ülkesinin 1974’te Mali ile yaşadığı “Bande d’Agacher” sınır çatışmasında teğmen olarak başarılı bir görev yürütmüş ve hem askerlerin hem de halkın gözünde büyük saygınlık kazanmıştı. Bu başarısının sonucunda 1976’da Po kentinde bulunan Komando Eğitim Merkezi’ne atanan Sankara, sömürgecilik döneminden kalmış ordunun yeni subaylarının komutanı olurken; aynı yıl Fas’ta yaptığı staj esnasında daha sonra öldürülmesine sebep olacak olan yol arkadaşı Blaise Compaoré ile tanıştı. 1981’de ise Albay Saye Zerbo iktidarında Enformasyon Bakanı olarak görev almış ancak hükümetin işçi ve emek karşıtı politikalarını gerekçe göstererek 1982’de istifa etmişti.
İşte Jean-Baptiste Ouedraogo’yu devirerek sadece dört yıl iktidarda kalan Sankara’nın başarıları:
-2,5 milyon çocuğu birkaç hafta içinde menenjit, sarı humma ve kızamığa karşı aşıladı.
-Ülke çapında bir okuryazarlık kampanyası başlatarak okuryazarlık oranını 1983’te %13’ten 1987’de %73’e çıkardı.
-Çölleşmeyi önlemek için 10 milyondan fazla ağaç dikti.
-Dış yardım olmaksızın, ulusu birbirine bağlamak için yollar ve bir de demiryolu inşa etti.
-Kadınları yüksek devlet görevlerine atadı. Onları çalışmaya teşvik etti, askere aldı ve eğitim sırasında hamilelik izni verdi.
-Kadın haklarını desteklemek için kadın sünnetini, zorla evlilikleri ve çok eşliliği yasakladı.
-Hükümetin Mercedes araba filosunu sattı ve Renault 5’i (o dönemde Burkina Faso’da satılan en ucuz araba) bakanların resmi hizmet arabası yaptı.
-Kendi maaşı dahil tüm kamu görevlilerinin maaşlarını düşürdü. Devlet şoförleri ve birinci sınıf uçak bileti kullanımını yasakladı.
-Toprağı feodal toprak sahiplerinden alarak yeniden dağıttı ve doğrudan köylülere verdi. Buğday üretimi üç yılda hektar başına 1700 kg’dan hektar başına 3800 kg’a çıkarak ülkenin gıdasını kendi kendine yeterli hale getirdi.
-“Sizi besleyen sizi kontrol eder.” Diyerek dış yardıma karşı çıktı.
-Afrika Birliği Örgütü gibi forumlarda, Batı ticareti ve finansı yoluyla Afrika’yı sömürmeye devam eden neo-sömürgeci nüfuza karşı konuştu.
-Dış borçlarını reddetmek için Afrika ülkelerine birleşik bir cephe çağrısında bulundu. Yoksulların ve sömürülenlerin zenginlere ve sömürenlere para ödeme zorunluluğu olmadığını savundu.
-Ouagadougou’da Sankara, ordunun erzak deposunu herkese açık, devlete ait bir süpermarkete (ülkedeki ilk süpermarket) dönüştürdü.
-Memurları kamu projelerine bir aylık maaş ödemeye zorladı.
-Böyle bir lüksün bir avuç Burkinabe dışında kimseye sunulmadığı gerekçesiyle ofisindeki klimayı kullanmayı reddetti.
-Başkan olarak maaşını ayda 450 dolara düşürdü ve mal varlığını bir araba, dört bisiklet, üç gitar, bir buzdolabı ve bozuk bir derin dondurucuyla sınırladı.
-Kendisi de bir motosikletçiydi ve tamamı kadınlardan oluşan motosikletli koruma ekibi oluşturdu.
-Devlet memurlarının Burkina pamuğundan dokunmuş ve Burkina ustaları tarafından dikilmiş geleneksel bir tunik giymesini şart koştu. (Gerekçesi; yabancı sanayi ve kimliğe değil, yerli sanayi ve kimliğe güvenmek.)
-Diğer Afrikalı liderler için bir norm olduğu gibi, neden resminin halka açık yerlere asılmasını istemediği sorulduğunda Sankara, “Yedi milyon Thomas Sankara var.” Yanıtını verdi.
-Başarılı bir gitaristti. Ulusal marşın sözlerini yazıp bestesini de yaptı. “Tek Bir Gece” adlı marş, bugün hâlâ Burkina Faso’nun ulusal marşıdır.
Bu ve benzeri şekillerde yapılan başarılı ve hızlı reformların yoğunluğu her ne kadar halkın büyük bir çoğunluğu tarafından memnuniyetle karşılanmış olsa da Sankara’ya karşı geniş bir muhalefet oluşmasının önüne geçememişti. Kadın sünnetinin, çok eşliliğin ve başörtüsünün yasaklanması gibi uygulamalar bazı gelenekçileri ve muhafazakâr Müslüman halkı rahatsız etmiş, kırsal alanlarda yaşayan bazı kadınlar çok eşliliği günlük ev işlerinin paylaşılması açısından olumlu görürken, bazı kadınlar da kadın kimliklerinin oluşabilmesi için kadın sünnetini gerekli görmüştü.
Thomas Sankara iktidarına karşı yapılan bu karşıt tutumlar, dış dünyada da yakından takip edilmiştir. 1985 yılının Aralık ayında öğrenci eylemleri ile zor günler yaşayan ve aynı zamanda Burkina Faso’ya savaş açan Mali yönetimi, Sankara iktidarına karşı muhalif tutum sergileyen Burkinalıları bir araya toplayan Fildişi Sahili ve ayrıca Liberya da bu süreci yakından takip etmişti. Yine Fransa ve müttefiki Fildişi Sahili, Sankara’nın Gana ve Libya ile yakın ilişkiler geliştirmesinden ve Burkina Faso’daki başarılı reformların ve yönetim anlayışının bu bölgede de yayılma ihtimalinden büyük endişe duymuştur. Ancak Thomas Sankara, kendisine karşı dış dünyada oluşan bu karşıt tutumları göz ardı etmiş ve iktidarının devrilmesine gidecek yolu açmıştır. Hem iç hem de dış dünyada kendine düşmanlar oluşturan ve bu sürecin sonunda da giderek yalnız kalan Thomas Sankara’ya son darbeyi iktidarın ikinci adamı, dostu, yoldaşı ve silah arkadaşı Blaise Compaoré vurmuştur. Blaise Compaoré, daha sonra kendisini Devlet Başkanı olarak görevlendirecek Jean-Baptiste Lingani ve Bakan Henri Zongo ile birlikte Thomas Sankara’yı devirmek için bir darbe planlayarak 15 Ekim 1987 tarihinde Compaoré liderliğinde düzenlenen askerî müdahale sırasında Sankara ve 12 adamı yaptıkları toplantının ortasında katledildi.
ABD ve özellikle Fransa’nın perde arkasından desteklediği, Liberya ve Fildişi Sahili’nin örgütlenmesine katıldığı bu darbe ile 1983 yılında başlayan Thomas Sankara iktidarı son buldu. Fransa’nın perde arkasında olması postkolonyal çerçeveden ele alındığında, Fransa’nın askeri tahakkümünü hâlâ Burkina Faso üzerinde devam ettirdiğini göstermektedir. Burkina Faso bağımsızlığını kazanmış olsa da Fransa’nın özellikle askerî alandaki baskıcı ve zorba tutumu görünmez bir şekilde devam etmiş ve Fransa ülkenin tam bağımsızlığına sekte vuracak gücü elinde tutmayı başarmıştır. Sankara’nın ölüm haberinden sonra ülkede ayaklanmalar yaşansa da Compaoré bir diktatör olarak iktidarını korumayı başarmıştır. Compaore, Sankara’nın kamulaştırma hareketlerini hızla durdurmuş ve özelleştirmeye başlamıştır. Uluslararası bankalara tekrar başvurmuş ve 27 yıl boyunca ülkenin başında koca bir kara bulut olarak kalmıştır.
Ruhun şad olsun dünyanın siyah incisi. Fikirlerin hep yaşamaya devam edecek. Seni unutmayacağız.
Kaynaklar:
*Hatice Zehra BÜYÜKTAVŞAN TİKA-Mali Hizmetler Uzmanı, Yüksek Lisans Öğrencisi, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Bölge Çalışmaları Enstitüsü Afrika Çalışmaları
*https://africa-facts.org/facts-about-thomas-sankara-in-burkina-faso/
*Dr. Halim Gençoğlu makalesi Afrika’da Fransız sömürgeciliği Independent Türkç
*Harsch,E. (2014). Thomas Sankara an African Revolutionary. USA: Ohio University Press.
http://libgen.rs/book/index.php?md5=3A441DC05507A22BE893717CCAA00FA9
*Izard, Michel (1970), Introduction a l’Histoire de Royaumes Mossi (Paris: Centre National de la Recherche Scientifique).
*Englebert, Pierre (1996), Burkina Faso: Unsteady Statehood in West Africa (Boulder: Westview Press).
*Rupley, Lawrence A., Lamissa Bangali, Boureima Diamitani (2013), Historical Dictionary of Burkina
Faso (Lanham: Scarecrow Press).
*Quattara, Soungalo (2007), Gouvernance et Libertés Locales: Pour une Renaissance de l’Afrique
(Paris: Éditions Karthala)
*Skinner, Elliot Percival (1989), The Mossi of Burkina Faso: Chiefs, Politicians, and Soldiers (Prospect
Heights: Waveland Press).
*McNamara, Francis Terry. 1989. France in Black Africa. Washington, DC: National Defense University
*Mamdani, Mahmood, and Mahmood Mamdani. 2018. Citizen and Subject: Contemporary Africa and the Legacy of Late Colonialism.
*Ataöv, Türkkaya (1975), Afrika Ulusal Kurtuluş Mücadeleleri (Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları).
*Otayek, Rene (1989), “Burkina Faso: Between Feeble State and Total State, The Swing Continues”,
*İbrahim, G. (2018, 20 Kasım 2020). Sömürgeciliğe Direnen Devrimci: Burkina Faso’nun lideri Thomas Sankara. Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF). https://ordaf.org/somurgecilige-direnen-devrimciburkina-fasonun-lideri-thomas-sankara/
*Boumama, S. (2016). Afrika Devriminin Figürleri Kenyatta’dan Sankara’ya. Ş. Ünsaldı (Çev.). Ankara: Nota Bene Yayınları.
*Sawo, A. (2018). Burkina Faso’da Askeri Darbeler ve Rejimler: 1980-2015. Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü
*Murrey, A. (2019). The Palgrave Handbook os African Political Economy. S. O. Oloruntoba & T. Falola (Ed.). A Political Thought “Rich with a Thousand Nuances”: Thomas Sankara and a Political Economy of Happiness. Palgrave Publisher. ResearchGate. DOI: 10.1007/978-3-030-38922-2_10 https://www.researchgate.net/publication/331207182
*Bayram, M. (2019). Burkina Faso Siyasetinde İdeoloji ve Pragmatizm. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 74(3), 739757. DOI: 10.33630/ausbf.536170
*Degbotse, K. (2016). An Analysis of Thomas Sankara a Former President of Burkina Faso as a Leader. ResearchGate. https://www.researchgate.net/publication/316660395